İsrail’de bir toplantı yapıldı.

Ama bu, sıradan bir güvenlik zirvesi değildi.

Binlerce mazlumun katili Başbakan Binyamin Netanyahu, Suriye ve Gazze Şeridi’nde Türkiye’nin rolü üzerine güvenlik ve siyasi kurmaylarını topladı. Evet, artık Tel Aviv’in gündeminde bir ülke var: Türkiye.

Bir dönem diplomatik ilişkilerin koptuğu, büyükelçilerin çekildiği iki ülke…Bugün yeniden birbirinin stratejik hamlelerini masaya yatırıyor.

Neden mi? Çünkü Ankara, Ortadoğu’nun merkezinde yeniden oyun kurucu bir aktör haline geldi.

Gazze’de sağlanan ateşkeste Türkiye’nin garantörlük rolü, sadece bir diplomatik jest değil; bölgesel güç haritasının yeniden çizildiğinin göstergesi.

İsrail yönetimi bu gerçeğin farkında ve tam da bu nedenle rahatsız.

Tel Aviv, ateşkesin ikinci aşamasında Gazze’ye konuşlanacak Uluslararası İstikrar Gücü’ne Türkiye’nin katılmasına açıkça karşı çıkıyor. Oysa Washington tam tersine düşünüyor.

ABD yönetimi, Türkiye’nin bölgede etkin rol oynamasını dengeleri koruyacak bir unsur olarak görüyor.

Yani tablo net: Bir tarafta Türkiye’yi dışlamaya çalışan İsrail; Diğer tarafta Türkiye’yi masanın merkezine oturtmak isteyen ABD.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 1 Kasım’da yaptığı açıklamada aslında perdeyi araladı:

“Türkiye ve İsrail savaşmayacak. Bence bu olmayacak ve Hazar Denizi’nden Akdeniz’e kadar bir işbirliği göreceksiniz.” Bu cümle boşuna kurulmadı.

Çünkü Ankara artık sadece tepki veren değil, yön veren bir ülke. Bölgesel krizlerde diplomasi, enerji, güvenlik ve ticaret eksenlerinde sahada varlık gösteren Türkiye; artık her masada denge belirleyen konumda.

Bugün İsrail, “Türkiye’nin bölgesel etkisini nasıl dengeleyebiliriz?” sorusunu tartışıyor. Ama gerçek şu: Bu etki artık dengeyle değil, işbirliğiyle yönetilebilir.

Gazze’deki ateşkesin garantörlüğü, Türkiye’nin uluslararası arenadaki en önemli diplomatik başarılarından biri olarak kayıtlara geçti.

Çünkü bu süreçte Ankara, yalnızca tarafları sakinleştiren değil, aynı zamanda çözüm zemini oluşturan aktör oldu. İsrail’in içine kadar uzanan bu etkinin nedeni açık: Türkiye, sahada güç, masada meşruiyet kazandı. Ve bugün artık herkes şunu görüyor: Gazze’nin geleceği, Ankara’nın masasında şekilleniyor.

Tel Aviv, Türkiye’nin bölgede büyüyen nüfuzundan çekiniyor; Çünkü bu nüfuz sadece Gazze’de değil, Suriye’den Kafkasya’ya kadar uzanan geniş bir alanda hissediliyor.

İsrail biliyor ki, artık hiçbir bölgesel denklem Türkiye’nin dışında kurulamaz. Ve bu, Tel Aviv’in alıştığı Ortadoğu düzeninin sonu anlamına geliyor.

Bugün İsrail’de Türkiye konuşuluyorsa, bu bir diplomatik gelişme değil, jeopolitik bir kırılmadır. Ankara’nın attığı her adım, Ortadoğu’daki taşları yeniden yerinden oynatıyor.

Kimi bundan rahatsız, kimi bundan umutlu…

Ama kimse artık görmezden gelemiyor.