Ne vakit ‘görmediğimiz bir şey kalmadı’ desek bir yenisi ekleniyor olmaz denilenlere. Geçtiğimiz günlerde 20 yılda neler yaşamışız araştırmak ve yazmak istedim, yapamadım. İçinden çıkamadım olayların. Siyasi olarak devrimsel değişiklikler, eğitim sistemi, ekonomi, sağlık hatta özgürlük… Ne çok şey evrilmiş, bir o kadar da devrilmiş hayatta.

Daha çocuk yaşta dinlerken ‘kitap neden saklanır ki’ diye sorguladığım hikayeler vardı. Bıyık şekline göre inançların gösterildiği, bir inancın diğer inanca yaklaşamadığı görünmez sınırlar ve o sınırlara saygı duyan taraflar vardı. Bu topraklar, iki eli olmadan yapamayacak herkesin, sağ ve sol diye yaptığı seçimler yaşadı.

Siyasi bir ailede büyümedim ben. Kimse şuradan uzak dur, bununla konuşma demedi. İnanç tekti, doğru ve yanlış. Can yakan herkes yanlış, yanana el uzatan doğruydu benim için. Yaşlı hep yaşlıydı, çocuk hep çocuktu, kadın hep kadındı. İnsan neye inanırsa inansın, insan değil miydi?

Daha ortaokuldayken, okulumun önünde patlayan bombada herkesle beraber korktuk. Lisede Gezi Parkı olayları alevlendiğinde, eyleme giden bir grup gence saldıran ‘çocuk’ niye yapmıştı bunu ve niye bir şeyleri savunmak için biber gazlarının önüne dökülmüştü çocukluk? Sabahlara kadar beraber ders çalıştığımız onlarca genç, sabahında birbirine acımadan neden vurmuştu üniversitede, eğitimin sokaklarında neden TOMA’lar gezmişti?

Tutulan, savunulan, vurulan, öldürülen, uğruna ağız dolusu gülünen bu inançlar nerede şimdi?

O mu olsun dersen, olmasın. Ben o vakitte de nedenini anlamamıştım hiçbir acının. İnancı yüzünden incitilmemeli kimse çünkü.

Anlamadığım tek şey şimdi ne oluyor?

Nereye gömüldü bu inançlar?

Bir gün hatırlanmayacak kadar değersiz şeylerse, neden öldü sokaklarda gençlik?

Seçimler yaklaştıkça belirsizlik artıyor. Konuştuğum kimse inancını dile getirmiyor. Bir iyisi bir kötüsü var herkesin. Oysa herkeste yok mu biraz iyilik birazda saf kötülük?

Bir siyah bir beyazdan, griyi sevemeyecek ve bunu kabul edebilecek kadar gelişemedik 21. yüzyılda. Birliği bile güç uğruna sağladığımız yüzyılda, görüşlerden, inançlardan, doğrudan ve yanlıştan vazgeçtik, biz kişilere kaldık.