Hayatın akışında, çoğu zaman bilinen yollardan yürümek kolay gelir. O yollarda izler apaçık ortadadır, kurallar çoktan yazılmıştır, ama bir şey eksiktir: keşif. Oysa asıl büyü, daha önce kimsenin cesaret edemediği yollara adım atmakta saklıdır. O yollar bazen karanlık, bazen zor olabilir; yalnız hissedebilirsin, hatta geri dönme isteği duyabilirsin. Ama unutma, farklı olmanın ve iz bırakmanın tek yolu, kimsenin gidemediği yere gitmektir.

Fikirler de böyledir. Herkesin aynı şeyleri düşündüğü bir dünyada, bir an durup yeni bir bakış açısıyla etrafına bakmak cesaret gerektirir. Belki ilk başta anlamazlar, belki eleştirirler, ama yenilikler hep o “anlaşılmayan” fikirlere inanarak başlar. Düşüncelerin cesur olsun; zihnini sınırların dışına açmaktan korkma.

Kimsenin yürümediği yolları arşınlamak ve kimsenin aklına gelmeyeni düşünmek, seni hem kendine hem de başkalarına ilham kaynağı yapar. Çünkü en büyük değişimler, sıradan olandan vazgeçip bilinmeze yönelme cesaretiyle başlar.

Bilinmezliğe adım atarken beraberinde belirsizlik, korku ve şüphe de gelir. Bu duygular seni durdurmak için değil, seni sınamak içindir. Her büyük yolculuk, küçük bir adımla başlar. O adımı attığında dünya hemen değişmez belki, ama sen değişmeye başlarsın. Ve en büyük devrimler, insanın kendi içindeki dönüşümle başlar. Kendine inanmak, bu yolculuğun en güçlü pusulasıdır.

Değişim asla tek başına gerçekleşmez. Attığın her cesur adım, bir başkasına da umut verir. Bazen bir söz, bazen bir eylem, bazen sadece dik duruşun bile başkalarının yüreğinde bir kıvılcım yakar. O kıvılcım büyür, yayılır ve bir gün dönüp baktığında yalnız olmadığını görürsün. İşte o zaman bilirsin ki, cesaret bulaşıcıdır.

Elbette yolun her anında engeller olacaktır. İnsanlar seni anlamadığında, yanlış anladığında ya da seni durdurmaya çalıştığında vazgeçmek kolaydır. Ama unutma, en çok eleştirilenler en çok iz bırakanlardır. Tarih, pes edenleri değil, direnip yoluna devam edenleri yazar. Bu yüzden zorlukları bir duvar olarak değil, aşılması gereken bir basamak olarak gör.

Bir gün geldiğinde, ardında sadece yürüdüğün bir yol değil, başkalarının da geçebileceği bir köprü bırakmış olacaksın. Senin cesaretin, başkalarının korkularını yenmesine yardım edecek. İşte o zaman fark edeceksin ki, değişim tek bir insandan başlasa bile, dünyayı aydınlatan bir zincire dönüşür.

İşte tam da bu yüzden bir fikrin izinden gitmekten korkma; çünkü dünyayı değiştirenler, o yollara girme cesareti gösterenlerdir.

Saygıyla, onurla, yürekle…