Bugün Türkiye siyasetinde derin izler bırakmış, iktidarda geçirdiği kesintisiz yıllarla siyasi tarihe adını altın harflerle yazdırmış bir partinin, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 24. kuruluş yıl dönümünü..

14 Ağustos 2001 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan AK Parti, Türk siyasetine yalnızca yeni bir parti değil, yeni bir siyaset anlayışı kazandırmak hedefiyle doğmuştu. 3 Kasım 2002 seçimleriyle başlayan iktidar yolculuğu, bugün itibarıyla bir çeyrek asra yaklaşan süreyle devam ediyor. Bu, sadece bir siyasi başarının değil, aynı zamanda bir toplumsal dönüşümün, kurumsal yeniden yapılanmanın ve küresel vizyonla harmanlanmış yerli politikaların hikayesidir.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugünkü özel kutlama programında yapacağı konuşmada önümüzdeki dönemin yol haritasını çizecek. 2026 yılı itibarıyla hayata geçirilmesi planlanan kapsamlı reform paketleri, Türkiye’nin kalkınma sürecinde yeni bir dönemin habercisi olarak nitelendiriliyor.

Bu reformlar, sadece ekonomik alanda değil; adalet sistemi, eğitim, tarım ve dijitalleşme gibi hayati başlıklarda da derin dönüşümler vadediyor. Erdoğan’ın altını çizeceği “Terörsüz Türkiye” hedefi ise, sadece güvenlik politikalarının değil, toplumsal barışın da önceliklendirildiğini ortaya koyuyor.

Özellikle PKK, FETÖ ve DEAŞ gibi yapıların etkisiz hale getirilmesinde son yıllarda elde edilen başarılara dikkat çekecek olan Erdoğan, 2026 itibarıyla terörün yalnızca askeri değil, ideolojik, ekonomik ve sosyal ayaklarının da tamamen ortadan kaldırılacağı bir Türkiye vizyonunu paylaşacak.

Bugünkü kutlamaların dikkat çeken diğer bir boyutu ise, Milletvekili ve Belediye başkanı düzeyindeki yeni katılımlar olacak. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen bu siyasi figürlerin AK Parti saflarına katılması, partinin hala merkezde konumlandığını ve siyasi çekim gücünü sürdürdüğünü gösteriyor.

Bu katılımlar, sadece sayı anlamında değil; temsil ettikleri sosyolojik, etnik ve yerel güç dengeleri açısından da önemli. Türkiye’nin farklı kimlik ve bölge dinamiklerini içinde barındıran bir parti yapısı, AK Parti’nin kurulduğu günden bu yana temel dayanaklarından biri olagelmiştir.

AK Parti’nin 24 yıllık siyasi serüveninde ekonomi, sağlık, ulaşım ve savunma sanayi başta olmak üzere pek çok alanda köklü değişimler yaşandı. Yerli ve milli savunma sanayi projeleriyle Türkiye, sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de oyun kurucu bir aktör haline geldi.

2000’li yılların başında IMF reçeteleriyle boğuşan bir ekonomi tablosundan, bugün milli geliri 1 trilyon doları aşan, devasa altyapı projeleriyle dünya çapında ses getiren bir Türkiye fotoğrafına geçildi. Tüm bu dönüşümler, AK Parti’nin siyasi kararlılığı ve toplumsal desteğiyle gerçekleşti.

Hiç kuşkusuz bu 24 yıllık süreçte tartışmalar, eleştiriler ve memnuniyetsizlikler de oldu. Ekonomi demokrasi, ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı gibi alanlarda zaman zaman dile getirilen endişeler, AK Parti’nin kendisini yenileme kapasitesinin sınandığı alanlar haline geldi.

Ancak bugün verilecek mesajlar, partinin bu eleştirileri tamamen göz ardı etmeden, aksine önümüzdeki süreçte daha katılımcı, daha şeffaf ve daha reformist bir çizgiye yönelme niyeti taşıdığını gösteriyor.

Türkiye, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına adım attığı bu dönemde, siyasi istikrar ve toplumsal dayanışma açısından kritik bir eşikte bulunuyor. AK Parti, 24 yıllık deneyimiyle bu yeni dönemde de merkezde rol oynamaya hazırlanıyor.

Eğer vaat edilen reformlar hayata geçirilirse; ekonomik refah, sosyal barış ve demokratik standartlar açısından Türkiye’nin önü açık görünüyor. Ancak tüm bunların temelinde yatan şey, halkla kurulan güven ilişkisinin korunması ve çoğulcu demokrasinin tüm kurumlarıyla işlemesidir.

24 yıl… Bir partinin ömrü için uzun; bir ülkenin tarihi için ise kıymetli bir kesit. AK Parti’nin bu kesitte nasıl bir iz bıraktığına ve bundan sonrasını nasıl şekillendireceğine tanıklık etmeye devam edeceğiz.