Henüz yasımız bitmedi. Yüreğimizin acısı dinmedi. Acımız, üzüntümüz devam ediyor. Allah’ın izni ve sabrıyla, bu felaketin enkazını bir kaldıralım, elbette ki, dostu da düşmanı da ifşa edeceğiz.

Bir beyaz sayfamız, bir de kara defterimiz var. Acımızı paylaşan, paylaştıran, ilk günden yardım ve desteğe koşanları asla unutmayacağız. Bir de acımızı fırsata çeviren ahlaksız yaratıkları. Vicdan ve merhametten yoksun, insan demeye utandığım iğrenç yaratıkları. Onları unutmak mümkün değil. Hepsi kara defterimizde yazılı. Bir bir deşifre edeceğiz.

Başta on binlerce insanımızın hayatını kaybetmesine neden olan haramzade müteahhitler. Onlara iskan ruhsatı verenler, kolonları kesenler ve onlara göz yuman, para seven ilgili ve sorumlu kişiler. Ve insan demeye utandığım fırsatçı yaratıklar. Hepsinin hukuk önünde hesap vermesi için, çok büyük uğraşlar vereceğiz. Takipçisi olacağız.

Yüzyılın felaketini yaşadık. On binlerce insanımızı maalesef kaybettik. Yüz binlerce vatandaşımız yaralı. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Allah’ın sabrı ve yardımıyla inşallah atlatacağız. Enkaz altından çıkan cenazelerimizi defnettik. Hepsinin ruhu şad olsun. Enkazlar kaldırılıyor. Artık yaraları sarma vakti. Türkiye tek vücut olmuş durumda. Dış ülkelerden de destekler alıyoruz. Muazzam bir birliktelik ve yardımlaşma söz konusu. Acımızı paylaşan, paylaştıran herkesten Allah razı olsun.

Biz yaraların sarılması için tek vücut olurken, bazı ahlaksız, vicdansız, insan demeye utandığımız yaratıkların fırsatçılığına şahit olmamız, acımızı, öfkemizi daha da artıyor. 

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından, milyonlar tek yürek olup yaraları sarmaya çalışırken, her kriz anını değerlendirmeye çalışan fırsatçıları, her felakette olduğu gibi bu felakette de, tüm çıplaklığıyla gördük. Özellikle deprem bölgesi için acil ihtiyaç olan seyyar tuvalet, kuvöz, konteyner, çadır, yatak gibi ürünlerin temini çok zorlaştı ve fiyatları neredeyse beşe katlandı. Ekmeği 15 TL’ye, çorbayı 60 TL’ye satan vicdanı kurumuş, alçakları gördük.

Evet. Ülke olarak, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Ülkenin dört bir yanından yardımsever vatandaşlar, hem arama kurtarma çalışmaları için, hem de felaket sonrası barınma ihtiyaçlarının giderilebilmesi için seferber oldu. Maalesef her kriz anında ortaya çıkan fırsatçılar da yine iş başındaydı.

Ev sahipleri üzülerek ifade ediyorum ki, halen uslanmamış, ders çıkarmamış. Birden kiraların artıyor ve yükseliyor olması, ayrı bir istismar meselesidir. Deprem bölgesinde ağır hasarlı binalara girişler yasak. Ev sahipleri bunu dahi fırsata çevirmiş durumda. 2 bin 500 TL kira değeri olan evlerine 8 bin TL kira isteyen, insan demeye utandığım vicdansız, onursuz yaratıklar var. Ayıptır, günahtır. Vallahi billahi bu paranın hayrını görmezsiniz. Burnunuzdan fitil fitil çıkacak.

Kara defterimize not ettiğimiz diğer fırsatçılar da, başta temel gıda maddeleri olmak üzere, ürün fiyatlarını üç katına çıkaranlar. Dinlenme tesislerinde 60 gramlık bisküvi fiyatı 41 TL’ye çıkarılmış. Yazıklar olsun… Yine yağ, şeker, un ve süt gibi ürün fiyatları fahiş… Allah’ın laneti bu tür fırsatçıların üzerine olsun. Bir çorbayı 60 TL’ye, ekmeği 15 TL’ye satan vicdansızları asla unutmayacağız.

Nakliyeciler de kara defterimizde.. Fahiş fiyatlarla nakliye taşımacılığı yapıyorlar. Toplam mesafe 5 kilometreye taşıma ücreti 15 bin TL isteniliyor. Akıl alır gibi değil. Bu nasıl bir vicdansızlıktır.

Ya peki şu gözü dönmüş haramzade müteahhitler. Onlar zaten kara defterimizin ilk sırasındalar. İşini doğru yapana lafımız yok. Ancak demir, çimento ve diğer malzemelerden çalan haramzadelere, iskan ruhsatı verenlere ne demeli. Kolonları kesenler, bunların yaptığı bu hukuksuzluğa göz yumanlar hepsi suçlu. On binlerce insanımızın hayatını kaybetmesinden birinci derecede sorumludur.

Gerekli ve yeterli denetim yapmadan, iskan ruhsatı gibi önemli işlemlere imza atan sorumlular, en az haramzade müteahhitler kadar suçludur. Onları bu mekanizmanın dışında bırakmak son derece yanlıştır. Onlardan da hukuk önünde hesap sorulmalıdır. Kusurlu olanlar cezasını mutlak suretle çekmelidir.

Bina sağlam ama, altı kiralayan banka, market, spor salonu, eğitim kurumu vs. kim kolonları kesmiş ise, onlar da suçludur ve hesabı hukuk önünde sorulmalıdır. Onca ihbar ve şikayetlere rağmen, kolon kesmelere duyarsız kalan, denetim yapmayan, koltuğundan kalkma zahmetinde bulunmayan ilgili ve sorumlu görevliler de ölümlerden sorumludur.

Yargı süreci daha da hızlanmalı. Şuana kadar tutuklanan müteahhitler var. Süreç hızlanmalı. İfade ettiğim gibi bunların başta iskan ruhsatı olmak üzere, işlemlerine imza atan bütün ilgili ve sorumlu kurumlar da mercek altına alınmalı.

Ticaret Bakanlığı da, denetim mekanizmasını daha da yaygınlaştırmalı ve derinleştirmelidir. Çok ağır cezalar gelmedikçe bu fırsatçı yaratıklar durmayacaktır.

Bir de beyaz sayfamız var. Depremin yaşandığı ilk dakikadan itibaren, canla başla enkazda çalışan ‘bir canlı daha nasıl kurtarabilirim’ diye adeta kendini yiyip bitiren, açlık, susuzluk ve uykusuzluk hissetmeden, günlerce enkazda elleriyle tünel açan kahraman kurtarma ekipleri.. Asla haklarını ödeyemeyiz. Allah hepsinden razı olsun. Depremzedelerin her türlü ihtiyacını karşılamak için başta devletimiz olmak üzere, milletin başlattığı seferberlik. Bu seferberlikte katkısı olan herkesten Allah razı olsun. Bir teşekkür de Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürlüğüne etmek istiyorum. Deprem bölgesinden insanları ücretsiz olarak taşıması hakikaten takdire şayandı. Onlar da beyaz sayfamızda not edilen ve unutulmayanlar arasında.   

Ve tabi ki, yabancı ülkeler. Başta Katar olmak üzere, bu süreçte yanımızda olan, acımızı paylaşan, yardımlarını esirgemeyen arama-kurtarma ekibi yollayan, bütün ülkeler de beyaz sayfamızda. Onlara da sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Artık kara deftere not edilenlerden hesap sorma vakti…!