DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin kurduğu Yeni Yol Partisinin, TBMM'de Grup Toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda, üç partinin genel başkanı gündeme ilişkin konuşma yaptı.

Buradaki konuşmasına eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ı anarak başlayan Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Erbakan'ın dünya siyaset ve bilim tarihine adını altın harflerle kazımış müstesna bir şahsiyet, "vizyon" adamı ve dava insanı olduğunu belirtti.

Erbakan'ın arkadaşlarıyla Milli Görüş hareketini kurduğunda Türkiye için yeni bir dönem başladığını hatırlatan Arıkan, böylece, toplumun sadece ekonomik kalkınması değil, aynı zamanda manevi kalkınmasının da amaçlandığını ifade etti.

Arıkan, 28 Şubat postmodern darbesinin, Türkiye'deki darbelerin en sinsi ve kirlisinden biri olduğunu kaydederek, "28 Şubat'la hesaplaşmanın 1 yılda faize trilyonlar ödemekle değil, Erbakan gibi 1 yılda denk bütçe yapmakla olacağını" vurguladı.

Ülkede milyonlarca insanın en temel hakkı olan barınmanın en büyük mücadele alanına dönüştüğüne dikkati çeken Arıkan, İstanbul'da kiraların asgari ücretin 1,47 katı, Ankara'da 1,30 katı, İzmir'de de 1,20 katı olduğunu aktardı.

Arıkan, iş gücü piyasasının vasıfsız ve düşük ücrete dayalı olması nedeniyle, vasıflı, dinamik insan gücünün, beyin göçüyle yurt dışına çıkmanın yollarını aradığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Sosyal güvenlik sisteminde geleceğin emeklileri olan gençlerimizi merkeze alarak bir dönüşüm teklif ediyoruz. Çalışanlarımız süre sınırlaması olmadan, iş bulamadıkları sürece işsizlik maaşı alabilmeli. Gençleri istihdama teşvik eden, vasıflı insan gücümüzü arttıracak bir sosyal güvenlik modeli oluşturulmalı. 47 yıl çalıştırıp, 65 yaşında açlık sınırı altında maaş vermek adil değildir. Yaş şartını 15 yıl kadar düşürerek, 50 yaşından itibaren emekliliği mümkün kılacak bir sistem kurulmalı, istihdam kaynaklarımız genç ve dinamik tutulmalı. Biz diyoruz ki; 'Saadet iktidarında, emekli maaş artış oranları, asgari ücret ve memur maaşlarına endeksli olacak. İşsiz kalanlara, işsiz kaldığı süre boyunca insanca yaşayacakları bir gelir güvencesi sağlanacak. Emeklilerimiz, yük olarak görülmeyecek. Başımızın tacı olacak."

"Bu bir yenilenme değil, tasfiyedir"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da iktidar partisi kongresinin "Türkiye'de siyasetin ahlaki değerler bağlamında ne kadar çölleştiğini açık bir şekilde ortaya koyduğunu" savundu.

Davutoğlu, devletin bekası için istişareye hazır olduklarını belirterek, yüz yüze görüşme taleplerine yanıt alamadıkları için, dış politikaya ilişkin görüşlerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a mektuplarla ilettiklerini söyledi. Ahmet Davutoğlu, şunları ifade etti: "Onlar bu kongre ile 'bizim iktidarımızı sürdürebilmemiz için 360'ı bulmamız gerekiyor, bizle yeni vizyon, ufuk, fikir ve istişare değil, bu sayıyı temin etmek üzere talimatla el kaldıracak kuklalar lazım' mesajı iletiyorlar. Bu mesaja cevabımız net ve açıktır, 'bir yekun içinde yazılıp çizilmeyi içlerine sindirenler sizin olsun, bize 'durun kalabalıklar' diyecek, elif gibi dik ve omurgalı siyasetçiler yeter. Onlar bu kongre ile 'bize siyasi ahlak ilkelerinden bahsetmeyin, elimizdeki güç ile herkesi kendimize benzetiriz, bize katılanları da ilkesizliğe mahkum ederiz' mesajı gönderdi. Bu mesaja da cevabımız net ve açıktır, biz asla size benzemeyeceğiz. Sizin çölünüze razı olanlar sizin olsun, çöle bıkmadan usanmadan ahlak tohumları ekenler bize kalsın."

Kongrede MKYK'ye seçilen üyelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, "MKYK üyeliği iktidar için bir payanda olmaktan ibarettir, MKYK üyeleri kullanım miatları dolduğunda geçmişte ne yapmış olurlarsa olsunlar, bir kenara konurlar. Bu bir yenilenme değil, tasfiyedir. Özellikle son üç kongredeki tasfiyelerle AK Parti'nin insan envanteri ve hafızası tasfiye edilmiştir." diye konuştu.

Davutoğlu, "Geçmişte AK Parti'de görev yapmış ve bu sorumluluğu paylaşmış olan herkesi siyasi kimlik ve makam ayrımı gözetmeksizin bir araya gelmeye, istişare etmeye ve ortak adımlar atmaya davet ediyorum." ifadelerini kullandı.

"Türkiye'de bir eve sahip olmak, hayal olmayacak"

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da Türkiye'nin deprem tehdidi altında olduğunu, depremin İstanbul'da, Bingöl'de "geliyorum" dediğini anımsattı.

Vatandaşın derdinin, iktidarın umurunda olmadığını, halktan ve milletten koptuklarını savunan Babacan, Türkiye'de alın teriyle, bilek gücüyle çalışarak ev almanın imkansız hale getirildiğini ileri sürdü.

Türkiye'yi gençlerin umut dolu olduğu bir ülke haline yeniden getirmek için yola çıktıklarını dile getiren Babacan, "Önce güven lazım. Güven için ne lazım? Hukuka, adalete riayet etmek. Buradan bilhassa gençlere söz veriyorum. Yarınlardan hiç endişeniz olmasın. Söz veriyorum, barınma sorununu çözeceğiz. Derslerinizi çalışın, sınavlarınızı geçin, gerisi bizde." dedi.

Babacan, Türkiye'de taksitleri kolayca ödenerek bir eve sahip olmanın hayal olmayacağını, bunu gerçekleştireceklerini söyledi.

Vatandaşların ramazan ayını tebrik eden Babacan, eski canlı, dolu ramazan sofralarının artık "cılız" olduğunu kaydetti.

Tanju Özcan: "Alkolü bıraktım, namaza başladım"
Tanju Özcan: "Alkolü bıraktım, namaza başladım"
İçeriği Görüntüle

"Türkiye'de gıda enflasyonunu düşürmenin yolu, çiftçiye destekten geçiyor" ifadelerini kullanan Babacan, çiftçinin elektrik ve mazotunun uygun şartlarda temin edilmesi, yem ve gübrenin yarısının devlet tarafından ödenmesi gerektiğine işaret etti.

Babacan, bu hesapların bütçeye rahatlıkla sığacağını belirterek, şunları ifade etti: "Sulama yatırımlarını bir an önce bitireceksiniz. 5 yılda projesi hazır olan bütün sulamaların, barajıyla, göletiyle tamamlanması mümkün Türkiye'de. Bakın o zaman verim nasıl artıyor. Bir dekar tarladan 2 ton yerine 3-5 ton ürün nasıl elde ediyorsunuz, görün. Sulamalı tarımda verim artıyor, birim maliyet düşüyor. Bu kadar basit. Bütçe var ama bunlar yanlış yerlere harcıyorlar. Kötü yönetimleri yüzünden Türkiye'de enflasyon oluyor. Sektörel politikalarda düzgün işler yapmazsanız, çiftçinin maliyetini düşürmezseniz, diğer ürünlerde rekabeti sağlamazsanız, tek bir firmaya değil, onlarca firmaya alan açmazsanız, bu ülkede enflasyonu düşüremezsiniz."

Babacan, 28 Şubat'ın demokrasi tarihinin kara bir lekesi olduğunu, darbeci zihniyet ile her türlü tehdit ve baskıya karşı dimdik duran Necmettin Erbakan'ı unutmadıklarını söyledi.