Gazze'de artık söz bitti! Dünya daha neyi bekliyor! EDİ BESSE artık yeter. Savaş suçu, soykırım, katliam, abluka... İsrail yine vahşette sınır tanımıyor. İsrail savaş uçakları Gazze'deki hastanelere, okullara özellikle sivil ve çocukların yoğun olduğu yerlere ölüm yağdırıyor, kan kusuyor. Dünya ise bu katliamı izliyor, sessiz kalıp kınamaktan öteye de geçmiyor. Müslümanlarda kavli duadan öteye geçemiyor. Dünyanın ölümcül sessizliğinden cesaret alan İsrail ise nerdeyse her gece yeni bir katliama barbarlığa imza atıyor.

Ülkesinin sürdürdüğü saldırıları yapılan katliamlar için ise İsrail Başbakanı katil Binyamin Netanyahu, "Orta Doğu'yu değiştireceğiz." ifadesini kullanarak asıl niyetlerini ne olduğunu açıklamış oldu. Bunun anlamı Gazze'yi haritada sileceğini Orta Doğu'nun haritasını değiştireceğini teker teker tüm Müslüman ülkelerle savaşacağını açık açık ima ediyor. Bu açıklamalara karşı şayet bu savaş katliam durdurulmazsa, tedbir alınmazsa, harekete geçilmezse ve kalıcı-köklü bir çözüm sağlanmazsa Ortadoğu bir savaş alanına döner ve maalesef ABD’nin istediği bir 3’üncü dünya savaşı başlar. Buna karşı İsraile'e yönelik açıklamalar kınamalar sözle kaldığında inandırıcılığı pek kalmıyor ve aynı şekilde İsrail için çokta caydırıcı olmuyor. Çünkü bu korkakların anladığı dil kuvvettir, harekettir, paradır. İnsanlık dramını savaş suçlarını soykırımı konuşuyoruz, bunları tekrar etmeye gerek yok. Bu savaşta ne savaş hukuku kaldı ne insanlık.

Burada bir sürgünün o bölgeyi insansızlaştırma hesapları yapılıyor. Eğer Gazze'den giderlerse Batı Şeria'da bunu yapacaklar. Sonrası artık katil Netanyahu'nun planı yani onlar için vaat edilmiş topraklar ve arkasındaki savaş hükümeti ile bütün bölgeyi tehdit ediyor. Buna karşılık sadece ateşkesten söz etmek ya da çağrılar yapmak bir şey ifade etmiyor. Artık bu vahşete ‘Edi Besse’ diyerek harekete geçme fiili ve kavli dua zamanı. Yahudiler güçten korkarlar ve güçlerini ve güçlü ekonomilerini karşısındakilerin zaaf yönlerinden zayıflığında alırlar. Onlar için zenginlik, servet ve para her şeydir. Onun için bu savaşı durdurmak ve bölge barışı huzuru için bu sinsi yılanı zayıf bırakmak ve başını ezmek için artık Yahudi ekonomisini zayıflatmak çökertmek gerekir.

Bunu bebekler için savunmasız siviller için insanlık için sıra bizim çocuklara da gelmemesi için geleceğimiz ve gençlerimiz için son çare tek çare Yahudi mallarını BOYKOT edeceğiz. Çocuklara silah olarak geri gönen yahudi mallarını midemize, evimize, iş yerimize ve ülkemize sokmamalıyız inşallah sokmayacağız.

Ve bu bilici hep canlı tutacağız herkese bunu anlatacağız. Gençlerimizle milletimizle devletimizle el ele verip Yahudi mallarından daha kaliteli daha güzel daha iyi yerli mallar üretmeliyiz. Onların tüm mallarına karşı daha kaliteli alternatif mallar üretmeliyiz. İslam coğrafyasına piyasasına girmeliyiz. Sanki bu coğrafyada bizden böyle bir beklenti var umut, var son kale Türkiye gibi. Yahudiler dünya var oldukça savaştan insan öldürmekten ve kendilerini üstün ırk görmekten hiçbir zamanda vazgeçmediler ve vazgeçmeyecekler. Yine Yahudiler Peygamber efendimiz döneminde Müslümanlarla hep savaşmış bir savaşta da Hayber kalelerine sığınan Yahudiler yiyecek ve içecek stokları ile Peygamber Efendimizin gitmesini bekliyordu

Hayber kaleleri sağlam, yüksek bir yerdeydi

Ok atsan sana geri dönüyordu.

Taş atsan yetişmiyordu.

Bağırsan sesin yetişmezdi.

 Hayber yıkılmıyordu.

Hayber fethedilmiyordu.

Günlerce bekledi İslam ordusu. Ama yahudiler kalelerden çıkmıyordu. Müslümanların stoğu tükenmek üzere, moralleri bitmek üzereydi. Günlerce beklediler. Ama nafile! Bu uzun bekleyişten sonra Peygamber Efendimiz bir strateji geliştirdi. Hurma ağaçları kesilecekti.

Hayber Yahudilerinin ekonomisi birer birer kesilecekti

Servetleri devrilecekti. Gelecekleri köklerinden kazınacaktı

Zira yahudi için para, servet, zenginlik her şeydi

Ağaçlar kesildikçe yahudiler kahroluyordu.

Ağaçlar kesildikten sonra burada kalmanın da bir anlamı kalmayacaktı. Zayıflayınca başka çare kalmayınca anlaşma yoluna gittiler ve taşıyabilecekleri kadar yükle Yahudilerin başkenti Hayberi terk edeceklerdi. Sen de Hayber savaşına katılmak istiyorsan bir ağaç da sen kes! Sakın kolalarını alıp dökme o kolayı hiç alma.

Sen de bugün sövsen sesin yahudiye ulaşmaz!

Taş atsan İsraile ulaşmaz!

Ok atsan Telaviv’e yetişmez.

Ama sen de Peygamber Efendimizin stratejisini yapabilirsin!

Al eline baltayı kes Yahudilerin ağaçlarını!

Nasıl mı?

Evine giren her yahudi malı bir ağaçtır

Kullandığın her yahudi malı deterjan bir ağaçtır

İçtiğin her kola bir ağaçtır.

İçtiğin her yahudi malı su ve meyvesuları bir ağaçtır.

Bu savaşa Edi Besse demek istiyorsan.

Hayber savaşına katılmak istiyor musun?

Öyleyse al eline boykot baltasını kes Yahudilerin ağaçlarını! Ve kendi ağacını dik…