Cumhurbaşkanı Kurban bayramı mesajı için ekran karşısına çıkar ve konuşması sırasında kısa bir süreliğine gözleri kapanır. Bu görüntüler medyaya servis edilir. Ortalık karışır. İletişim başkanlığı Habertürk’ü kınar. Birçoğu İletişim Başkanlığını suçlar. Yetkili sizsiniz nasıl böyle bir şeyi düzeltmeden paylaşırsınız der.

Daha ciddi takılmak isteyenler ise bu bir devletin itibarı meselesidir. Hiçbir devlet böyle bir şeye izin vermez nidaları. Hemen içtende eleştiriler başlar ama bunların sesleri duyulmaz çünkü fısıltı yöntemi ayrı bir maharettir. Birileri ellerini ovuşturur. İletişim başkanlığı için sıranın kendisine geleceğini bekleyenler sevinirler. İletişim için birilerinin ileti göndermesini beklerler.

Bir kesimde en çok kurulan cümleleriyle söze başlarlar. ”Ben Tayyib’in yerinde olsam bir gün daha bu adamla çalışmam diye. Bu bir değil iki değil ki?” diye. Peki ne olmuştur bu durumu nasıl anlamak lazım ne yapmalı? Böyle bir soruyla kendime hiçbir şeye dahil olmadan yeni bir imkan üretme peşinde olanlar da şöyle başlarlar. Ben olsam şöyle yapardım diye...

Fahrettin Bey bu işi yapamıyor derhal değiştirilmelidir. Böyle desem biri bana Fahrettin bey ne iş yapıyor sen ne anlarsın ki bu işlerden diyecek. Bunun için belki ciddiye alınmak için izleme ve gözetleme başkanlığı kurmak lazım. Hani bir anlığına kuruldu ve başkanım o zaman bir izleme başkanı olarak iletişim başkanının “uyuma” işinin bir iletişim kopukluğu olduğunu dışarıya yansıtmakla da bir soruna dönüştüğünü söyleme hakkım olur.

Bütün bunları geçelim. Gerçekte, hakikatten payını almamış dünyada olup bitenlerin defterini kapatalım. Hikayeye başka bir gözle bakalım. Cumhurbaşkanına insan üstü özellikler yükleyerek zulmedenler vardı. Bazı ahmakların sapkınlık lakırdıları. Şükür gördük ki bu olayla Cumhurbaşkanı da bizim gibi biri yoruluyor ve bu nedenle de uyuyor.

Aslında bir hata gibi görünen bu durum Cumhurbaşkanının milletle daha yakın bir ilişki kurmasına sebep olmuştur. Mesela ben görüntüleri izleyince şöyle dedim “aha benim de içim böyle geçer bazen” bir benzerlik kurdum farkında olmadan. Ve yine farkında olmadan bunun bir uyuma sayılmayacağını bir iç geçmesi olduğunu da tespit etmiş oldum. Böylece iletişim başkanlığı görevini yapamayarak bir hayra sebep olmuştur deyip uzatmayalım konuyu.

ATEİSTLER VE DEİSTLER ARTIYORKEN CENAZE NAMAZI SAYISI NEDEN DÜŞMÜYOR?

Clubhouse diye yeni bir sanal sohbet programı var birkaç aydır faal durumda. Cep telefonu üzerinden açılan sohbet odaları. Başta bu odalarda olmak üzere buna benzer bir çok mecrada insanlar müslüman olmadıklarını atesit olduklarını ifade ediyorlar. Sayılarda gittikçe artıyor azımsanmayacak bir şekilde. Yine kendini bir dine bağlı görmeyen ama bir Tanrı'nın olabileceğine inanan Deistlerin de sayısı gittikçe artıyor ve onlar da kendilerini bu şekilde tanımlıyorlar.

Ateist veya Deist olanların bir çoğu akıllarınca Kur’an eleştirisi üzerinden bugünkü veya tarihteki müslümanların davranışı üzerinden eleştiri yaparak bu hale geldiklerini söylemeye çalışıyorlar. Tatışmalar son sürat gidiyor. Dün bu odalardan birinde yine bir konu seçilmiş “Müslüman Feminist olabilir mi?”diye. Komik tarafları var ki insanlar duyduklarına göre hareket ediyor. Hem bilmiyorlar hem de bilmedikleri üzerinden inançsızlık inancını seçiyorlar.

Bana da söz verdiler dedimki ”Allah'a insanlarlın pek azı hakkıyla inanır. Dolayısıyla benim inandığım kitap uyarınca bu odada çoğunluğun inanmamış olması inancımı destekliyor. Bundan dolayı kendimi de çok hüzünlü hissetmiyorum bunu bana Kur’an öğretti. Çünkü Peygamberine diyor ki Allah “Onlar inanmıyor diye kendini ne çok üzüyorsun. Onları kendi hallerine bırak. ”Bu açıdan da ne haliniz varsa görün. Ben öyle dedim de Anayasa gereği öyle dememesi gereken Diyanet kurumuna iki tavsiyem var.

Ey Diyanet Ateist ve Deist olanların çoğu neden olarak Kur’an daki kadın, miras, şahit vb. meselelere takmış durumdalar. Bu konuda mesuliyetiniz var çünkü gerçekte yanlış biliyorlar siz bunu daha fazla anlatın kamu spotu yapın sonra o kadar bütçenin hesabını vermezsiniz. İkincisi bu kadar atesit ve deist var ne herkesin cenaze namazını kıldırıyorsunuz? Bunların namazı kıldırılır mı? Ya da ya başka bir mezarlık istiyorlarsa başka türlü gömülmek istiyorlarsa Ülkemiz laik bir ülke değil mi? Kur’an sürekli aydınlık bir ruhtur ve hikmet dolu bir yasa kitabıdır. Bir bütün değerlendirilmelidir.

Yeni Journal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.