CHP’li Mamak Belediye Başkan Veli Gündüz Şahin, şok açıklamalarıyla, bir taş değil, adeta bir kaya attı parti içine.

“Benden iş, rant, ihale isteyen partilileri yemlemiyorum diye bana düşman oldular. Ama benim arkamda binlerce Mamaklı var. Ben halktan yanayım.”

Veli Gündüz Şahin’in bu sözleri, sadece kişisel bir yakınma değil, aynı zamanda CHP’nin yerel yönetim pratiğinde giderek derinleşen bir fay hattının itirafıdır. Bu açıklamanın satır aralarında hem sistemli bir yozlaşma, hem de hizmete direnen bir düzenle karşı karşıya olduğumuz açıkça görülüyor. Yazıklar olsun.

Belediyeler halkın doğrudan dokunduğu, sokaktaki vatandaşın yaşam kalitesini birebir etkileyen kurumlardır. Bu nedenle, belediye yönetimi ahlak ve liyakat temelinde yapılandırılmalıdır. Ne var ki, son yıllarda bazı CHP belediyelerinde rant, ihale ve istihdam talepleri partililer eliyle olağan hale getirilmeye başlandı.

Parti kimliği, bir nevi “belediyeye ulaşım kartı” gibi görülüyor. Bazı belediye başkanlarının göreve geldikten sonra “ödül dağıtıcısı” gibi davranmaları beklentisi oluşmuş durumda. Oysa seçilmiş başkanlar bir parti grubunun değil, tüm halkın temsilcisi olmakla yükümlüdür.

CHP, son yerel seçimlerde Türkiye genelinde önemli başarılar elde etti. Ancak bu başarı, bazı kesimler için “belediye rantına erişim fırsatı” gibi algılanmaya başlandı. Parti içinde, belediyeleri adeta Lego parçaları gibi “dağıtan”, “pazarlayan” bir klikten söz ediliyor. Bu yapıların, halkçı belediyecilik ilkesini çökerttiği ortada.

Belediyeler birer “Billund merkezi” değildir; yani oyun hamuru ya da Lego kutusu gibi keyfe keder dağıtılacak yapılar olamaz. CHP eğer halkın güvenini sürdürmek istiyorsa, bu düzeni kurumsal olarak durdurmak zorundadır.

Mamak Belediye Başkanı Veli Gündüz Şahin’in açıkça “rantçı partililerle yolum bir değil” diyebilmesi, son yıllarda CHP’de nadiren görülen bir cesarettir. Şahin gibi başkanlar yalnız bırakılırsa, yerel yönetimler “parti içi menfaat savaşlarının” kurbanı olur. Bu da yalnızca CHP’ye değil, temsil ettiği seçmen iradesine de ihanettir. CHP, artık bu gidişata ya “dur” diyecek ya da hizmetin önüne geçen çıkar yapılarının esiri olmaya devam edecek.

Belediyecilik, makam dağıtma değil; hizmet üretme sanatıdır. Belediye koltukları, eş-dost istihdamının değil, sosyal adaletin ve halk yararının üretildiği yerler olmalıdır.

CHP eğer gerçekten “halkçı” bir parti olmayı sürdürmek istiyorsa, rant yerine halkı önceleyen, Şahin gibi cesur başkanları sahiplenmeli; çıkar bekleyen değil, hizmet üreten kadrolarla yoluna devam etmelidir.

Aksi takdirde, belediye meclis salonları sandıkta halkın sessiz ama net tokadıyla boş kalır.