Yaz tatilinin bitmesi ile okul zilinin yeniden çalmasını öğrenciler, öğretmenler ve veliler sabırsızlıkla ve büyük bir heyecanla beklediler. Öğrenciler 3 ay yaz tatili sonrasında arkadaşlarına ve okullarına kavuşmanın heyecanını yaşadı. Deyim yerindeyse okulun açılması için gün saydılar. Bugün 11 Eylül tüm temel eğitim ve ortaöğretim kademesindeki tüm öğrenciler için ilk zil çaldı.

Okul, hayatımızın önemli bir bölümünü orada geçirdiğimiz, her türlü bilgiyi öğrendiğimiz, çeşitli arkadaşlıklar edindiğimiz kutsal bir kurumdur. Daha dört beş yaşlarında iken okulun ilk basamağı olan okul öncesi ile okula başlar ve yıllarca okulda eğitim öğretim görürüz. Hayat devam ettikçe eğitimde devam edecektir. Okul, çocukların sosyal ve akademik becerilerini geliştirmek için gittikleri kurumdur. Çocuklar, okul çağına kadar aileleri tarafından eğitilir. Ona bazı genel beceriler kazandırılır. Belli bir yaştan sonra ise okula gönderilir.

Okulda eğitimin yanında aile ile eğitimi çocuklara bazı bilgileri, kişisel becerileri kazandırsa da çocuğun tam olarak gelişmesinde yeterli değildir. Hem sosyal açıdan hem de bilişsel açıdan çocuğun tam anlamıyla eğitilebilmesi için okula devam etmesi bir zorunluluktur. Okula devam zorunluluğu ve sınıf kalma ve sınıf tekrarının gelmesiyle eğitimde istikrar ve süreklilik açısından önemlidir. Çünkü okul, öğrencilere sadece bilgi depolanan bir kurum değil, onu hem ruhsal, hem sosyal bakımdan geliştiren hem de fiziksel beceriler kazandıran bir işleve sahiptir. Okul, çocuğu geleceğe hazırlar. Ona, kendisi için güzel bir gelecek yaratma fırsatı verir. Çocuklar, okul sayesinde ilgi ve yeteneklerine uygun bir meslek seçerek ömür boyu rahat ve mutlu bir yaşam sürme imkanına sahip olurlar.

Okullar, bir toplumun en önemli kurumlarıdır. Medeniyetin merkezidir. Ülkenin geleceği olacak insanları okullar yetiştirmektedir. Her yaştan çocuğa uygun ve gerekli olan eğitim okullarda verilmektedir. Çünkü en iyi ders derste okulda öğrenilir ve öğretilir.

En iyi yatırım, insana, geleceğe ve eğitime yapılan yatırımdır, derler. İnsana yatırım yaptığınızda, harcadığınızı katbekat geri alırsınız; çünkü iyi bir şekilde eğitilmiş insanlar, çeşitli başarılarıyla hem kendilerine hem de içinde yaşadıkları topluma katkı sağlarlar. Örneğin iyi yetiştirilmiş bir öğrenci, mühendis olduğunda ve bir buluş gerçekleştirdiğinde bu buluştan elde edilen gelir dolaylı olarak ülke ekonomisine de katkı sunmaktadır. Eğer çocuklara iyi bir eğitim hayatı sunarsanız, karşılığında iyi öğretmenler, iyi doktorlar, iyi mühendisler, iyi avukatlar, bilim insanları, hemşireler vs. alırsınız. Mesleğini en iyi icra eden kişilerse, ülkelerine en çok faydalı olan insanlardır. Yani iyi bir gelecek nitelikli insanlar için kaliteli eğitim şarttır. Bu da iyi ve idealist öğretmenlerle olur. Bunun içinde keşke ülkemizin en zeki ve en yetenekli öğrencileri öğretmen olmak için yönlendirme yapabilse ve imkanlar geliştirilebilse.

Geri kalmış ülkelere baktığınıza, okullara ve eğitime yeterince önem vermediklerini, bu kurumlara yatırım yapmadıklarını görürsünüz. Okullara ve eğitime en çok yatırım yapan ülkelerin ise dünyanın en gelişmiş ülkeleri olduğunu görürsünüz. Bu nedenle bir ülke kalkınmak ve modern yaşama ayak uydurmak istiyorsa eğitime önem vermeli, bu işi layıkıyla yapmaya çalışmalıdır. Güçlü huzurlu yarınlar için eğitim adına herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve üzerine düşeni yapmalı.

Kısacası eğitimde başarı için;

Öğrencinin hevesi

Annenin tenceresi

Babanın kesesi

Öğretmenin hevesi

Yöneticilerin desteği

şarttır. Kısacası biz nasılsak, çocuklarımız öyle olmayı öğrenirler. Biz neysek eğitim sistemimizde odur.

Okulla bizim geleceğimizdir. Geleceğimizin parlak olmasını istiyorsak, dünya genelinde büyük başarılar elde etmek ve sözü geçen bir ülke haline gelmek istiyorsak eğitime önem vermeli, tüm gücümüzü bu alana kaydırmalıyız. Bu nedenle devleti idare eden yöneticilerin en çok önemsemesi, ilgilenmesi ve ekonomik olarak katkı sunması gereken kurumlar okullardır. Enerjimizi şikayetlerle, kayıt parası ile, öğrenci sınıf okul değişikliği ile, kurs ve dyk kapatmakla, sadece eleştirmekle, sorun çıkarmakla değil, eğitimin kalitesini artırmak ve sorunlara çözüm bulmakla harcamalıyız. ‘Eğitimde akıtılan ter, savaşta akıtılan kanı azaltır.’ Sözünü de burada hatırlayalım.

Bu arada corona-covid zamanında eve kapandığımızda okullar covid-19 tatilindeyken bazı büyük firmalar sosyal medya hesaplarında ‘’Okullar açılınca ilk gün ilk zil çalınca fındığı, fıstığı, kayısısı, dondurması bizden… vb’’ yazanlar paylaşım yapanlar vardı. Sahi nerde onlar sözlerini yerine getiren oldu mu onları sonrasında gören duyan oldu mu?

Yüce Mevla tüm çocuklarımıza zihin açıklığı versin.  Büyük bir heyecanla beklediğimiz ve başladığımız 22023-2024 eğitim öğretim yılı tüm öğrenci, öğretmen, eğitim çalışanları, velilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Ziller heyecanla coşkuyla,  zihni açacak ilimle, kalbi arındıracak irfanla, ruhu kanatlandıracak hikmet pınarları ile yeni ruhla çalınması ümidiyle…