İnsanlık var olup, toplumsal hayata geçmeye başlayınca ihtiyaçları artmış, talepleri şekillenmiştir. Bu da insanların birbirleri ve toplumlar arasında alışverişin başlamasına neden olmuştur. Karşılıklı alışveriş yapılabilmesi için de önce güven, ardından da bir bedel ile alışveriş yapılmasına karar verilmiştir. En başta ‘trampa ekonomisi’ yani ‘takas’ ile ürünler yer değiştirmeye başlamış ardından altın, gümüş gibi değerli madenler, sonra para vs. derken bir çok enstrüman malların değişimi noktasında ürün haline gelmiştir.

Dünya nüfusu arttıkça, teknoloji ilerledikçe, insanların ihtiyacı da ona göre şekillenmiş, dünya üzerinde bulunan her ürüne insanlar talip olmaya başlamış, alışveriş global bir seyir almıştır. Bu nedenle uluslararası ticarette de bankaların aracı olduğu pek çok ürün ortaya çıkmıştır. Aslında ezelden beri yapılan ticaretlerde amaç; satıcı kendini nasıl güvene alabilir ve emeğinin karşılığı nasıl ziyana uğramadan alabilirdi?

Bu hafta yurt içi mal alımlarında kullanılan çekler hakkında dilim döndüğünce bir şeyler anlatmaya çalışacağım. Mesleğe ilk başladığım yıllarda bir tacirin çek karnesinin olması çok özel bir durumdu. Her tüccara çek karnesi verilmezdi. Çek sahibi de bunu bilir ve bir alışverişinde çek kullanacaksa titizlikle ödemesine dikkat ederdi. Çek bu anlamda satıcı açısından kısmen güvenli bir limandı. Fakat o yıllarda her ne kadar çek üzerinde bir vade yazsa da o çek istenildiği zaman tahsil edilebilirdi. Vade vardı ama çok da geçerli değildi. Sanırım 2009 yılında yapılan düzenleme ile çekin üzerinde yazan vadesinden önce çek sahibi muvafakati olmadan tahsiline izin verilmemeye başlandı. Çek sadece üzerinde yazan vadesinde tahsil edilmeye başlandı.

Aslına bakarsak çek öyle bir ticaret aracı ki ticarete konu olduğu gibi bankacılık anlamında da kredi kullanımlarında alternatif bir ürün. Ödeme performansı yüksek olan müşterilere, çeki karşılığında kredi kullanmak daha cazip geldi ve bu sayede çekler çok ciddi bir kredi teminatı oldu. Bu olayda en önemli etken yıllar sonra çekin vadesinde ödenmesi kararı ile ortaya çıktı diyebiliriz.

Bankacılığa ilk başladığım yıllarda da çek karşılığı kredi verilirdi. Fakat çek üzerindeki vadenin çok dikkate alınmaması, çek karşılığı kredi kullanıp da sıkıntıya giren firmanın cüzdanında yer alan tüm çeklerin vade gözetmeksizin tahsil edilmesi yönünde banka tarafından aksiyon alınması çek sahibini zor durumda bırakırdı. Ya o çekleri vadesinden önce ödemek zorunda kalırdı ya da ödeyemez ticari hayatını riske atardı. Bu durum da haliyle insanların çek ile alışveriş yapmasına mani oldu. Fakat yapılan düzenlemeler ile çek hem daha fazla kullanılmaya hem de daha efektif kullanılmaya başladı. Rakamlara bakacak olursak;

2018 yılında takasa giren çeklerin adedi 15.214.249 olarak geçekleşmiş, bunların karşılığında da 588.407.563.567 TL ( 588 Milyar TL) bir işlem hacmi gerçekleşmiş.

2019 yılında takasa giren çeklerin adedi 11.988.772 olarak geçekleşmiş, bunların karşılığında da 550.528.077.178 TL ( 550 Milyar TL) bir işlem hacmi gerçekleşmiş.

2020 yılında takasa giren çeklerin adedi 10.199.066 olarak geçekleşmiş, bunların karşılığında da 625.946.976.582 TL ( 625 Milyar TL) bir işlem hacmi gerçekleşmiş.

2021 yılında takasa giren çeklerin adedi 1.014.706 olarak geçekleşmiş, bunların karşılığında da 74.306.824.861 TL ( 74 Milyar TL) bir işlem hacmi gerçekleşmiş.

Asıl önemli olan bir diğer nokta; yıllar itibariyle takasa giren çeklerin yazılma oranları. 2018 yılında sisteme giren toplam çek tutarının %3,1’i, 2019 yılında sisteme giren toplam çek tutarının %3’ü, 2020 yılında sisteme giren toplam çek tutarının %1,4’ü ve 2021/6 aylık dönemde sisteme giren toplam çek tutarının %1’i ödenmemiş ve yazılmış olarak görülmektedir. (Kaynak:Takasbank )

2019 yılında çeklerin hacminin düşmesinin ve 2020 yılında da artmamasının nedeni pandemi sürecinde satıcıların mallarını ya peşin ya da banka garantili ürünlerle satma yolunu tercih etmelerinden kaynaklanmaktadır. Aslında bu durum çek performansını yani çekin ödenme yüzdesini arttırmıştır. Satıcıların güvenmediği ya da daha az güvendiği müşterilerinden DBS ( Doğrudan Borçlandırma Sistemi) , GTS (Güvenli Ticaret Sitemi ) ticari kredi kartları ile satış yapılması gibi banka garantili sistemler üzerinden mal satması, çek ödeme riski yüksek olan müşterileri piyasadan çekmiş, çek ödeme potansiyeli yüksek olanların ise hala çek ile alışveriş yapmaya devam etmesi ve çeklerini ödemeleri, pandemi döneminde daha az çekin yazılmasına sebep olmuştur.

Her hafta olduğu gibi ümit ederiz ki bu sağlık problemleri ortadan kalkar herkes için güvenilir bir ticaret ortamının olduğu günlere geri dönenebiliriz.

Sağlıklı günler temennisi ile…

YeniJournal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.