Türkiye’nin önümüzdeki yüzyıla damgasını vuracak en stratejik ve milli hedefi, şüphesiz “Terörsüz Türkiye” idealidir. Bu hedef yalnızca bir güvenlik stratejisi ya da iç politika söylemi değil, aynı zamanda Türkiye milletinin geleceğini barış, huzur ve kardeşlik üzerine inşa etme kararlılığının ifadesidir.

İşte tam da bu noktada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı tarihi nitelikteki konuşma, milletin vicdanında geniş yankı bulmuştur.

Bahçeli’nin “Silah varsa siyaset yoktur. Siyaset olacaksa silahların tamamı yakılmalıdır” sözleri, yalnızca bir ilkesel duruş değil, aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin önündeki en büyük engelin ortadan kaldırılmasına yönelik net bir irade beyanıdır. Çünkü silahın olduğu yerde irade gaspı, korku ve zorbalık vardır; milletin sözü değil, şiddetin gölgesi konuşur.

Bahçeli’nin altını çizdiği üzere “Terörsüz Türkiye” aynı zamanda iç barışın, toplumsal huzurun ve güçlü bir milli birliğin teminatıdır. Türkiye milleti, tarih boyunca nice zorlukları aşarken, her zaman ortak paydada buluşmayı, kardeşliği ve fedakarlığı öne çıkarmıştır. Bugün de yapılması gereken, ön yargıların düğümlerini çözmek, kapanmış diyalogları yeniden canlandırmak ve empatiyle örülmüş yeni bir toplumsal bağ kurmaktır.

Bahçeli’nin ifadesiyle, Türk ve Türkiye Yüzyılı yalnızca teknolojik gelişmelerin, ekonomik kalkınmanın ya da diplomatik başarıların değil; aynı zamanda bir barış ve kardeşlik yüzyılı olacaktır. Çünkü huzurun olmadığı yerde kalkınma da, ilerleme de, büyüme de mümkün değildir.

Türkiye’nin önündeki en büyük tehditlerden biri, göreceli anlaşmazlıkları büyütüp düşmanlığa dönüştüren, toplumsal barışı zehirleyen iç ve dış odaklardır.

Bahçeli’nin net vurgusuyla bu fitne çarkı mutlaka kırılacaktır. Çünkü Türkiye artık terörden beslenen karanlık senaryolara, milletin enerjisini tüketen kirli oyunlara tahammül etmeyecektir.

Silahların gölgesinde siyaseti dizayn etmeye çalışanların karşısında, milletin iradesiyle yükselen bir Türkiye vardır. Bu Türkiye, taviz vermeyen, tehir etmeyen ve asla teslim olmayan bir kararlılıkla yol almaktadır.

“Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşmak, yalnızca bir siyasi partinin başarısı değil, 85 milyon vatandaşımızın ortak zaferi olacaktır. Bu süreçte kazanan ne sadece devlet ne de bir liderdir; kazanan Türkiye’dir, Türkiye milletidir. Bahçeli’nin çizdiği vizyon, bu nedenle milletin her ferdini içine alan kapsayıcı bir milli mutabakat çağrısıdır.

Kim ki bu vizyondan rahatsızlık duyuyorsa, o kişi aslında Türkiye’nin büyümesinden, kalkınmasından ve milletimizin kardeşliğinden rahatsızlık duymaktadır.

Bugün Türkiye, büyük bir dönemeçten geçmektedir. Bir yanda silahların gölgesinde dizayn edilmeye çalışılan sahte siyaset; diğer yanda ise milletin iradesini, barışı ve huzuru merkeze alan bir milli vizyon. Bahçeli’nin öncülüğünde şekillenen “Terörsüz Türkiye” hedefi, yalnızca bir güvenlik konsepti değil, aynı zamanda geleceğimizi aydınlatacak yeni bir diriliş momentidir.

Evet, silahlar susacak, Türkiye konuşacak. Ve konuşan Türkiye, barışın, kardeşliğin, huzurun diliyle konuşacaktır.