Öğretmenlik dünyanın en güzel mesleğidir. Keşke dünyanın en zeki ve en yetenekli öğrencileri öğretmen olmak için yönlendirme yapılabilse ve imkânlar geliştirilebilse. Her meslek özel ama öğretmenlik çok daha özel bir hizmet alanıdır.

Çünkü anne ve babalar, öğretmenlere en değer verdikleri varlıklarını yani çocuklarını emanet ediliyor. Öğretmenler ülkemizin geleceğinin mimarları, rol modelleri ve en önemlisi de orası uzak, burası kötü demeden yurdun dört bir yanında en zor koşullarda görev yapıyorlar. Bilgi toplumunda bilgi her yerde olacaktır. Öğrenciler nitelik ve miktar bakımından öğretmeninden daha fazla bilebileceklerdir.

Bilgiye kaliteye ulaşmak için iyi bir öğretmen nasıl olmalıdır sorusunu sorsanız, farklı cevaplar alırsınız. Öğretmenlerin cevapları farklı olur, öğrenci ve velilerin cevapları daha farklı olur. Aslında iyi bir öğretmen olmanın kuralları kişiden kişiye değişse de az çok bellidir. İyi bir öğretmen olmak sevgi ister, sabır ister, hoşgörü ister, fedakârlık ister, bilgi ister, beceri ister…

Kuralları bilmek yetmez, öğretmenliği iliklerine kadar yaşamak ister. Öğretmenler, bilgi taşıyıcı ve bilgi aktarıcı değil, bilgi kaynaklarına giden yolları gösteren ve bilgi elde etmeyi öğreten eğitim liderleri olmalıdırlar. Artık sadece bilgi kaynağı değil, ilham kaynağı olmalıdır.

“Ben bir öğretmen olarak konumu ne kadar iyi bilsem ve anlatsam da sonuçta öğrencimin birikimi benim anlattıklarımdan anlayabildiği kadar olacaktır” şeklinde düşünen öğretmenler, bu uygulamalarıyla, kendilerinden daha az bilgi ve birikime sahip öğrenciler yetiştireceklerdir. Hâlbuki yapılması gereken, onlara tek taraflı bilgi yükleme yerine ‘öğrenme yol ve metotlarını’ verebilmektir.

“Hangi konuda olursa olsun benden fazla okur ve araştırırsa, öğrencim beni geçebileceğini bilmelidir” biçiminde düşünülmelidir. Çünkü 21. Yüzyılda ve özellikle bu salgın döneminde sosyal arenanın gündemde olduğu şu zamanda söz sahibi olan bir millet olmak istiyorsak, öğretmenini geçen öğrenciler yetiştirmek zorundayız. Bu da ‘bilgi öğreten, öğretmen merkezli’ bir eğitim sistemiyle değil, ‘öğrenmeyi öğreten, öğrenci merkezli’ bir eğitim sistemiyle gerçekleştirilebilir.

Bugün eğitim öğretimimizin önemli tartışmalarından biri de “kaliteli eğitim ve İyi bir öğretmen nasıl olmalıdır?” tartışmasıdır. İyi öğretmenin evrensel bir standardı yoktur. İyi öğretmen kişiye ve toplumların kendi normlarına göre değişebilir. Huzurlu, sağlıklı, mutlu, umutlu, başarılı ve kaliteli bir gelecek ve gençler için iyi bir öğretmen olabilmek için alanında en iyisi olmaya çalışmalı.

''Aranan insan, marka insan” olmak için çalışmalıdır. Bilgi güçtür şiarıyla hareket etmeli. Sürekli kendisini yenilemeli, alanı ile ilgili yenilikleri takip etmeli, alanında en iyi olanların biyografilerini okumalı ve onları başarıya götüren çalışmaları ve davranışları öğrenmelidir. Okuma alışkanlığı olmalı, öğrencilerine de okuma alışkanlığı kazandırmalıdır. Kimin dediğine değil, ne dediğine bakmalıdır. Bilgi ve bilim adamının insanlığın ortak değeri olduğunu bilmelidir. Öğrencilerine bilgiden bilgi üretmeyi, araştırmayı, kendini ifade edebilmeyi öğretmelidir.

Öğretmen derse hazırlıklı girmelidir. Öğrenciye, kendisine ve tüm eğitimcilere değer vermeli. Öğrencilerin yüreklerine dokunmalı. Öğretmen sabır sahibi olmalıdır. Bir milletin sahip olduğu değerler ne kadar yüce olursa olsun, hatta yetişkin nesiller bu değerlere ne kadar bağlı bulunurlarsa bulunsunlar, yetişmekte olan nesillere, çocuklarımıza, gençlerimize bu değerlerimizi kazandıramazsak, geleceğimizi teminat altına alamayız. Bir ailenin en büyük teminatı iyi yetiştirilmiş bir evlat olduğu gibi, bir milletin de en büyük teminatı iyi yetişmiş gençlerdir.

Bunun için her türlü fedakârlığı bütün maddi ve manevi gücümüzü kullanmayı en büyük vazife kabul etmeliyiz. Öğretmenlerimizin teknoloji alanında da kendilerini yetiştirmeleri gerekiyor. Teknoloji, öğretmenlerin yerini almayacaktır. Ama teknoloji kullanan öğretmenlerin, kullanmayan öğretmenlerin yerini alacakları kesindir. Okullara bilgisayar ve ilgili teknolojilerin girmesi genellikle büyük yatırımlar anlamına geliyor: Yöneticiler bu teknoloji yatırımlarının hedeflerine ulaşıp ulaşmadığını ve öğrenci başarısını etkileyip etkilemediğini bilmek istiyorlar. Araştırmalar öğrencilerin teknoloji kullanımından doğacak başarılarında en güçlü etkenin öğretmenlerin teknolojiyi kullanma becerisi olduğunu gösteriyor.

Öğretmenlerin teknolojinin sadece nasıl kullanılacağını değil ne zaman ve niçin kullanılacağını da bilmeleri gerekiyor. Öğretmenler için teknoloji becerileri olarak adlandırılan beceriler bugün okullarda öğretmenlerin karşılaştıkları teknolojileri özellikle bilgisayar ve ilgili teknolojileri rahatça kullanabilmeleri anlamına geliyor. Öğretmen olarak öğretmeniz istenilen konu alanı ilgili bilgi ve becerilerin kaynağı olmanız beklenir. Yaşam boyu öğrenmeye katılmanız beklenir. Uzman olarak bu konu bilgisi açısından kesin ve güncel olmanız gerekir. Ayrıca eğitimdeki yeniliklere ayak uydurabilmek için yeni bilgi, beceri ve davranışlar geliştirmeniz gerekir.

Öğrencilere rol model olmanız beklenir. Özellikle de bilim, teknoloji, ekonomi, iş dünyasındaki değişiklik ve gelişmeler ile Milli Eğitim politikasındaki değişikliklere ayak uydurmanız gerekecektir. Türkiye’de eğitim programları ile, güncelliği yakalamanıza ve yaşadığınız anın ötesine geçmenize, geleceğe kendinizi iyi hazırlamanız ve kendinizi kişisel bir mesleki gelişim planı hazırlamanızda çok faydalı olacaktır. Geleceği düşünerek hayaller kurmak öğretmenin belki de en önemli işidir.

Öğretmen, bir ağaç fidanına bakarken meyvelerin kokusunu alan, gölgesinin serinliğinde ürperen kişidir. SON SÖZ OLARAK Eğitim fakültelerinden mezun olup çalışmaya başlayanların bir kısmı öğretmen olur, bir kısmı da öğretmenlik yapar. Birinciyi tercih edenler sınıfta öğrencilerin gözlerine, ikinciyi tercih edenler ise sürekli saatlerine bakarlar. İnsan yetiştirmekle müfredat yetiştirmek arasındaki fark, işte bu bakışta gizlidir.

Öğretmenler de kendilerine bakan bir çift göz yakalamak için uğraşırlar sınıfta. Yakalayınca da bir ümit koşmaya başlarlar. Öğretmenin en büyük ödülü bir çift meraklı gözdür. Unutmayın! Bir ülkenin kaderi siz değerli idealist ve başarılı öğretmenlerin elindedir. Sizler ne kadar başarılı olursanız; ülkenin ve insanların geleceği o kadar iyi olur…

Unutmayalım; “Biz neysek, eğitim sistemi odur”