Doğrusunu söylemek gerekirse, çok üzgün ve kızgınım. Bir insanın geleceğini ilgilendiren, şekillendiren en temel meselenin, bazı liyakatsiz yöneticilerin, rant meselesine çevirmesine hakikaten çok üzülüyorum. Yazık..!

Defalarca kez değinmişimdir bu meseleye… Önemini, değerini, hep ifade etmişimdir. Bir insan nasıl dengeli olur? Tabi ki; eğitimle… Eğitim konusu oldukça hassas ve önemli bir meseledir. Geleceğimizi ilgilendiren, şekillendiren, yarının teminatı olan çocuklarımızın geleceği açısından da, en temel meselelerden biridir eğitim.

* * * *

Genel manada eğitim, bir insanın; duygusal, bedensel, zihinsel olarak sahip olduğu yeteneklerini belirlenen amaç doğrultusunda geliştirmesidir. Bilgi kazanmak, davranışlarını geliştirmek yolunda atılan adımların hepsi eğitimin kapsamında yer almaktadır.

* * * *

Eğitimin muhatabı insandır. İnsan da hem maddi, hem manevi boyutları olan bir varlıktır. İnsan olmaya yönelik bir potansiyel ile dünyaya gelen insan yavrusu, ancak maddi ve manevi boyutlarıyla dengelenmiş bir eğitimle, dengeli bir insan olur. İnsanlık tarihinden çıkarabileceğimiz temel bir ders, bir millet için en büyük zenginliğin ne yer altı ne de yeryüzü servetleri olmadığı, hem maddi, hem manevi yönleriyle çok iyi yetişmiş insan kaynağı olduğudur. Hepimizin bunun bilincinde olduğunu düşünüyorum.

* * * *

Üzülerek ifade etmeliyim ki, eğitim kurumunun özellikle de bazı yöneticilerinin bu sorumluluğun bilincinde olmadığını görüyorum. Sadece ben değil, toplum da görüyor. Daha kaliteli eğitim hizmetinin sunulması için, çaba göstermesi gereken ilgililerin, farklı şeylerle uğraşmaları son derece üzüntü vericidir.

* * * *

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in, daha kaliteli bir eğitim hizmeti sunulması çabasını görüyorum. Ama kendisine bu anlamda ayak uyduracak çalışma ekibinin olduğunu, maalesef söyleyemem. Özellikle de iller bazında. Bazı İl Milli Eğitim Müdürlüklerinde ciddi problemler var. Eğitim yerine, çok farklı meselelerle hasbihal oluyorlar.

* * * *

Bir Millî Eğitim Müdürünün görevi nedir? Hemen söyleyeyim; Bakanlığın eğitim politikaları ve stratejik planlarını, mevzuat ve programlar doğrultusunda yönetmek, yönlendirmek, denetlemek ve koordine ederek etkin ve verimli bir şekilde yerine getirmek ile görevli ve sorumludur. Millî eğitim müdürleri, bu görevlerini il ve ilçe yöneticileri arasında yapacakları iş bölümü çerçevesinde yürütür. Mevzuatta açık ve net. Peki müdürler ne yapıyor? Bu soruyu da cevaplayayım; Müdürler maalesef bu bilinç ve sorumluluğun dışında yapılmaması gereken ne varsa yapıyor. Tabi işini dört dörtlük yapanları, bunun dışında tutuyorum.

* * * *

Siyasi talepler, dost ve ahbap ilişkileri neticesinde, göreve getirilen liyakatten uzak bazı yöneticilerin, eğitim yerine, çıkar, menfaat ve rant işlerine daha çok mesai ayırmaları, eğitimde kaliteyi düşürdüğü gibi, eğitim hizmetinin de sekteye uğramasına sebebiyet veriyor. Milli eğitimin rant ve çıkar meseleleriyle gündeme gelmesi, her şeyden önce eğitim gibi hassas bir kuruma ihanettir. Bir insan kendi kurumunu bu iddialarla gündeme getirmesine sebep oluyorsa, yapması gereken tek şey vardır. İstifa edip, hem yargıya, hem de kurumuna hesap vermek!

Son birkaç gündür Diyarbakır Milli Eğitim Müdürü hakkında skandal niteliğinde iddialar ortaya atılıyor. Bazı haber siteleri ile sosyal medyada, boy boy fotoğraflarla gündeme taşınan iddialar, doğrusunu söylemek gerekirse, tüyler ürpertiyor.  ‘Olmaz, olmaz, bir müdür bu kadar düşüremez kendini’ demekten alıkoyamıyor insan kendisini. İddialar doğru mu, asılsız mı? Bilmiyorum. Ama bu kadar üzerine basa basa gündeme getirilip dillendiriliyorsa, bence dikkatle araştırılmalı.

* * * *

Diyarbakır Milli Eğitim Müdürü hakkında, gündeme getirilen ve kan donduran iddiaların bir kısmı şöyle; Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürünün haftada birkaç defa makamında ağırladığı kendine yakın bazı müteahhitleri okul müdürlerine yönlendirdiği, Kayapınar ilçesine iki hafta önce gönderdiği il Müdür yardımcısı ve şube müdürü ile kurumda bulunmayan, taziyeye gittiği iddia edilen bir Şube Müdürünün odasını çilingirle açtırıp odadaki bazı evrak ve dosyalara el koyarak Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğüne taşıdığı, Merkez ilçelerde özel eğitim ihtiyacı olan öğrenci/kursiyerlerin taşındığı araçlarda, ücreti ve her türlü sosyal hakları ihale dokümanlarında belirlenerek, yüklenici tarafından karşılanmak üzere bir rehber personel görevlendirilmesi zorunlu iken, Merkez ilçelerde özel eğitim (engelli bireyler) öğrencilerin taşımasında mevzuata uyulmaması, engelli öğrencilerin kasten ihmal ve mağdur edilmesi..

* * * *

Bu iddialar bana ait değil. Sosyal medyada çarşaf çarşaf, hatta bakanlık etiketlenerek gündeme getirilen paylaşımlarda ifade edilen iddialar. Milli Eğitim gibi önemli bir kurumun bu iddialarla gündeme gelmesine tabi ki; göz ve kulak kapatacak değiliz. ‘Ateş olmayan yerde duman çıkmaz’ atasözümüzü hatırlatarak, meselenin mercek altına alınmasında fayda olacağı kanaatindeyim.

* * * *

Milli eğitim Müdürü, hakkındaki bu iddialara cevap verdi mi? bilmiyorum. Bu kadar vahim ve ciddi iddialara bence sessiz kalmamalı. Eğitim camiasının çalkalanmasına sebep olan bu iddialarla ilgili kamuoyunu bilgilendirmeliydi.  ‘Ben hiçbir okul müdürünü veya ilçe müdürünü arayıp ta, filan işi bu müteahhitte verin demem’ diyebilmeliydi. ‘Ben makamımda müteahhitle iş pazarlığı yapmam, emrimde çalışan ilçe veya şube müdürüne müteahhit yönlendirmem’ deseydi, diyebilseydi keşke.

* * * * 

Öyle anlaşılıyor ki; müdür bey susmayı tercih etmiş. Ama bence Bakanlık susmasın. Bu korkunç iddiaları araştırmak üzere şehre müfettiş görevlendirsin. Yapılacak şeffaf, tarafsız ve doğru araştırma neticesinde suçlu, suçsuz ortaya çıksın. Yarının teminatı olan çocuklarımızın geleceğini şekillendirecek eğitim kurumunun, böyle vahim vakalara alet edilmesine kimse göz yummasın!