CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:

Güllü bir süre önce kızının kendisini öldüreceğini söylemiş
Güllü bir süre önce kızının kendisini öldüreceğini söylemiş
İçeriği Görüntüle

''Şehit düşen Piyade Üsteğmenimiz Nuri Melih Bozkurt'un naaşını aramaya gitmişlerdi. Bir mağaraya giren askerlerimiz orada metan gazına maruz kaldılar ve 12 Mehmetçiğimizi kaybettik, şehit oldular. Kendilerine Allah'tan rahmet, milletimize ve ailelerine başsağlığı diliyorum. 12 evladımızın böyle bir olayda şehit olması milletimizin hem yüreğini yaktı ama bir yandan da çok üzdü, çok rahatsız etti. Çok sayıda soru var. Bir ihmal, bir hatalar zinciri olduğu değerlendiriliyor. Şüphesiz alınması gereken dersler var ama bu derslerin çoktan alınmış olması gerekiyordu.

Cevaplanması gereken sorular var ama bu cevapların çoktan bulunmuş olması gerekiyordu. Biz şehitlerimizin şu anda birçok şehrimizde, İstanbul'da cenazeler var. Arkadaşlarımız, il başkanlarımız partimizi bu törenlerde temsil ediyorlar. Defin işlemleri tamamlandıktan sonra konuyu meclis gündemine getireceğiz. Her ne kadar Milli Savunma Bakanlığı bir tahkikat açıldığını söylese de konunun uzmanları bu meselenin meclis eliyle araştırılmaya değer olduğunu, bunun ancak meclisin kararlılıkla üzerine giderse cevap aranması gereken soruların ortaya açıkça yanıtlanabileceğini ifade ediyorlar.

A A 20250624 38374517 38374516 C H P T B M M G R U P T O P L A N T I S I

Yeterli bir keşfin yapılmadığından, evlatlarımıza gaz maskesinin ve oksijen tüplerinin sağlanıp sağlanmadığından, mağaraya önce bir robotun ya da insansız aracın girmesi gerektiğinden, bu araçların Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinde son teknolojiye dayalı insansız araçlar olduğundan ve bu mağarada patlatma yapılıp yapılmadığının yapıldıysa içerideki gazı bu patlamanın tutuşturacağının öngörülmüş olması gerektiğinden ve askerlerin yanındaki varsa sağlık profesyonelleri onların kaç kişi olduğu hangi eğitimde oldukları yanlarındaki ilk yardım malzemelerinin hangi kapsamda olduğunun enine boyuna araştırması gerektiğinden bahsediyorlar.

Biz araştırma önergemizi vereceğiz. Bütün partilerden de bu konuda bir destek bekliyoruz. Çünkü sonuçta hepimiz vatani görev için gittik, görevlerimizi yaptık. Türk milleti bu konudan kaçmaz ama böylesine 3 yıl önceki bir şehidimizin cenazesini alırken bu kadar basit tedbirler, araç gereç kullanılmadan ortaya çıkan bu kayıplarda gerçekten yüreğimizi yaktı. Bu konunun üzerine gitmek, bu konunun araştırılmasını ve bir daha tekrar etmemesi için gerekli tedbirlerin alınmasını, sorumluların cezalandırılmasını istemek milletimizin ana muhalefet partisi olarak bizden beklentisidir, talebidir.

Ayrıca şehidimiz sözleşmeli Er Özkan Özkanlı'nın bazı mesajlaşma görüntüleri kamuoyuna yansıdı. Kıt kanaat geçindiği maaşıyla memleketi Aksaray'da bazı öğrencilere burs vermek için ısrar ettiği anlaşılıyor. Parti Meclisi üyemiz ve il başkanımız kanalıyla hem bursa aracılık eden kuruma ulaştık hem de öğrendik ki kendisi annesiz babamışsız büyümüş, bursla büyümüş birisi ve mesleğini edip sözleşmeli er olup eline ilk geçen maaşla kendisine burs veren kurumu arıyor ve Suriye'de anasız babasız kalmış kendisi gibi yetim büyümek zorunda kalmış Suriyeli savaşta bir evlada burs vermek istediğini ifade ediyor. Biz bilgilere ulaştık. Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak şehidimizin burs vermekte olduğu evladımızın bursu kesilmeyecek o bursu biz üstleniyoruz arkadaşlar.

A A 20250624 38374517 38374513 C H P T B M M G R U P T O P L A N T I S I

Diğer yandan diğer yandan bugün Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin bir kısmı Kartalkaya davasını izliyor. Dün ben de oradaydım ve öğleye kadarki ilk kısmını takip ettim. Kartalkaya davası bizim bu kürsülerde en yakından fikrimizi takip ettiğimiz, meseleyi takip ettiğimiz bir dava. Hepiniz hatırlayacaksınız. Grup toplantımızı İstanbul'da yapacakken sabah o feci haberle uyandı Türkiye.

Gelen haberler 60'ın üzerinde can kaybı olduğunu sonradan 78'e çıkacaktı söylüyordu. Sabah 09.00'da 60'ın üzerinde can kaybı olduğunu ana muhalefet lideri biliyor. Muhalefet partilerinin liderleri biliyor. Orada bulunan herkes biliyor. Ama Türkiye can kaybını öğlen 11.00'e kadar 4 sonra 6 ta ki AK Parti Ankara İl Kongresi yapılsın. Recep Tayyip Erdoğan partisine başka partiden katılan birisine rozet taksın ta ki orada o tören bütün şaşasıyla yapılsın ondan sonra rakam 63, 65 derken 78'i buldu. 36'sı çocuk ve bebek 78 canımızı kaybetmiştik.

İlk gün oraya gittim. İçişleri Bakanı 10 gün içinde tüm sorumlular tüm sorumluluklar en şeffaf şekilde ortaya çıkacak dedi. Bu konuda bilgi vereceğiz dedi. İçişleri Bakanlığı'nın bu konusundaki kapasitesinden dem vurdu. Sonra bir daha bu konuda kendisinden bir şey duyan olmadı. Savcılık bir bilirkişi heyeti görevlendirdi. Heyete 3 gün süre verdiler. 7 kişilik heyet. Heyet 3 gün gece gündüz çalıştı. Bu kürsüden görevlendirme yazılarını gösterdim.

Heyetin işe başlarkenki fotoğrafını, yangın sırasında, yangın sonrasında otelde yapmış olduğu çalışmalarda çektikleri, çektirdikleri fotoğrafları ve 3 günün sonunda yazdıkları bilirkişi raporu. 3 gün süre verdiler. 3 gün sonunda 17.00'de gittiler vermeye. Ankara'dan bakanlıktan telefon telefonu alandan telefon şu rapora bir bakalım.

A A 20250624 38374517 38374514 C H P T B M M G R U P T O P L A N T I S I

Raporda bilirkişi heyeti Bolu İl Özel İdaresi Kültür ve Turizm Bakanlığını ve otel yönetimini sorumlu görüyor. Diyorlar ki bu rapor olmaz. Niye? Buradan Kültür Bakanlığı'nı çıkarın. Kültür Bakanlığı olmasın. Buraya onun yerine Bolu Belediyesi'ni ekleyin. Heyet diyor ki, belediye sınırlarında değil bambaşka bir yerde buraya biz Bolu Belediyesi'ni ekleyemeyiz. Hele hele Kültür Bakanlığı denetlemeye tek yetkili kurum. Kapıdaki tabelası duruyor. 1 ay önce gelmiş denetlemiş. Hatta yangınla ilgili de birçok soruya denetleme kağıdında cevap vermiş yetkilileri. Onlar sorumlu.

Bu heyeti o zaman siz görevden el çekin diyorlar. 7'sinin de istifa dilekçelerini buradan okudum. 3. gün akşam görevi yapmış bitirmişler, gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum. Sağlık sorunlarım yüzünden istifa ediyorum. Sonra o raporu biz kamuoyu ile paylaştık. Dediler ki rapor korsandır. Evet bir korsanlık faaliyeti oldu. Korsanlık faaliyeti yetkisiz olan birinin meşru olan bir malı gayrimeşru yollarla elde etmesidir. Bir korsanlık faaliyeti varsa 3 gün gece gündüz görevlendirme kağıdı elimizde olan ve kendilerinin vicdanı çarpıtmaya, olmadık bir şeye imza atmamaya yönelik olan bilir kişilerin yazdığı rapor meşrudur. Ona korsan diyen Adalet Bakanlığı ve AK Parti'nin yaptığı iş adalete korsanlık faaliyetidir. Adaleti çalmışlardır.

Sonra yeni bir bilirkişi raporu, sonra buna tepkilerden eski raporda var ama genişlettik. Kamuoyunun baskısı her hafta burada üzerinde durmamızda nihayet ikinci raporda da Turizm Bakanlığı yer aldı. Ancak Bolu Belediyesi'nin de itfaiye müdürlüğü yer aldı. Dün de yargılama başladı. Hiçbir kurum hiçbir kişi yargılanmaktan muaf olamaz ama adil bir yargılamanın hızlı bir yargılamanın ve tüm delillerin hakkaniyetle sorgulandığı bir yargılamanın takipçisi olacağız. O gün oradayız. Dün oradaydık. Bugün oradayız.

Dava boyunca hem ilgili komisyondaki arkadaşlarımız hem Bolu Milletvekilimiz orada olacak. Ben de programım el verdiğince davanın kritik kavşaklarında gidip orada olmaya ve oradaki ailelerin adalet arayışını takip etmeye devam edeceğim. Ama dün orada kucaklaştığımız tabii her evresinde orada olduk. Taziyelerde orada olduk. 40'ında orada olduk. Farklı şehirlerde ziyaretlerde bulunduk. Dün kucaklaştığımız duygusal anlar yaşadığımız ailelerin en büyük şikayeti şu. Burada yargılanması gerekenlerin bir kısmı yargılanıyor. Ama ilk raporda ikinci raporda yargılanması yargılansın denilen savcının yargılanmalıdır dedikleri yok. Kim yok? Turizm ve Kültür Bakanlığı oradan oraya teftişe gidenler, onları görevlendirenler yok. Diğer taraftan denetim yapması gerekenler iş güvenliği açısından orada yoklar. Çünkü ilgili bakanlar Çalışma Bakanı ve Turizm Bakanı personellerinin yargılanmasına izin verecek imzayı atmadılar.

Esas sorumlu olan Turizm Bakanlığı personele dokunma diyor. Çünkü biliyor ki bu iş çorap söküğü gibidir ucunu verirsen çeke çeke tamamını sökerler ucu sana gelir. O Turizm Bakanı bu insanların yüreği yanıyorken 36 bebek ve çocuk kömür parçaları halinde ailelerine teslim edilmişken ilk elden sorumlu kendisi ve bakanlığıyken 50 metrelik yatıyla Ege adalarını geze geze gitti. Dün 50 metrelik yatını 5 yıldızlı otelinin önüne demirledi. Orada sefa sürüyor tatil yapıyor. Acılı analar, babalar, eşler, dedeler, 8 evladını elleriyle toprağa vermiş evladı, gelini torunları. 5 evladını elleriyle toprağa vermiş dedeler nineler orada gözyaşı döküyorlar.

Ağlamaktan konuşamıyorlar. Bu ülkeyi bu hale getirene o Turizm Bakanı'nı oraya atayana istifa etmediği halde orada tutana o Turizm Bakanı'na hala çanak tutanlara yazıklar olsun. Allahlarından bulsunlar. Milletimize o Turizm Bakanı'nı atayan, o Turizm Bakanı'nı azletmeyen, bu pişkinliğe karşı halen daha sessiz kalan sonra da işine geldi mi sorumlusu benim ben diyene söylüyorum. Sorumlusu sensin Erdoğan. Sensin, sensin, sensin. Bugün Çorlu tren kazasının 7. yıl dönümü. Biraz önce Oğuz Arda Sel'in annesi Mısra Hanım'ı Mısra Öz'ü anladım aradım. Davanın sembol ismidir bütün aileleri bir araya getiren. Zaten ailelerle toplanmak üzere yoldaymış. Kendisiyle konuştum. Partimizin bir kez daha dayanışma duygularını ilettim ve kendisine bir diyeceğiniz var mı diye söyledim. Söylediği şu. Süreçte gösterilen dayanışmaya, gösterilen ilgiye elbette müteşekkirler ama diyor ki esas sorumlular yargılanmadı. Hatta içeride attığı bir imza yüzünden bir başka sebepten işlediği suçun sorumluluğunun çok üstünde ceza alanlar var ama esas sorumlular yani aynı Turizm Bakanı'nın yaptığı gibi Ulaştırma Bakanlığı izin vermedi diye yargılanmayanlar var.

Evladımın ve evlatlarımızın, ailelerimizin katilleri Ulaştırma Bakanı'nın, AK Parti'nin sorgulatmadığı adalete teslim etmedikleridir. Onlar yargılanana kadar gözümüze uyku girmeyecektir diyor. Karşımızda yoksulu görmeyen garibanı sevmeyen zenginler için çalışan ve zengin seven bir iktidar var. Şimdi o zenginlerden bir tanesi parasına para katmak için daha 2,5 milyar daha kazanmak için ona önden söz verilmiş. Sonra meclise gelmiş, geri gitmiş. Çevreciler direnmiş, geri gitmiş zeytin yasası var. Büyük bir mücadele verdi grubumuz. Tabii yasanın pek çok mahsurlu yönü var. Hepsini ifade etmeye, Anayasa Mahkemesi denetimine sokmaya eğer kanunlaşırsa hazırlıklarımızı yapıyoruz. Zenginlerin kesecekleri zeytinleri koordinatlarla belirlediler ve yasayı bu hafta yine ertelendi ama meclis kapatmadan bu yasayı çıkarıp gitmek istiyorlar. Sonra da yolunu bulmuşlar diyor ki "CHP bu yasaya karşıysa Anayasa Mahkemesi'ne gitsin" Gideceğiz elbet ne olacak biliyor musunuz? Biz Anayasa Mahkemesi'nde beklerken koordinatları belirtilen yerdeki binlerce on binlerce zeytin ağacı kesilecek.

Orada maden araması başlayacak. Anayasa Mahkemesi 9 ay sonra bunu anayasaya aykırı bulacak. Hükümete de 9 ayda süre verecek bunu düzeltmesi için ama iş işten geçmiş olacak. Bu mücadeleyi önümüzdeki haftaya ertelenen bu zeytin yasasına hep birlikte direnmek üzere hem Muğla'dan Ege'den tüm Türkiye'den geçtiğimiz haftalarda gelen herkesi yine meclise bekliyoruz. Tarihin önünde tarihi sorumluluğumuzu doğaya, çevreye karşı zeytin gibi bir ağaca karşı Ege'nin en önemli bitkisine bütün kutsal kitaplarda yer alan zeytine sahip çıkmak için bu büyük mücadeleyi meclis kapanmadan gerekirse meclisi kapatmamak bahasına vermek için herkesi mücadeleye çağırıyoruz.

Zengini seviyorlar dedim. İşçiyi, emekliyi malum sevmiyorlar. Emekli maaşına 2400 lira zam yaptılar. En düşük emekli maaşı 16.881lira yani bundan sonra yıl sonuna kadar emekliler 16.000 lira alarak geçinmeye çalışacaklar. Verilen zam günlük 80 lira . Cumhuriyeti Tarihi boyunca hatta bu topraklarda Osmanlı yüzyıllardır maaş ödüyor. Anadolu Medeniyetler Tarihi boyunca verilmiş en düşük zammı, hani diyordu ya ben emeklimi hiçbir zaman enflasyona ezdirmedim ben emeklimi asla ezdirmedim. Verdiği zam bir tas çorba almıyor. Bu topraklarda emekli zammının bir tas çorba almadığı bir sürece getirdi AK Parti. Kendisi gelmeden önce en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Bunu bütün emeklilere söyleyin ezberleyin ezberletin. Tekrarın gücü önemlidir. Ben halen daha Türkiye'nin dört bir yanında gidiyorum, dört bir yanında anlatıyorum. Bu hesabı yapıyorum.Görüpte halen daha şaşıran, o kadar mı erimişiz o kadar mı erimiş kuyumcu şaşırıyor inanamıyor bilgisayardan dönüp bir daha bir daha bakıyoruz.

AK Parti geldiğinde en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu arkadaşlar. Bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. AK Parti geldiğinde en asgari ücret 7 çeyrek altın alıyordu. Bugün asgari ücret 3 çeyrek altın alıyor. Biz işçiyle işverenle, esnafla bunların tüm temsilcileri ile görüştük. Değerli hocalarımız, genel başkan yardımcılarımız çalışmalarını yaptılar ve 3 tane kanun teklifi hazırladık. Bunlardan bir tanesi asgari ücretin 30.205 lira olmasını öneren asgari ücret kanun teklifimiz. Altında benim de grubumuzdaki tüm milletvekillerinin imzası var. Ve diyoruz ki yılbaşında zaten hesabı yapmıştık. 30 biz bunun altında yokuz demiştik. 6 aylık enflasyon ve devletin resmi rakamlarıyla geçen yıl verilmeyen ve bu yıl ilk 6 ay için verilmeyen refah payları biri yüzde 3,5 biri yüzde 2 yine 30.205 TL'ye denk geliyor. Asgari ücret teklifimiz burada. Diğer yandan en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine getirilmesi ile ilgili kanun teklifimizi grup başkanvekillerimizle birlikte tüm milletvekillerimizle imzaladık verdik. Diğer taraftan kamuda çalışanlar açısından kamu emeklileri açısından, memur emeklileri açısından bir seyyanen zam beklentisi var. Geçen sene Tayyip Erdoğan 8000 TL seyyanen zam söz verdi geçen yıl. Onu yapmadıkları gibi bu yıl hiç artırmasa geçen yılki sözünü uygulasa 16.000 seyyanen zam bütün memur emeklilerinin beklentisi ile de kanun teklifimizi hazırladık bir kenarda duruyor ve bir yandan da kamu işçileri çerçeve sözleşme bekliyorlar.

Bunun için Hak İş'in Türk İş'in başlattıkları bir eylemlilik bir mücadele takvimi var. Onu yakından takip ediyoruz destekliyoruz. Buradan mecliste görev yapan tüm siyasi partilerden milletvekillerine ama meclis Temmuz sonuna kadar çalışma kararı aldığı halde AK Parti kendi grubuna 17'sine kadar çalışacağız. Zeytinlikleri maden aramayı açacaklar zenginlerin beklediği birkaç kanunu çıkaracaklar. Bu kanunları çıkarmadan emekliye zam yapmadan asgari ücretliye zam yapmadan ki asgari ücret zammında küçük esnafı koruyacak mükemmel bir formülümüz var.

Geçen hafta detaylı anlattım. Küçük esnafa asgari ücrete zam yükünün 6500 lirasını direkt sırtından alan yine tekstil ve hazır giyim iş kolunda çalışan sayısına bakmaksızın 6500 lira destek yapan ve çayın taşıyla çayın kuşunu vuran gerçi kimse kuşu vurmasın da çayın taşıyla çayın kuşunu vuran sosyal güvenlik prim gelirlerinin artışını esnafa ve hazır giyim sektörüne zor durumdaki tekstilciye başta sonra da tüm asgari ücret çalıştıranlara yansıtan doğru bir teklifimiz var. Devlete ₺1 kuruş maliyeti olmayan bir teklifimiz var ama bu teklifleri görmezden gelip, bunları görmezden gelip tatile gitmek isteyenler 17'sinde deniz deyiz abi diye birbirine müjde veren AK Partililer var. Milletin yarası kanıyor. Meclis yaraya merhem olmak içindir. Yarayı iyileştirmek içindir. Böyle ifadelerle yaraya tuz basmak için değildir. Milletin yarasına tuz basıp kendi bedenini tuzlu suya koşturmaya çalışanlara asla izin vermiyoruz. Onlara bu önümüzdeki meclis takvimini grubumuz dar edecek. Milletin sesini duymayanı tatile göndermiyoruz.''