Doğrusunu söylemek gerekirse, sönük bir seçim süreci geçiriyoruz. Geçmiş seçimlerde yaşanan heyecanın yarısı bile yok. Tabi bunun haklı sebepleri var. Birincisi, yaşanan asrın felaketinde, kaybettiğimiz 50 binin üzerinde canımız. Yüzbinlerce yaralı... Tarifini yapamadığımız bir acı yaşıyoruz. Rabbim bir daha göstermesin.

Mübarek Ramazan Bayramı nedeniyle Diyarbakır'dayız. Hazır gelmişken, bir de seçimin nabzını tutalım dedik. Evet. Seçimin nabzını, 6 Şubat depreminin vurduğu iller arasında bulunan Diyarbakır'da, simitçisinden esnafına, işadamından sanayicisine bir çok kişiyle konuştum.

Artık hem Cumhurbaşkanlığı, hem de Milletvekili adayları belli olduğuna göre, sahaya inip bunun yansımalarını ölçelim diye düşündüm. Diyarbakır'da 7'den 77'ye herkesin gündemi 14 Mayıs seçimleri. Bu şehirde siyaset her zaman ön plandaydı. Bu süreçte de öyle. Gittiğim her yerde, girdiğim her ortamda siyaset konuşuluyor. Milletvekili aday listeleri tartışılıyor. Siyaset öylesine yoğunlaşmış ki, bu şehirde lise öğrencilerinin bile ana gündemi haline gelmiş.

Diyarbakır seçimi önemli derece etkileyecek en önemli Büyükşehirlerden biri. 2 milyon nüfusu ve bir milyonun üzerinde seçmeni var.

Sahada seçmenlerle, adaylarla, partilerle ve gazeteci meslektaşlarımla konuştum.

Şimdi siz değerli okuyucularıma Diyarbakır'daki izlenim ve gözlemlerimi yazacağım. 

Bu şehirde Milletvekili aday listelerine çok önem verilir. Yerel dengeler, rakiplerin konumu ve adayların profilleri, hem teşkilatları, hem de seçmenleri çok etkiler. Sahada gördüğüm net fotoğraftan biri de, aday listelerinin kentte yoğun bir şekilde tartışılması. Her seçim sürecinde Diyarbakır'da listeler açıldıktan sonar, tepkiler de başlar. Bazen istifalar olur, küskünlükler, hatta başka partilere geçişler bile yaşanır. Geçmeyenler de sandığa gitmeyerek sesiz sedasız tepkisini gösterir.

Malum yaklaşık 20 yıldır bu şehirde seçimler iki parti arasında geçiyor. AK Parti ve HDP. Diğer partiler 20 yıl aradan sonra bu şehirde varlık göstermeye başlamış. Millet ittifakında yer alan partiler, İYİ Parti hariç, hepsi CHP'nin listesinden seçime giriyor Diyarbakır'da. Muhalefet her ne kadar Diyarbakır'da 'Banko vekil çıkarıyoruz' dese de, sahada bunu destekler bir etki göremedim. Milletvekilliğinde öyle görünüyor ki yine iki parti arasında geçecek bu yarış.

Diyarbakır'dan 12 Milletvekili çıkıyor. En son yapılan seçimlerde 3 AK Parti, 9 da HDP Milletvekili çıkarabildi. CHP ile İYİ Parti 20 binlerde kalmıştı. Peki bu seçim aynısı mı olur? Hayır. Sahadaki durum çok farklı bir tablonun oluşacağını gösteriyor.

Konuştuğum birçok siyasi parti temsilcisi, adaylar, vatandaşlar, esnaf, nedense Cumhurbaşkanlığı adaylığını değil de, Milletvekili listesini tartışıyordu. AK Parti listesinde birçok isim tartışılıyor. Tabanın listede görmek istediği isimlerin dışarda kalması veya seçilemeyecek yerlerde olması, moralleri bozmuş.  HDP'nin aday listesi hiç tartışılmıyor. HDP seçmeni genelde listeleri sorgulamıyor, tanısa da tanımasa da fark etmiyor. Ama AK Parti seçmeni için bu durum çok farklı.

CHP listesinin ikinci sırasında DEVA, üçüncü sırasında da  Saadet'in adayı var. İYİ Parti'nin liste başı ise, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul 2.Bölgeden aday gösterilen M.Salim Ensarioğlu'nun oğlu Vecdin Ensarioğlu var. Çekişmeli bir yarış var Diyarbakır'da.

'Sonuç ne olur?' diye sorduğunuzda 'Sonuç belli' cevabını alıyorsunuz. Berber Recep diyor ki, 'Bu memlekete 20 yılda çok önemli hizmetler yapıldı. Ama son yıllarda yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, hayat pahalılığı  bunların üstünü kapattı'

Eskiden bu memlekette özellikle seçim dönemlerinde hep 'Kürt sorunu' konuşulurdu. Şimdi tam tersi. Herkesin ortak mesajı ekonomi. Hayat pahalılığı üzerinden eleştiri yöneltiyorlar.  Kiralık ev fiyatlarının neredeyse yüzde 200’ün üzerine çıkması, temel ihtiyaç maddelerinin adeta ateş pahası olması, Diyarbakır'da seçmenin kafasını bayağı karıştırmış durumda. 

İşadamları ve sanayiciler, istikrar ve ekonomik paketlere yönelmenin doğru bir adım olacağını düşünüyor. Seçmenin de siyasi beklentiden çok ekonomi alanında verilen mesaj ve vaadlerin daha olumlu karşılık bulacağı konuşuluyor Diyarbakır'da..

AK Parti adayları, mevcut Milletvekili sayısını koruyacaklarını, hatta 3 olan vekil sayısını 4'e çıkarabileceklerini iddia ediyorlar.  Ama teşkilatlar bunun tam tersini düşünüyor. Açık söylemek gerekirse, bir kopukluk, gevşeme, hatta yenilgiyi sanki baştan kabullenmiş gibi bir görüntü içerisinde teşkilatlar.

AK Parti'nin birinci sıra adayı M. Galip Ensarioğlu'nun seçim bürosu, şehirdeki en kalabalık seçim bürolarından biri. Şehrin tam ortasında, işlek bir cadde üzerinde, oldukça büyük bir seçim ofisi.

Şehirde daha çok AK Parti ve HDP'nin seçim ofisleri göze çarpıyor. Sahadaki seçim çalışmalarında da daha çok bu iki partinin varlığını görebiliyorsunuz.

14 Mayıs seçimlernde Diyarbakır'da Milletvekiliği için çok farklı sonuçlar çıkacağı kesin. Cumhurbaşkanlığı için ise Sinan Oğan ve Muharrem İnce'nin adı bile neredeyse bilinmiyor ve hiç ağza alınmıyor.

HDP'nin aday çıkarmaması ve Kılıçdaroğlu'nu desteklemesi Diyarbakır'da Cumhurbaşkanlığı yarışının iki isim arasında geçeceğini gösteriyor. Milletvekilliği seçimleri nasıl ki AK Parti ve HDP arasında geçiyor, Cumhurbaşkanlığı seçimleri de Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında kızışıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ülke genelinde olduğu gibi, Diyarbakır'da da partisinden çok daha fazla oy alacağı düşüncesi hakim. Başta ekonomi olmak üzere, farklı sebeplerden dolayı AK Parti'ye kızan muhafazakar Kürt kökenli vatandaşlarla da konuştum.

'Ekonomi önemli, ama Müslümanların kırmızı çizgileri var. Camiye, ezana ve Kuran kurslarına dokundurtmayız. Milletvekilliğinde bir şey söylemek istemiyoruz. Ama Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tercihimiz Erdoğan olacaktır' diyenlerin sayısı oldukça yüksek Diyarbakır'da..

Diyarbakır'da sıkça konuşulan önemli bir mevzu da HDP'nin, CHP'nin bir Milletvekili çıkarmasını sağlamak için alttan destek vereceği. Bu iddia ne kadar doğru bilemem. 100 Milletvekili hedefi olan Yeşil Sol Parti'nin böyle bir şikeye girmemesi durumunda, CHP'nin vekil çıkarma ihtimali çok ama çok düşük.