Yeryüzü canlıların en akıllısı, medenileştikçe vahşileşen, yalnızken de bir dokunsan ağlayacak ve sevgiye en çok gereksinimi olan, acınası mahlukat insan... Öyle ama arsız mı arsız insanoğlunun şu haline bir bakın. Doğada ne varsa ona dairdir. Öncelik hep onun payıdır. O hep açgözlü ve oburdur. O, her altıda biri açlık sınırı altında yaşayanından ultra zenginine kadar, hep sevgi yoksunu sevgiye muhtaç ve ac, ac... Allah Aşkına. Dünden bugüne dünya insanına bir bakın. Kimi gücünü, kimi inancını, kimi ruhunu pazarlarken, kimin kimi neyle, nasıl da sevgisizce vurduğuna bir bakın, anlayabileniniz var mı?

Takvimi, kendi egosunu tatmin için buldu. Gücünü azaltan genel hatalarını hatırlamak için özel günlere böldü ama tarih boyunca bölüşmesini bilemedi.

Evet, bugün sevgililer günüymüş!

“Hiç değilse, gençlerin hatırı için gençler kadar yeniden sevgiye iyimser bakabilsek diyorum. Sevgiye, sevgiyle gidebilsek... Tanrıça İştar, tanrıça Juna veya Aziz Valentine'nin bakir ve saf yüreklere sevgi armağanını, törelere ve modern tapınaklarda tuğralara adak olarak sunulmasını ne yapsak da engelleyebilsek acaba?” diyorsanız; “Önce sevdalarınızda yürekli olun...  Sevdiğinize ve sevilmenize layık olun!” derim.

Yine desem ki;

 …“yüreği kabaranın,

yüreğinde alazlanan başka bir yürek olanın,

yürek yaşı olmazmış,

günahı sorulmazmış.

Siz, siz olun; aklı sevdasında olanla aşık atmayın.

 Sevdasız olanla da arkadaşlık yapmayın.

Çünkü aşk, ruhsal bir insan özelliğidir ve maddeci değildir.

Aşka ilgisiz kalmayın ama aşkı seks ve çıkar olarak da görmeyin.

Aşka seks ve çıkar olarak bakan kim varsa resmen eşektir.

Neden mi? Hayvanların içinde sessizlik unvanı bilindiği gibi eşektedir ve eşek yaşamı boyunca iki şey için anırır.

Bir acıkınca. Bir de seks ihtiyacı duyunca.

Haram kazancın kapitalinden ve bu kapitalin daha da bunalttığı bu tip eşek ruhlu insanlardan korunun.

Siz siz olun, seksi ve çıkarı sevgiyle karıştırmayın.

Bizim buraların tabiriyle,”Yani eşekleşmeyin...”

Kötülerin kirli, akçeli dünyasında ki hayat, birkaç adım ötede bir başka sürse de, tekil, zavallı bir hayattır. Bu hayat; bir şarkı gibi bazen bize rağmen, bizimle yan yana, yanı başımızda devam etse de bizi derdest etmemeli.

Yüreğinden sevgiyi ret eden insan, bir anlamda insanlığını ret eder.

Hayata bir şarkı olarak bakın. Her zaman sizin istediğiniz makamda söylenmediğini fark ettiğinizde; ister Şırnak’ın Qesrik Boğazında bir çoban olun, ister Tuşba(Van)da Ah… Tamara (Akdamar) diye bağıran genç, ister İstanbul boğazında bir holdingin patronu olun. “İlkel geleneklerim değil, modern kapitalizmin ruhsuzluğu, sevgi aşıma soğuk su katıyor,“ diyorsanız, ruhunuz henüz kirlenmemiş. Siz sevgi denizinde ve insani sevginin tadını alanlardansınız. Tersi durumda da, siz sevgiyi değil, içinizdeki canavara koşuyor, oyalanmak istiyor, kendinizden kaçıyorsunuz. Alışkanlıklarınızı, zaaflarınızı, bağımlılıklarınızı sevgi sanıyorsunuz.

Oysa beyninizin periferisine çarpan günahsız bir kelebektir aşk. Kapınızı çalan hiç büyümeyen çocuktur. Bırakın yüreğinizden içeri girsin.

Bir şiirim de; “...Sen aşk / Yokluktan anlamayan çocuk /... diye tanımlamaya çalışmışım. Evet Aşk çocuktur. Hiç tanıma, yaşa, başa ve yasaya gelir mi?

Sevgili Dostlar.

Evet, Bugün Sevgi(liler) günüymüş!

Tüketimi körükleyenler, gazetelerden, televizyonlardan, alış veriş merkezlerinin reklamlarından kulağımızın örs ve çekicine, gözlerimizin pencerelerine 'kiralık ev' ilanları gibi günlerdir bugünü vura vura,  göstere göstere, beynimizin imbik sistemine şartlı öğrenme ile girerek hatırlatıp durdular. Nasıl da 'her şey satılık’, Nasıl da her şeyi, pazarlama ve suiistimal etme özgürlüğü var, değil mi? 

“Hadi, gelin bugün sevgilinize alacağınız bir gonca gülün parasını Gazze’deki,   Türkmenistan’daki, Kürdistan’daki, Yemen’deki “bomba arttığı” çocuklara gönderelim” desem de, sesimi kaçınız duyacak?  Ama hiç değilse bu yazıyı okuyanlar yazının bu paragrafındaki bu önerimi bugün ve gelecek için de olsa hafızanızın bir yerine yazıverin, olur mu?

Hadi, gelin insan bitmeyince sevgi bitmez deyin. İyi ki de varmış deyin. İnsan hâlâ doğup büyüyorsa, sevgi de sevgililer de doğup büyüyecek.

Çünkü, sevgi insandır, sevgili de insanın gizli, açık ruhunun yaşatan hazinesidir. Seven olmadan, sevgilinin de olmayacağını en çok sevilenler bilmeli.

Kolunuza değil, yüreğinize taktığınızdır sevgiliniz. 

Sevmek büyülenmektir. Eksiksiz ruhsal bir varlıktır, hep vardır.

Çünkü, Aşkın ideolojisi yoktur.

Hapishanesi, gardiyanı yoktur. 

Sevgi çocuktur, ebeveyndir, gurbettir, sıladır, sanattır, bilimdir, kültürdür.

Topraktır,  çiçektir, kadındır, erkektir.  

Sevgi, kimi zaman ülkedir, Allah’tır, anlaşılmazdır, sınır tanımazdır.

Ulusu, dini olmayan bir hazdır.

Saygıdır. Sabırdır. Korkudur. Cesarettir. Tattır.

Seven verici, sevgili alıcıdır.

Seven cömert, sevilen cimridir.

Sevgi doğaçlama ve karşısındakinin her türlü bireysel yasasını peşin kabul etmiş, ya da kabule hazırdır.

Sevgi Küstüm Çiçeğidir. Sakın ona yanlış dokunarak, onu incitmeyin.

Bayanlar, Baylar!

Siz bu değerleri ne kadar yaşadınız veya bu değerleri ne kadar yaşamaya hazırsınız? Bilmiyorum ama yanıtınızı bana değil içinizde ki sevgiliye saklayın, karşılaşınca da söylemekten kaçınmayın.  

Sahi, sevgililer günü kaç yaşında bileniniz var mı?

Yanıtınız, Kürdün İştar’ından, hem savaşan hem sevişen Sawuşka’sından Romalı Juno'dan veya Papazdan başlıyorsa, yanılıyorsunuz.

Sevgililer Günü’nün yaşı bize Kalûbela’dan beri, Adem ile Havva'dan kalmadır. Çünkü ilk sevgililer onlardı. Demek ki, aşk biz tüm insanlara ilk anne ve babamızdan kalan en eski ve evrensel bir mirastır...

Bir tekrarım olsun size;”Sevgililer şımarmayın ve unutmayın; sevenleriniz olmazsa sizler de olmazsınız.  Ha bir de;”Seveninin kıymetini bilen sevgilinin ömrü uzun olur” diyor bu satırları yazan…

Artık aramızda olmayan biri için, on yıllar önce yazdığım ve “Gönlümün İki Yüzü” adlı kitap’ıma aldığım “Kadınım”adlı şiirim bana hep boynu bükük, öylece bakar, durur. Sizinle paylaşmak istiyorum. Beğenirseniz, siz de paylaşırsınız.

Sevgililer gününüz sevginizin tadında geçsin.   

KADINIM

Senin için bir şeyler yapmak,

Hala hoşuma gidiyor kadınım.

Ayrıldığımızı,

Bazı bazı unuturum işte.

Bugün Sevgililer Günü.

Dün sana gül göndermiştim.

Kadınların para ve çiçek sevdiğini,

Aşksız bir kadından öğrenmiştim...