Haziran ayının ortasında Ankara’da pek alışkın olmadığımız manzaralar yaşanıyor. Sel sularına kapılıp yüzen vatandaşlar, göle dönen yollar, mesai çıkışı araçlarında mahsur kalan insanlar…

Uzun bir süredir Haziran ayında Ankara’nın bu denli bir yağış aldığına şahit olmamıştım. Tabi bunlar alt yapı tartışmalarını da beraberinde getirdi. Bir vatandaşın suya gömülen otomobilinden bardakla su boşaltırken objektiflere takılan görüntüsü, sosyal medyada en çok paylaşılan videolardan biri oldu. Ankara’da yağışlar başlamadan evvel Suriye üzerinden gelen çöl tozu tüm başkenti grilikten çıkarıp sarı bir renge bürümüştü zaten. Ardından sağanak yağış ve dolu derken hayali kurulan güzel havaların tadını çıkaramaz oldu Başkentli.

‘Eve ekmekle tuz götürmeyi böyle havalarda unuttum; şiir yazma hastalığım hep böyle havalarda nüksetti; beni bu güzel havalar mahvetti diyen usta kalem Orhan Veli geldi aklıma. Ben bu baharda ne baharı hissettim ne de yazın geldiğini. Eskiden bahar geldi mi, şairin de dizelerine yansıttığı o değişikliği içimizde hissederdik. Dışarıda tomurcuklanan ağaç dallarının filizini içimizde yeşertirdik. Pandemi baş gösterdiğinden beri nedendir bilinmez hiçbir şey aynı gelmiyor bana. Uzun süre evlerde vakit geçirdiğimizden ya da havaların bir türlü normale dönememesinden kaynaklı mı bilmem. "Kalbinizde yeşil bir ağaç bulundurun, belki şarkı söyleyen bir kuş gelip konar" der Lao Tzu. Her ne kadar yara almış olsa da ruhumuz, o kuşu daima bekleyen bir ağaç vardır yüreğimizde. Azıcık sabır…

Ankara gündeminin dışına çıkıp biraz da dünya geneline bakalım, Japonya, korona virüs tedbirleri gerekçesiyle iki yıldır kapalı olan sınırlarını turistlere açtı. Yalnız, yine turistlerin seyahatleri boyunca maske takma şartı zorunlu… Bir diğer gelişme de Sırbistan’dan. Sırbistan hükümeti, Türkiye ile kimlikle geçiş uygulamasına ilişkin kararı yürürlüğe koydu. İmzalanan antlaşma gereği bundan sonra Türkiye ve Sırbistan vatandaşlarının bu ülkelere kimlikle geçebileceği ifade edildi. Yani, uygulamanın başlamasıyla birlikte Türkiye vatandaşlarının kimlikle seyahat edebildiği ülke sayısı Moldova, Gürcistan, Azerbaycan, Ukrayna ve KKTC’yle birlikte altıya çıkmış olacak. Başta ülkemiz olarak dünyada kültürel zenginliği ve doğal güzelliği görülmeye değer o kadar çok yer var ki. Yeter ki günlük hayat koşuşturmacasından, yoğun çalışma saatlerinden arta kalan zamanımız olsun. Tabi bir de naktimiz. Hem vakit hem nakit hesabı anlayacağınız yeni yerler görmek. Çok yaşayan değil, çok gezen bilir diye boşa söylenmemiş. Kendimize yatırım yapmanın en güzel yollarından biri değil midir sizce de yeni yerler görüp keşfetmek?  Çünkü sadece gezen, yeni yollar keşfeder!

Yeni Journal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.