Bir yandan aşırı sıcaklar yüzünden insanlar kasıp kavrulurken, diğer yandan da yüzlerce, türlü türlü canlı varlığı içinde barındıran, bizlere oksijen veren o güzelim ormanlarımız da cayır cayır yanıyor! Allah’ım bu nasıl bir imtihandır böyle… Bu fani dünyada resmen cehennemi yaşıyoruz.
Aylardır yanan ve adeta kül olan, ormanlarımızın önemi ve özelliği, anlatmakla bitiremeyeceğimiz kadar çoktur. Şuanda hepimizin gözleri önünde, ateşte can veren ve adeta kömür sahasına dönen ormanlarımızın önemini, gelin hep beraber hatırlayalım!
Kuşkusuz ormanların en önemli faydası, oksijen kaynağı olmasıdır. Bitkiler fotosentez yolu ile havadan karbondioksiti alır; havaya oksijen verir. Havada yüzde 21 oranında oksijen bulunmaktadır. Bu miktarın yüzde 56’sını ormanlar üretir. Kentlerimizde bu oranlar daha düşüktür. 40 kişinin bir saatte havaya verdiği karbondioksiti, yetişkin bir çam ağacı 1 saatte oksijene dönüştürür. 1 Hektar çam ormanı, havadaki 36.4 ton tozu süzer. 1 Hektar çam ormanı yılda 30 ton oksijen üretir.
Ormanlar, bitkiler ve hayvanlar için doğal bir su şebekesi gibidir. Kar ve yağmur biçimindeki yağışı ağaçlar; yaprakları, dalları, gövdesi ve kökleri ile tutarak, sellerin, taşkınların olmasını önler. Ayrıca yeraltı sularının oluşmasına yardım eder. Ormanlar barajların ekonomik ömrünü uzatır, doğal afetleri önler, ülke ekonomisine katkıda bulunur. Yetişkin bir kayın ağacı kökleriyle 10 ton su tutabilir. Ağaçlar yağmurların yeryüzüne direk inmesini, akıp gitmesini önler. Yağmur sularını havzada tutarak korur.
Ormanlar eğlenme, dinlenme ve boş zamanlarını değerlendirme imkanı sağlar. Havası, suyu, doğal görünümleri ve sakin ortamı ile özellikle şehirlerde yaşayan insanları kendisine çeker. Bu yönü ile insanların beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu rol oynar. Yerleşim alanları çevresindeki hava kirliliğini ve gürültüyü önlemesi insan sağlığı bakımından büyük önem taşır. Ormanların insan sağlığı üzerindeki bütün bu olumlu yararları nedeni ile büyük kentlerin çevresinde ormanlar yetiştirilmekte, dinlenme yerleri kurulmaktadır. 250 metrekare genişliğinde orman, gürültüyü yüzde 50 azaltır.
Ülkemiz flora bakımından oldukça zengindir. Ülkemizde 10 bine yakın bitki türü mevcut olup, bunlardan 3 bin adedi endemiktir. (Yalnız ülkemizde yetişir.) Avrupa’da endemik bitki türü sadece 2 bin 650’dir. Ormanlar, orman içinde ve dışında yaşayan insanlara çeşitli iş alanları sağlar, işsizliği önlemede etkin rol oynar, böylece köyden kente göçü azaltır. Ormanlardan elde edilen ürün çeşitleri; odun, yaprak, çiçek, meyve, tohum, reçine, kabuk, kök, çalı, ot, av hayvanı, su, toprak, kil, taş, kömür ve madenler gibi, çok sayıda ve değişik nitelikte hammaddelerdir... Bu maddeler niteliklerine ve pazar isteklerine göre çok değişik kullanım yerleri bulabilmektedir. Bu ürünler içerisinde en bol elde edilen ve geniş bir pazarlama olanağı bulan ürün ise, odundur...
Ormanların ayrıca suyu düzenleme, toprağı koruma, iklimi etkileme, doğayı koruma ve güzelleştirme gibi çok önemli hizmetleri vardır. Buradan sıralamayacağım kadar özellik ve öneme sahiptir ormanlarımız.
Evet.. Böylesine önem arz eden ve bize oksijen veren, aynı zamanda yüzlerce türlü türlü canlı varlığı içinde barındıran ormanlarımız, maalesef aylardır yanıyor. Ormanlarımız ve içerisinde yaşayan canlı varlıklarla birlikte, bizim de ciğerlerimiz yanıyor. Bu işte her kimin dahili varsa, kimin katkısı varsa, Allah bin kere belasını versin.
Hakikaten canımız, ciğerlerimiz yanıyor artık. ‘Allah’ım bu nasıl bir imtihandır’ deme noktasındayız. Son yılların en sıcak yaz mevsimini yaşıyoruz. Türkiye’nin her yeri adeta kavruluyor. Uzmanlar, sürekli uyarılarda bulunuyor. Onlarca ormanda yangın var. Özellikle ‘Deniz gören yerler’ nedense daha çok yanıyor! Onlarla beraber, bizim de içimiz yanıyor;
Muğla, Antalya, İzmir, Hatay, Adana, Aydın, Bursa, Çanakkale, Manisa, Kocaeli, Burdur, Tunceli… Ve daha birçok yerleşim yerimiz, yangın ile imtihan oldu, oluyor. Çok ama çok canımız yanıyor. Acımız dinmiyor.