DEM Parti Grubu adına ilk sözü alan Hatimoğulları, dünyanın belirsizlik çağını yaşadığını, 20. yüzyıl düzeninin çöktüğünü ama yenisinin kurulamadığını söyledi. Hatimoğulları, "belirsizlik çağında" eşitsizlik, iklim krizi, yoksulluk, yolsuzluk, cinsiyetçilik, kutuplaştırma ve şiddetin her yere yayıldığını savundu.

NATO'da silahlanmaya ayrılan bütçenin artırıldığını ancak dünyaya barış ve güvenliğin gelmediğini, tam tersine savaşların arttığını ifade eden Hatimoğulları, barış ve güvenliğin silahla değil, özgürlük ve demokratik bir düzenle sağlanabileceğini söyledi.

Hatimoğulları, emperyalist güçlerin bir savaş filmi yazdığını, bu filmin Orta Doğu ve Afrika'da oynandığını, bölge insanları birbiriyle savaşırken bu güçlerin senaryolarını büyük bir keyifle izlediğini anlattı.

Gazze'nin İsrail tarafından işgal altında olduğuna dikkati çeken Hatimoğulları, "Gazze'de ateşkes olmasına rağmen, ateşkesin fiilen hayata geçmediğine hepimiz tanıklık ediyoruz. Filistin halkı yalnız değildir, Filistin'in mazlum halkıyla dayanışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Suriye'deki rejim değişikliğinin üzerinden bir yıl geçtiğini anımsatan Hatimoğulları, bölgede bir türlü suların durulmadığını iddia etti.

Erdoğan: Suriye devriminin 1'nci yılını tebrik ediyorum!
Erdoğan: Suriye devriminin 1'nci yılını tebrik ediyorum!
İçeriği Görüntüle

Hatimoğulları, "Suriye'nin çoğulcu yapısı göz önünde bulundurulduğunda oranın tek çaresi ademimerkeziyetçiliktir. 10 Mart mutabakatında ifadesini bulduğu gibi Suriye'deki bütün farklı halk ve inançların eşit haklar temelinde yazılacak olan bir Suriye anayasası, Suriye'nin çözümü ve reçetesidir. Bu noktada Türkiye'ye de çok büyük görev ve sorumluluk düşüyor." ifadelerini kullandı.

- "Kürt meselesi bir hukuk meselesidir"

Tuncer Bakırhan, Çekmeköy'deki narkotik operasyonunda şehit olan Özel Harekat Polisi Emre Albayrak'a Allah'tan rahmet diledi.

Bütçenin sıradan bir belge olmadığını, bir ülkenin gerçek aynası olduğunu ifade eden Bakırhan, savunma ve güvenlik için ayrılan bütçe tutarını eleştirdi.

"Türkiye'yi bir asırdır yönetenlerin en temel hatalarının Kürt meselesini yanlış teşhis etmek olduğu" görüşünü paylaşan Bakırhan, şunları kaydetti:

"Yıllar boyunca bu mesele terör parantezine sıkıştırıldı, 'geri kalmışlık', 'kandırılmış, aldatılmış bir avuç insan' denildi. Oysa Kürt meselesi az gelişmişlik sorunu değildir. Kürt meselesi, kandırılmış ya da aldatılmış bir toplumun problemi de değildir. Kürt meselesi, terör sorunu hiç değildir. Eşit yurttaşlık meselesidir, demokratik haklar meselesidir, bir varlık meselesidir ama en önemlisi Kürt meselesi bir hukuk meselesidir."

Tarihe hangi ufuktan bakılırsa yol haritasının da ona göre şekilleneceğini kaydeden Bakırhan, "Mustafa Kemal meselesinde hakkaniyetin terazisini kurmak gerekiyor. 1920, 1921, 1922'deki Mustafa Kemal, tarihin tozlu raflarına gönderilirken, 1923 sonrasının Atatürk'ü resmi alıntının baş köşesinde tutuluyor. 1921 Anayasası'nı kaleme alırken yerel demokrasiyi kabul eden Mustafa Kemal'i tarihten silmemek gerek, tarihin tozlu raflarından indirmek gerek. Bu hakikati silen resmi anlatıyı artık bir tarafa bırakmalıyız, gerçeğe odaklanmalıyız." ifadelerini kullandı.

Erzurum Kongresi'nin sonuç bildirgesinde yer alan Türk-Kürt ortaklığına atfedilen ifadelere işaret eden Bakırhan, "kuruluş aşamasında ortak vatan fikriyle hukuk fikrinin yan yana durduğunu, sonrasında hukuk kısmının unutulduğunu" ileri sürdü.

Bakırhan, "Nasıl ki o gün Osmanlı İmparatorluğu'nun derin bunalımı kongreler ve meclis eliyle, yani halkın iradesinin çoğulcu temsil biçimiyle aşılabildiyse, bugün Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bölgesel tehditlere ve içerideki çoklu krizlere çözüm de ancak demokrasiyle mümkün olacaktır." diye konuştu.

Bölgesel gelişmeler bağlamında Türkiye'de iç bütünlüğü sağlamanın önemini vurgulayan Bakırhan, böyle tarihi bir dönüşümün tüm siyasi aktörlerin katkısını ve cesaretini gerektirdiğini dile getirdi.

Çatışmasızlığın herkesin kazandığı bir atmosfer olarak olduğuna işaret eden Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kürt meselesinde çözümden yana olmayan, çözümü başka bahara erteleyen bir muhalefet Türkiye'ye alternatif olamaz. Bu sorunun çözümü sadece devlete ve iktidara bırakılamaz. Merkez sağ, kararsız ve milliyetçi kardeşlerime de sesleniyorum: Bu ülkede hiçbir halkı ötekileştirmeden, onlara da hakkını teslim ederek birliği sağlamak mümkündür. Zora dayalı birliktelik değil, rızaya dayalı birlikteliği kurmaktan sizler de sorumlusunuz. 'Önce diyalog, önce halk' diyebilmelisiniz. Türkiye'nin tüm renklerine sesleniyorum: Gelin ön yargıları kaldıralım, eşitlik temelinde kardeşlik hukukunu canlandırarak ülkeyi güçlendirelim, demokratikleştirelim. Türkiye hepimizin ülkesidir. Devletin geçmişte yapılan hatalarla yüzleşmesi ve daha kapsayıcı ve kuşatıcı bir siyaset uygulaması için DEM Parti olarak elimizden geleni yapacağız."

Bakırhan'ın konuşmasının ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, görüşmelere ara verdi. Ara sırasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kuliste Bakırhan ve Oruç ile tokalaştı.

Kaynak: AA