Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova,’’ Ülkelerin güvenliklerinin başka ülkelerin güvenliği pahasına inşa edilmemesi gerektiğini’’ belirterek, ‘’ Finlandiya ve İsveç’in öncelikle bir askeri blok olan NATO’ya katılımını ülkemizin yanıt vermesini gerektirecek ciddi siyasi, askeri sonuçlara yol açacaktır’’ dedi. Rusya Dışişleri Sözcüsünün bu açıklaması bile, Aslında Putin’in amaç ve emellerini açıkça deklere eden bir tür manifesto gibidir. Bu açıklama sadece yayılmacı bir eğilimi ifade etmiyor, aynı zamanda saldırgan bir tehditti herkesin gözünün içine sokarak haykırıyor.

Bir komşunu işgal eden ve diğer iki komşunu tehdit eden bir Ülke ve Devlet, savaş söz konusu olduğunda nasıl haklı ve meşru olabilir? Benim insanlık adına iyi ve kötüyü tasnif ettiğim kara kaplı defterimde, haklı bile olsa, saldırgan ve işgalci bir güç sırf saldırgan ve işgalci olduğu için haksızdır. Savaş öyle bir deri yüzen fırtınadır ki, savaş öncesi var olan ve savaş başladıktan sonra herkesin haklı olduğunu ileri sürdüğü nedenler yok olur uçar. Çünkü savaş her şeyi nedenlerin bile erişemeyeceği bir düzeye taşımıştır. Çünkü savaş hayatın sonudur. Hayatın sonu olduğu içindir ki, böyle bir son karşısında nedenlerin, haklılığın hiçbir hükmü kalmaz.

Putin Ukrayna’yı işgal ederek hem Rusya’yı hem de Ukrayna’ yı özelliklede cepheye sürdüğü güçler ve insanlar için hayatın son kıyısına itmiştir. Ölüm az ötede pusuda beklemektedir. Her an kör bir kuşun ya da adres sormadan gelen bir bomba nice can alacaktır.

Putin’in Ukrayna’ da yapmak istediği iktidar değişikliği bunca canın ölümüne değer mi? Ya da bunca ölüm insana, ölülerin mezarlığına rağmen, savaş karar vermek, Putin’ i ne yapar? Saldırgan mı? Katil mi? İşgalci mi? Diktatör mü? Kan emici mi? Belki de hepsi. Ama inanın bu kavram ve nitelemelerin hiçbiri şimdi bu savaşta ölenlerin işine yaramaz. Çünkü hayat denildiğinde yaşamak esastır. Vazgeçilmezdir. Ertelenmezdir.

Bir savaş sürdükçe onun nedenlerini tartışmak da ölecek olanlara fayda vermez. Savaş başladığında yapılacak tek şey bu savaşı durdurmaktır bu savaşa hayır demektir.

Demokrat olmanın birinci koşulu, savaş başladığında haklı ya da haksız olduğuna bakmaksızın, bizzat savaşı, kan dökmeyi mahkûm etmektir. Kan dökmenin can almanın hiçbir haklı nedeni olmaz. Çünkü hayat elimizdeki tek şans ve fırsattır. Hayat öyle ‘’ pardon ben hata yaptım yeniden başlayayım’’ diyebileceğimiz bir şey değildir. Ölüm onu alır götürür ve geri almak bugüne kadar mümkün olmamıştır.

Savaşa hayır demek küçümsenecek hafife alınacak bir tavır ve duruş değildir. Kesin ve kararlı biçimde bütün savaşlara hayır demek cesaret ve ahlaki üstünlüğü mutlak şekilde gösterebilmeliyiz.

Rusya ve dolayısıyla Putin, ihtilaflarını savaş yoluyla çözmeye çalıştığı için haksızıdır. Bir başka ülkeyi işgal ettiği için, saldırgan ve mahkûm edilmesi gereken bir diktatördür.

Bu savaşta taraf olunmaz. Bu savaşta savaşı durdurmak için çaba içinde olunur. Bu savaşta savaş kışkırtıcılığı yapılmaz. Tam tersine barışın harikalığı hatırlatılarak, insanlık ve adalet yolunda tavizsiz durulur.