Vali, görevlendirildiği ilde devleti üst düzeyde temsil eden ‘Devlet Babadır’ ve aynı zamanda Cumhurbaşkanının da temsilcisidir. Aslında illerde sorunların çözümünde ‘Halkın Valisi’ olmak çözümün anahtarıdır. Her Valilik makamına atanan kişi ‘Halkın Valisi’ veya ‘Devlet Baba’ olamaz! Bir valinin ‘Halkın Valisi’ ve ‘Devlet Baba’ olması için yapması gereken aslında çok da zor olmayan önemli kurallar vardır. Peki nedir bunlar? Önyargısız kenti tümüyle kucaklaması, ayrımsız, bölgesel etnik, kimlik, siyasi farklılıkları hizmete engel olarak görmemesi, dürüst, şeffaf ve ulaşılabilir olması. İşte bütün bu özeliklere sahip bir Vali…

* * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Malumunuz; Hazret-i Mevlana’nın tümüyle nasihat ve sözleri muhteşemdir. Her harfinin insanın kendisine ilke edindiği ve etmesi gereken sözleri vardır Hz. Mevlana’nın...Onlardan biri de şu nasihatidir;

‘’Unutma ki asla yıkılmayan, zamana hükmeden en büyük abide, insanların idraklerine ve hafızalarına hayır hasenat kalemi ile yazılmış hizmetlerdir, gayretlerdir.’’

* * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Muhteşem ötesi bir nasihat. Ahiretini fani dünyaya değiştirmeyenler için çok anlamlı ve esas alınan önemli bir hatırlatma niteliği taşır bu söz. Sadece kamu bürokratı değil, aslında her alanda görev yapan insanların bu sorumlulukla yürümesi gerekir.

* * * * * * * * * * * * * * * * * *

Peki günümüz bürokratları bu nasihatleri kendilerine şiar ediyorlar mı? Parmak sayısını geçmez. İster kamu, ister özel sektörde görev yapan tüm idarecilerin ortak tek bir hedefi vardır; o da başarılı olmak. Çünkü başarılı olmak bir yöneticiye yerine göre güç, itibar, güven, şöhret, para, makam ve dua/rıza gibi maddi ve manevi tatmin vasıtaları sunmaktadır.

* * * * * * * * * * * * * * * * * *

Mevki ve makam kendisine nasip olmuş bir kişi, dünyevi kazanımlarından çok, ahiret kazanımlarına rağbet göstermelidir. Allah’ın hesap gününün var olduğunu sürekli hatırlamalı ve ona göre davranmalıdır. Mevki ve makamlara gelmiş kişiler, insanların her daim hayırla yad edilen isimler olarak hatırlanmaları onlar için en büyük servet ve kazanımdır.

* * * * * * * * * * * * * * * * * *

Hz. Ömer’in oğlu Abdullah'ın (r.a) babası, Hz. Ömer’i vefatından 6 ay sonra rüyasında görür. Babası Hz. Ömer ona şöyle der;

‘’Oğlum Abdullah. Devlet yönetimiyle ilgili Allah’a hesabım yeni bitti.’’

Eyyy makam sahipleri; Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’in ‘’Benden sonra nebi olsaydı Ömer olurdu’’ dediği halife Ömer, halifelik döneminin hesabını veriyor. Siz kimsiniz? Hesap günü çetin olacaktır, hatırlayın istedim…

* * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Şimdi asıl konumuza dönelim, yani Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu’na…Bilindiği üzere Vali Karaloğlu 2 yıl önce Diyarbakır’a atanmıştı. Aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkan Vekili (Kayyum) idi. Çok kısa vadede önemli işler yaptı. Her şeyden önce halkı iyi tanıdı, sorunları ve sorunların çözümü konusunda çok farklı modeller uyguladı.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Önce gönüllere girdi, memlekette elini sıkmadığı, hal hatırını sormadığı insan bırakmadı. Sonra insanların refah düzeyini arttıracak, şehrinde her alanda gelişimini sağlayacak önemli projeleri bir bir hayata geçirdi. Yeri geldi bazı menfaat çetelerinin hedefi oldu. Ama yine de geri adım atmayarak, ‘Devlet Baba’ görevini layıkıyla yapmaya gayret gösterdi. Dicle’nin kuzularına dört elle sarıldı. Onları başta terör olmak üzere suç örgütlerinin hedefi olmaktan kurtardı. İstihdam ve spor alanında hayata geçirdiği projelerle onların ailelerine, milletine ve devletine bağlı birer genç olmalarını başardı.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Öyle ya Diyarbakır Güneydoğu’nun Paris’i. 33 ayrı medeniyete beşiklik etmiş kadim bir şehir. Dünyada eşi ve benzerine rastlanmayan muazzam tarihi ve kültürel mirası içinde barındıran bir şehirdir Diyarbakır. Bu şehirde ilk kez bir Vali, ‘Keremke’ (Buyurun) sloganlarıyla Diyarbakır’ın sayısız tanıtım filmini hazırlatıp bütün dünyaya sundu.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Bir ilin halkını ima ederek, ‘’Bunlara hizmet etmeye değmez’’ anlayışında olan Valiler de gördük maalesef. Onlar kaybetti. Onların hiçbiri ‘’Halkın Valisi’’ olamadı. Hiçbiri iyi yad edilmiyor ve tarihin çöplüğüne gömüldüler.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Diyarbakır’da 2 yıl Valilik yapan Münir Karaloğlu hep hayırla yad edilecek bir Vali olmayı başardı. Nasıl mı? Çok basit. Halkın gönlüne girdi. Samimiyetle el tuttu, hem gönlünü, hem makam kapısını, hem de telefonunu halka sonuna kadar açtı. Mübarek Ramazan ayında tek bir iftarını evinde ailesiyle yapmadı. En ücra bölgeye gitti. Hayatında Vali görmemiş kırsalda yaşayan 20 yaşındaki gençlere ‘’Aha da Vali gelmiş’’ dedirtti. Yetim ve öksüzlerin babası oldu. Her hafta düzenli olarak yanına eşini de alarak, yetim ve öksüzleri kucakladı, başlarını okşadı. İsrafın önüne geçti, ihale çetelerine aman vermedi. Devletin her kuruşunun takibini yaptı. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirtmedi. Hiç kimseyi ötekileştirmedi. Her alanda yeniliklerle, projelerle hizmet etti. Kaderine terk edilmiş başta tarihi mekanlar olmak üzere kültürel varlıkları yeniden şehre kazandırdı.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Son kararnameyle görevden alınması Diyarbakırlıları çok derinden üzdü. Diyarbakır ona, o da Diyarbakır’a çok alışmıştı. Daha yapacak çok işi vardı.

* * * * * * * * * * * * * * * * *

Münir Vali dün Diyarbakır’a veda etti. Oldukça hüzünlü ve duygusal bir veda yaşandı. Uğurlamaya yüzlerce kişi gitti. Üstelik gidenler, zengin, ihale alan, türbinlere oynayanlar değildi, bizzat-i halkın kendisiydi. Ağlayanlar, üzülenler oldu vedalaşma sırasında. Diyarbakırlılar bir kez daha kendilerine hizmet edeni nasıl bağrına bastıklarını gösterdiler.

Ve ben ilk defa bir Vali’nin Diyarbakır’dan kalbi buyruk, üzülerek, ağlayarak ayrıldığına şahit oldum. Yolun ve bahtın açık olsun! Diyarbakır seni hep hayırla yad edecek ve unutmayacaktır Münir Valim!

Çok açık ve net söylüyorum; kim nasıl ve nereden anlıyorsa anlasın hiç umurumda değil! Münir Karaloğlu’nun Diyarbakır Valiliği görevinden alınması beyaza siyah demek gibi yanlıştı!