TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras ve TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın, 13 Şubat 2025 tarihli genel kurul konuşmaları nedeniyle “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ve "yargıyı etkileme" suçlamasıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması görüldü. Sabah 09.30’da başlaması gereken duruşma avukatların mazeret gerekçesi nedeniyle saat 13.00’a alındı. Duruşmayı TÜSiAD’ın yönetim kurulu üyeleri, Alman Konsolosluğu ve çok sayıda gazeteci takip etti.
İlk olarak savunma yapan Ömer Aras, “Hukuka ve hukukun üstünlüğüne her zaman saygı duymuş 70 yaşındaki bir bankacı olarak ilk olarak mahkeme huzurundayım Bahsettiğiniz suçlama dayanaksız ve delilsiz olduğundan huzurda bulunmaktan üzgünüm. Soruşturma aşamasında usulüne uygun işlem yapılmadı. Adresim belli olmasına rağmen zorla getirilme emriyle ifadem aldımdı. Hukuka aykırı olarak polis vasıtasıyla adliyeye getirildim. Olay günü yaptığım konuşmadabağlamından koparılan ifadeler birbiriyle bağdaşmamaktadır. Tüm suçlamaların haklı savunması da iki kelimeden ibarettir. O da ifade özgürlüğümü kullanmamdan ibarettir. Ekonomi, hukukla şekillenir, siyasetle yönetilir; rakamlar ise beklenti ve öngörüler doğrultusunda oluşur. Piyasadaki faiz ve döviz hareketliliği buna örnektir. Bu nedenle, toplumda karşılığı olan her olay ve olgu ekonomi alanının bir parçasıdır. Dolayısıyla ekonomi üzerine yaptığım konuşmanın, hukuk ve politikadan bağımsız düşünülmesi mümkün değildir. Bu çerçevede, 'Neden bu konulara değindiniz?' şeklinde bir soru yerinde değildir. Yargılamaya konu olan konuşma bu perspektiften değerlendirilmelidir. İddianamede yer verilen ifadelerim, ülkemizde yaşanan üzücü kazalar ile adli ve idari süreçlere temas eden bölüm çerçevesinde değerlendirilmelidir. Konuşmamda Bolu Kartalkaya yangınına, 6 Şubat depremine, Erzincan ve Manisa Soma’daki kazalara değindim. Bu olaylar toplumda derin bir travma yaratmış, aynı zamanda ekonomiye etkileri de açıkça hissedilmiştir. Söz konusu örnekleri, somutlama amacıyla kullandım. Anlatmak istediğim tek tek olaylar ya da yargı süreçleri değil; bu olayların ekonomi üzerindeki etkileridir. Konuşmamın amacı da budur." dedi.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ise, ifadelerinde şu sözlere yer verdi: "65 yaşında bir insan olarak mahkeme önünde böyle suçlandığım için büyük üzüntü duyuyorum. Hem iş hem de sivil toplum hayatında ülkeme faydalı olmaya gayret ettim. Konuşmamda hiçbir şekilde gerçeğe aykırı bilgi vermedim. Kamuoyunun bildiği bazı hususları objektif biçimde sıraladım ve ülkemiz ekonomisine olan etkilerini açıklamaya çalıştım. Ben TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı olarak derneğin tüzüğünde belirtilen amaçlarına uygun davrandım, ülkemizin ekonomik gelişimin olumlu yönde olması amacıyla önerilerim paylaştım. İş bu nedenle halkı korku, endişe ve paniğe sürüklemek amacıyla gerçeğe aykırı bilgi vermekle suçlanmam benim için üzüntü sebebidir. Konuşmamda hiçbir şekilde gerçeğe aykırı bilgi vermedim, halkı yanıltıcı ve yargılamayı etkileyebilecek bir eylemde bulunmadım. Konuşmamın içeriği, hukukun üstünlüğünün egemen olmasıyla ekonomimizin ileri gidebileceği yönündedir. TÜSİAD başkanı ve iş insanı olarak beni ve ülkemizin ekonomisini etkileyen yurt dışı çıkış yasağımın kaldırılmasını ve beraatini talep ediyorum."
10 dakika ara verildi
Aras ve Turan'ın avukatları, müvekkillerinin yurt dışına çıkış yasağı tedbirinin kaldırılmasını ve beraatlarını talep etti. Duruşmaya, savcının mütalaasını açıklaması için 10 dakika ara verildi.
Mahkeme heyeti, yurt dışı yasağı ve adli kontrol kararlarının kaldırılmasına hükmetti. Dava 23 Eylül'e ertelendi.