Yüce kitabımız, kutsalımız Kur’an-ı Kerim’e hiçbir şekilde kabullenmeyecek, alçakça saldırı ve eylemler gerçekleşiyor. Başta İsveç olmak üzere, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerde, İslam düşmanı nasipsizlerin yüce kitabımıza alçak saldırıları yüreğimizi sızlatıyor. Ama en çok da bu alçak saldırıya, İslam ülkeleri ve ümmetin sessiz kalması yüreğimizi daha da acıtıyor. Nedir bu sessizlik?

Kur’an-ı Kerim, Allah'ın insanlara indirdiği son Mukaddes Kitaptır. Kur'an, son Peygamber Hz. Muhammed’e (S.A.V) Cebrail (A.S.) tarafından vahiy yoluyla indirilmiş ve ondan tevatür yoluyla nakledilerek, günümüze kadar gelmiştir. Kur’an-ı Kerim ferde ve cemiyete, bütün insan sınıflarına, bütün memleketlerde ve bütün devirlerde insan hayatının bütününe, maddi - manevi bir hidayet rehberidir. Hükûmet başkanından, kumandandan, sade vatandaşa ve sokaktaki adama kadar herkes, orada kendisiyle alakalı olanı bulur. Dünyevi, uhrevi huzur ve saadeti için, gerekli bilgi ve dersleri ondan alır.
* * * * 
Şımarık Avrupa’nın faşist ve ırkçı ülkelerinde, bazı nasipsizlerce yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik hadsiz saldırı ve eylemleri, üzülerek izliyoruz. NATO’ya üyelik başvurusu yapan İsveç’te başlayan bu hadsiz eylemler, Hollanda’ya da taşındı. Üstelik yetkili makamların bilgisi dahilinde yapılıyor bu alçak eylemler. 
* * * *  
Bu ülkeler, ‘Bizimle ilgisi yok’ diyerek işin içinden çıkamaz. Bu eylemlere yetkili makamların verdiği izinler var. Zira eylemler polis koruması altında gerçekleşiyor. Bu alçak saldırılara önlem almak yerine, şımarık cevap veren bu İslam düşmanı ülkelerden kesinlikle hesap sorulmalıdır. Yüce kitabımıza saldırıların yapıldığı ülkenin, NATO başvurusuna artık saniye bile düşünmeden net cevap vermek artık farz olmuştur. Türkiye bu İslam düşmanı terör örgütlerinin yuvası haline gelmiş İsveç’in üyeliğine, başta aldığı tavrı daha sertleştirerek, sürecin tamamen askıya alınmasını sağlamalıdır. Zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç’in artık Türkiye’den destek beklememesi gerektiğinin altını çizdi. 
* * * * 
İsveç, insanlık suçu olan alçakça bir eyleme utanmadan izin vermiştir. Bu eylem bir ifade hürriyeti asla değildir. Tüm insani değerlere karşı düşmanca bir yaklaşım ve eylemdir. İsveç, resmen insanlığa karşı suç olan bir eylemin parçası olmuştur. Hatta baş kahramanı olarak tarihe geçecektir. 
* * * * 
Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına izin vermek, tüm dinlere ve inanç hürriyetine karşı bir tehdit oluşturmaktadır. İsveç, insanlığın en önemli değerlerinin tehdit edilmesini açıkça teşvik etmiştir. Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmayı hedefleyen bir eyleme izin verilmesi, açıkça İslam ve Müslüman düşmanlığıdır. 
* * * * 
Başta İsveç olmak üzere, faşist ülke makamları, Kur’an-ı Kerim’i yakma, yırtma gibi eylemlere izin vermekle, nefret suçlarını himaye etmiş ve açıkça desteklemiştir. Bu şımarık ülkeler, böyle lanetli eylemlere izin vererek faşizmi teşvik etmiştir. Kur’an-ı Kerim’e dönük her saygısızlık insanlık suçudur. 
* * * * 
Peki bu alçak, nasipsiz ve iğrenç yaratıkların, kutsalımıza, yüce kitabımıza yönelik eylemlerine karşı biz ne yapıyoruz? Sadece sosyal medya hesaplarımızdan ‘Kınıyoruz, lanetliyoruz’ mesajları atıyoruz. Yetmez beyler… İslam ülkeleri ve ümmete bu sessizlik, yakışmaz. Vallahi Yüce Allah (C.C) bunun hesabını biz ümmetten soracak. Her Müslüman kendi dinini yayma, anlatma konusunda birer elçidir. Biz bırakın yaymayı, anlatmayı, dinimize alçakça saldırı yapılıyor, sadece izliyoruz. Tamam vuralım, öldürelim demiyorum ama, böyle de basit mesajlarla meseleyi ötelemeyelim. İslam ülkeleri ve Müslümanlar bu alçak saldırıya karşı ayaklanmalı, en ağır tepkiyi vermelidir artık. 
* * * *
Bu alçak eylemlere en ağır cevabı, tepkiyi ve eylemi göstermek, vermek biz Müslümanların görevi ve hakkıdır. Sessiz ve işlevsiz kalmamız, kutsallarımıza saldırıları artıracaktır.