Bu işte bir terslik ve siyaset dışı bir müdahale var. Seçim öncesi verileceğini asla düşünmediğimiz bir karar verildi. Nerden çıktı bu karar? Kim veya kimler bu kararın verilmesini sağladı? Hangi güçler devreye girdi? Kirli ve kaos çıkartacak senaryolar maalesef devreye sokulmaya başlandı. Bu net.. Aylardır merakla beklediğimiz Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayını, galiba siyaset dışındakiler dün belirlemiş oldu.

* * * *

Her şeyden önce, Ekrem İmamoğlu hakkında verilen kararı doğru bulmadığımı ifade edeyim. Bu kararın savunulacak hiçbir yönü yok. Karar, Cumhur İttifakı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan bir hamledir. Karara en çok sevinenler ise, bizzat Ekrem İmamoğlu ile başından beri onu Cumhurbaşkanı adayı yapmak isteyen Meral Akşener’dir.

* * * *

Aylardır merakla beklenen altılı masanın Cumhurbaşkanı adayını, masanın dışındakiler belirledi. Dün bu kararı verenler, aynı zamanda Cumhur İttifakının rakibini de belirlemiş oldu. İmamoğlu’nun önündeki tüm parti içi bariyerler yıkıldı, adaylığının yolu açıldı verilen bu kararla.

* * * *

Ekrem İmamoğlu, son zamanlarda çöküşteydi. Popülerliğini yitirmişti. Hakkında verilen karar, ona adeta can simidi oldu. Onu ve başından beri destekçisi olan Meral Akşener’i sevindirdi. Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibini ise oldukça üzdü.

* * * *

Bu kararın arkasında kim veya kimler var? Bilmiyorum ama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti’nin olmadığı kesin. Zira dünden beri birçok AK Partili isimle konuştum. Hepsi, kararı eleştirdi. Böyle bir ortamda, bu kararın en çokta AK Parti’yi olumsuz etkileyeceği görüşü hakim.

* * * *

Ve tabi ki, en çok da olumsuz etkilenen isim, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Gerek geçtiğimiz yerel seçimlerde kurduğu ittifakla, Büyükşehirlerin kazanmasında etkili olan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de 5 siyasi parti liderini bir araya getirerek, altılı masanın kurulmasında etkin rol alan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bütün planı alt üst oldu. Çünkü Kemal bey, masaya adaylığını kabul ettirmek için büyük uğraşlar veriyordu. Halen de bu kararından vazgeçmiş değil. Ancak, önüne çok ciddi bir engel çıkarıldı.

* * * *

Kılıçdaroğlu'na büyük operasyon çekildi. Onu siyasi olarak gömdüler ve tasfiye ettiler. Etnik kimlik ve mezhep kartı da maalesef kullanıldı. Bu saatten sonra işi çok zor.

* * * *

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’e gelince. Dün ilk İstanbul’a giden liderdi. Kemal Kılıçdaroğlu, karar mahkemesinin olacağını bile bile Almanya’ya gitti. Meral Akşener ise, kararın açıklanmasıyla birlikte İmamoğlu’na koştu ve sarıldı. Akşener’in karara ne kadar sevindiği dün her halinden belliydi. Çünkü onun istediği de tam olarak buydu..

* * * *

Akşener’in başından beri masanın Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimleri üzerinde durduğu ve adayın bu iki isimden birinin olmasını çok istediğini, sağır sultan bile duymuştu. Kemal Kılıçdaroğlu da bunu iyi anlamıştı ki, ‘İmamoğlu ve Yavaş Belediye Başkanlığı görevlerine devam edecek’ açıklamasında bulunmuştu.

* * * *

Dün verilen bu kararla birlikte Meral Akşener’in eli çok güçlendi. Tam da istediği oldu. Bu saatten sonra İmamoğlu’dan asla vazgeçmeyecektir. Onun mağdur olduğunu ve bu mağduriyet üzerinden İmamoğlu’nun seçimi kazanabileceği görüşünü masaya kabul ettirecektir.

* * * *

Akşener böylece, MHP'yi böldüğü gibi, şimdi de Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı yanına alıp CHP'yi bölecek. Bana göre böldü de..

* * * *

Birileri düğmeye bastı. Senaryo devreye sokuldu. Kemal Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin başına geçirenler, Meral Akşener'e parti kurduranlar, İmamoğlu’nu İBB başkan adayı yapanlar, yeni senaryoları devreye geçirmeye başladı. İlk adım dün verilen bu kararla atılmış oldu.

* * * *

Bu asla siyaset değil. Bu bizzat içerden müdahale senaryosudur. Bugün İstanbul Saraçhane'de, sonra bütün Türkiye'de sokak gösterileri isteniyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Demokratik ve hukuk çerçevesinde elbette ki, tepkiler, hak aramalar olacaktır. Buna kimsenin bir laf etmesi mümkün değildir. Ama sokakta, olabilecek en ufak bir kalkışma ve çatışma yüzlerce, binlerce insanın zarar görmesine neden olabilir.

* * * *

Başta ekonomi olmak üzere, yaşanan sıkıntılarla boğuşan, psikolojisi bozulmuş olan bir halk kitlesini sokağa çağırmak, asla doğru bir adım değildir. Siyasiler, böyle bir ortamda çok daha hassas bir dil kullanmalı. Sokakta çıkacak en ufak bir çatışmanın sonuçları felakete yol açabilir. Tek bir insanın burnunun kanamaması için, başta siyasilerin duyarlılık göstermesi gerekir.