Diyarbakır’da bazı insanlar vardır; şehri güzelleştirmek için özel bir çabaya ihtiyaç duymazlar. Yalnızca varlıklarıyla bile sokaklara neşe, kalplere umut, yüzlere tebessüm bırakırlar. Mezher Tekçi de işte o isimlerden biri. Kentin tanıdığı adıyla “Kürt Morinho”…

54 yaşındaki Tekçi, yıllardır bir apartmanda kapıcılık yapıyor. Ama onu sıradan bir kapıcı olarak tanımlamak, belki de Diyarbakır’a haksızlık olur. Çünkü Tekçi, günlük yaşamın gri akışına meydan okuyan bir renk cümbüşü gibi. Herkes onu başka bir yönüyle tanıyor: apartmanda çalışan biri olarak, bazen amatör bir takımın teknik direktörü, bazen tribünlerin enerjisini yöneten bir amigo, bazen de düğünlerin en hareketli halaybaşı…

Bir şehirde bir insan nasıl bu kadar farklı role sığar?
Diyarbakır bunu da mümkün kılıyor.
Tekçi’yi diğer insanlardan ayıran ilk şey, hiç kuşkusuz giyim tarzı. Kentte nereye giderseniz gidin, onu rengârenk yöresel kıyafetleriyle görürsünüz. Şehirde adeta kendi estetik duruşunu yaratmış bir isim. Şalvarlar, desenli gömlekler, farklı renklerde şapkalar… Hepsi onun günlük yaşamının doğal bir parçası.
Bu kıyafetler artık yalnızca bir tarz değil; Mezher Tekçi’nin kimliğinin bir uzantısı. Kentte onu gören çocuklar, gençler, yaşlılar bile onu bu renklerle özdeşleştiriyor. Sanki Diyarbakır’ın kendine özgü ritmini, kültürünü ve enerjisini üzerinde taşıyor.

Tekçi’yi Diyarbakır’da bir gün boyunca izleseniz, sıradan bir günün bile bir festivale dönüşebileceğine tanık olursunuz. Sabah apartman temizliğinde gördüğünüz adam, öğleden sonra bir amatör takımın kenar çizgisinde taktik verirken karşınıza çıkabilir. Akşamüstü tribünlerde takımı coşturan bir figür olur, gece ise bir düğünde halaya yön veren kişi…
Onu bu kadar özel yapan şey, şehrin ritmine kendini hiç zorlamadan, doğal bir uyumla bırakması. Ne rolü değişince kişiliği değişiyor ne de bir yerden başka yere geçerken enerjisi azıyor. Sanki Diyarbakır’ın her köşesinde ayrı bir Mezher Tekçi var, ama hepsi aynı coşkunun yansıması.
Bir şehir bir insanı neden sever? Çünkü o insan şehrin kendisine ait bir parçası gibidir. Mezher Tekçi de tam olarak böyle biri. İnsanların hayatlarına kısacık temaslarla bile neşe bırakabilen biri. Gördüğü her ortamda enerjiyi yükseltebilen biri.

Diyarbakır çok katmanlı, çok sesli bir şehirdir. Kimi zaman hüzünlüdür, kimi zaman yorucudur, kimi zaman da çok coşkuludur. Ama Mezher Tekçi gibi insanlar bu şehrin ruhuna bir başka ışık katar.
Belki de hepimizin ihtiyacı olan şey biraz Mezher Tekçi ruhudur:
Neşeyi, coşkuyu, samimiyeti saklamadan yaşamak…
Hayatın her alanına kendi rengini bırakmak…
Diyarbakır’ın renkli kapıcısı, “Kürt Morinho” Mezher Tekçi…
Bu şehir, senin gibi insanların varlığıyla daha güzel.