Ülke olarak çok zor bir süreçten geçiyoruz. Bir yandan covid-19 belası, bir yandan salgının yarattığı ekonomik tahribat ve öte yandan yangın, sel gibi felaketler…Herkeste gerginlik tavan yapmış durumda ve provokasyonlara son derece açık bir ortam. Toplumun ayarlarıyla oynamak isteyenler var. İnsanları şiddete, ortamı da karışıklığa itmek istiyorlar, bu açık ve net.

* * * * * * *

Yaşanan orman yangınları ve ülkemize akın akın gelen düzensiz göçmenlerle birlikte gördük ki; sokakta kan akıtmak isteyen karanlık güçler muazzam bir çaba içinde.

* * * * * * *

Ülkemizde başta sokaklar olmak üzere her alanda sağlanan huzur ve güven ortamının bozulması için olağanüstü bir çaba gösteriliyor ve bu çaba daha çok sosyal medya üzerinden gidiyor. Oldukça tehlikeli ve bir çoğu da algı ve provokasyon oluşturmaya yönelik yalan yanlış paylaşımlardan oluşuyor.

* * * * * * *

Türkiye'ye yönelik düzensiz göçmen akınıyla karşı karşıyayız. Ülkelerindeki savaş, çatışma, kan, kaos ve belirsizlik nedeniyle kaçıp ülkemize sığınan milyonlarca mülteci var. Elbette ki kimse durduk yere evini, toprağını ve vatanını terk etmek istemez. Ancak kimse de bombaların altında can vermek de istemez!

* * * * * * *

Mülteci meselesine gelince; yanlış ya da doğru, tartışırız ama bunu şiddetle, kanla çözemeyiz. Mülteci ve göçmenleri, ülkemizden göndermenin yolu asla bu yöntem olmamalı.

* * * * * * *

Mülteci ve göçmenlerin bize ciddi küflet olukları doğru. Ülkenin hemen hemen her bölgesine yerleştikleri ve bazılarının bizden daha iyi şartlarda yaşam sürdükleri de doğru. Kendi vatandaşlarımıza karşı dayılık yapanların olduğu da doğru. Kendi vatandaşımız geçim sağlayamadığı için intihar ederken, onların kullandıkları su ve elektriğin ücretini ödemedikleri de doğru. Bunlar hepsi doğru ama bu doğrular, onlara şiddet uygulamayı asla haklı çıkarmaz. Muhalefet daha doğru bir politika ve eleştiri dili kullanmalı. Doğrudan bu insanları hedef haline getirmemeli.

Ülkemizde misafir olan mülteciler her şeyden önce misafir olduklarını unutmamalı ve ona göre yaşamlarını sürmeleri gerekir. Bıçakla, silahla sağlanan huzur ortamını bozma hakkına sahip değiller. Hele ki misafir oldukları ülkemiz insanlarına ‘dayılık’ yapma hakkına hiç sahip değiller.

* * * * * * * *

Mültecilerin bazı hal ve tavırları kavgaya neden olabiliyor. Zira dün Ankara'nın Altındağ ilçesi Battalgazi Mahallesi’nde de bu nedenle olduğu iddia edilen sebeple iki grup arasında kavga çıktı. Kavga sonucu yaralanan iki kişiden biri olan Emirhan Yalçın hastanede hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin. Ardından gerginlik başladı ve dün bütün gece Altındağ’daki tehlikeli gerilimi takip ettik.

* * * * * * *

Polisin olağanüstü güvenlik önlemleri aldığı Önder ve Battalgazi mahallelerinde gece boyu tansiyon yüksekti.

* * * * * * *

Kalabalık bir grup yürüyüş düzenledi. İki mahallede yaşayan Suriyelilerin evleri ve dükkanları hedef alındı.

* * * * * * *

Polis, "Ülkemizde arzulanan provokasyon ortamına müsaade etmeyelim. Sizleri provoke edebilecek tanımadığınız kişilerin sözlerine itibar etmeyiniz" anonslarını sık sık yaptı.

* * * * * * *

Bakıldığında her haliyle provokasyon ortamı yaratma çabası olduğu kesin. Bu olayı sosyal medyaya yalan ve bir başka ülkede çekilmiş videolarla taşıyanlar da iyice kaşıdı. Biz gerçek görüntüleri paylaşarak, gerilimin biran önce sona ermesine gayret gösterdik. Ama başka amaç taşıyan art niyetliler maalesef gece boyu yalan görüntülerle algı oluşturma çabası içerisine girdi. Yazıklar olsun!

* * * * * * *

Sebep ne olursa olsun demokratik ve hukuk ortamının ve kurallarının dışına çıkmamak lazım. Bir kardeşimizin ölümüne sebep olan adalete teslim edildi ve cezasını adalet verecek. Hukukun dışına çıkarak şiddet yöntemi uygulamak doğru olmadığı gibi ülkemizi batının karşında da küçük ve aciz duruma düşürür. Asla ülkemizde yaratmak istenen kaos ortamına müsaade etmemeliyiz.

Yeni Journal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.