Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının 46 bin 104 olduğunu açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Cumhuriyet tarihinin en çok can kaybına, yıkıma, acıya yol açan 6 Şubat depremleri ve sonrasındaki artçı sarsıntılar sebebiyle millete geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, "Depremde hayatını kaybeden 46 bin 104 vatandaşımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz." dedi.

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli olarak 6 Şubat saat 04.17'de yaşanan 7,7 büyüklüğündeki ilk deprem anından itibaren devlet ve millet olarak tüm imkanları seferber ettiklerini bildiren Erdoğan, bakanlıkların, kurumların, kuruluşların tamamının sahip oldukları tüm arama kurtarma, yardım destek kapasitelerini deprem bölgesine yönlendirdiklerini belirtti.

Erdoğan, yaklaşık 9 saat sonra meydana gelen Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki ikinci deprem felaketinin sonuçlarını daha da ağırlaştırdığını dile getirerek, "Üst üste gelen bu iki deprem, yakın tarihteki diğer afetlerden farklı olarak 11 ilimizdeki 62 ilçe ve 10 bin 190 köyümüzde birden yıkıma yol açtı." dedi.

Depremin ülkede ve özellikle de bölgede ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü günlerde yaşanmasının işleri daha da güçleştirdiğini ifade eden Erdoğan, "Yıkımın, ulaşımdan iletişime ve enerjiye kadar temel altyapıda yol açtığı hasarlar da ayrıca bir sıkıntı olarak karşımıza çıktı. Şehirlerimizin afetlere acil müdahalede bulunacak kamu ve sivil toplum insan kaynağının önemli bir kısmının da deprem yıkıntıları altında kalması ise hem trajik hem pratik sonuçlarıyla zorlukları arttırdı. Buna rağmen depremde, özellikle de şehirlerdeki kamu personeli ile acil müdahale ekipleri süratle toparlanarak kendi acılarını bir kenara bırakıp milletimizin yardımına koştular." diye konuştu.

"Hayati rolleriyle adeta destan yazdılar"

AFAD'ın koordinasyonunda ülkenin 81 vilayetinin tamamındaki kamu gücünü saatler içinde deprem bölgesi için harekete geçirdiklerini bildiren Erdoğan, depremin hemen ardından yola çıkan bakanların sabah 09.00'dan itibaren deprem sahasındaki şehirlere ulaşıp koordinasyonu üstlendiklerini anımsattı.

Her şehirde en az bir, bazı illere daha fazla sayıda bakanı daimi olarak görevlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, ayrıca tüm bakanların deprem bölgesi şehirlerine defalarca giderek kendi sorumluluk alanlarıyla ilgili eksikleri tespit edip bunları hızla tamamladıklarını, milletin acılarını da paylaştıklarını belirtti.

Valilikler ve kaymakamlıklar başta olmak üzere tüm birimleri, ülkenin dört bir yanından görevlendirdikleri mülki idare personeliyle takviye ettiklerini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milletvekillerimizin her birini hemen deprem bölgesi illerde görevlendirerek çalışmalara katkı vermelerini, depremzedelerimizin yanında olmalarını sağladık. Askerimiz, depremden dakikalar sonra harekete geçerek diğer bölgelerden gelen takviyelerle birlikte üzerine düşen görevi bihakkın yerine getirdi, getirmeye devam ediyor. Polisimiz ve jandarmamız hem güvenliğin ve düzenin sağlanması hem arama kurtarma çalışmalarındaki destekleri hem yardım faaliyetlerinin yürütülmesindeki hayati rolleriyle adeta destan yazdılar. Sağlık personelimiz kimi yerlerdeki zarar gören hastanelerimize rağmen yıkıntıların altından yaralı olarak kurtarılan insanlarımıza şifa dağıtmak için insanüstü bir gayretle çalıştı, çabaladı.

Belediyelerimiz hem arama kurtarma hem yardım çalışmaları için başkanı, personeli, araç gereçleriyle deprem şehirlerine koştu. Tüm AFAD ekiplerinin yanı sıra madencilerimizi, ormancılarımızı, DSİ ekiplerimizi, karayolları ekiplerimizi arama kurtarma çalışmalarına katılmak için hemen bölgeye gönderdik. Bölgeye getirdiğimiz 18 bin iş makinesi, 116 helikopter, 75 uçak, 38 gemi de çalışmalara katıldı. Gerekli eğitime ve donanıma sahip tüm sivil arama kurtarma potansiyelimizi değerlendirdik."

"Yarım milyon insanın depremzedelerin imdadına koştuğu bir dönem yaşadık"

Erdoğan, uluslararası yardım çağrısına cevap veren NATO ve Avrupa Birliği dahil 90 ülkeden 11 bin 500'e yakın personele sahip profesyonel arama kurtarma ekiplerini hızla sahaya dağıttıklarını belirterek, böylece toplamda 35 bin kişiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir arama kurtarma gücünü bir araya getirdiklerini aktardı.

Yardım ve destek personeliyle toplamda 271 bin kamu görevlisi ve gönüllüsünün deprem bölgesinde vazife üstlendiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bireysel olarak gelenlerle yaklaşık yarım milyon insanın depremzedelerin imdadına koştuğu bir dönem yaşadık. Milletimizin bu zor günlerde gösterdiği tarihi dayanışma, geleceğimize daha bir güvenle bakmamızı sağlamıştır. Ancak yıkım öylesine çok, yıkım alanı öylesine büyük, iklim ve saha şartları öylesine zorluydu ki yine de çalışmaların ilk anlarında arzu ettiğimiz hıza ve etkinliğe ulaşamadık. Şartların önümüze çıkardığı engellere elbette teslim olmadık. Kapanan yolları süratle açarak, yıkılan altyapıyı hızla kullanılabilir hale getirerek, kamunun ve özel sektörün elindeki tüm araç ve insan gücünü devreye alarak kısa sürede düzeni sağladık."

Erdoğan, önceliği arama kurtarma çalışmalarına verdiklerini ve ideal bir arama kurtarma ekibinin 80 kişiden, en az da 20 kişiden oluşması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Bir başka ifadeyle askeri personel sayısıyla bile aynı anda 1750 binaya müdahale imkanı vardı. Yıkılan ve dolayısıyla arama kurtarma yapılması gereken bina sayısı ise bırakın ekip sayısını toplam arama kurtarma personeli sayısı kadardı. Buna rağmen ekiplerimiz, yıkıntılar altındaki son canlı insanımızı da oradan sağ salim çıkartabilmek için günlerce durup dinlenmeden çalıştı, çabaladı. Sonuçta belki de bu çapta bir felakette dünyada örneği olmayan bir şekilde neredeyse depremin 10'uncu gününde arama kurtarma çalışmalarının çoğunu tamamlamayı başardık.

Yıkıntıların altından çıkan her canlı insanımızla, 85 milyon hep birlikte sevinç gözyaşlarına boğulduk, hayatını kaybeden her bir insanımızla da yüreklerimiz dağlandı, üzüntümüz gözyaşı olup yanaklarımızdan süzüldü. Bugün depremin 4'üncü haftasını geride bırakırken yaşadığımız afetin büyüklüğünü daha iyi görüyor, kayıplarımızın acısını daha derinden hissediyoruz. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten, kazadan, beladan muhafaza etsin diye duada bulunuyoruz."

AA-20230306-30494394-30494392-CUMHURBASKANI_RECEP_TAYYIP_ERDOGAN

Evi hasarsız veya az hasarlı olanların bir kısmının da devam eden artçı sarsıntılar sebebiyle yaşadıkları kaygıyla evlerine giremediğini belirten Erdoğan, halihazırda 3 milyon 320 bin kişinin deprem bölgesinden tahliye edilerek diğer illere gittiğini, bölgedeki 800 bin kişinin ise köylerine sığındığını söyledi.

Erdoğan, deprem bölgesinde 1,5 milyonu aşkın kişinin çadırlarda, 53 bin kişinin konteynerlerde, 123 bin kişinin Milli Eğitim kurumları başta olmak üzere kamu tesislerinde kaldığını, ülke genelinde Gençlik ve Spor Bakanlığı yurtlarında 160 bine, otellerde 137 bine yakın depremzedenin misafir edildiğini bildirdi.

Bölgede faaliyet yürüten kamu ve sivil yardım kuruluşlarının her gün 5 milyon 800 bin kişiye hizmet verdiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çadırlarda barınmanın zorluğu ile diğer şehirlere giden insanlarımızın bir an önce evlerine geri dönmek istediklerini bildiğimiz için konteyner şehirlerin kurulumuna hız verdik. Konteyner kentleri, elektriğiyle, suyuyla, kanalizasyonuyla, yoluyla, sosyal tesisleriyle adeta yeni bir yerleşim yeri altyapısıyla kuruyoruz. Tabii bu da biraz vakit alıyor. Amacımız 2 aya kadar 100 bin konteyner kurarak yarım milyon depremzedeyi daha iyi şartlarda barınabilecekleri bu alanlara taşımaktır. Gerekirse konteyner sayısını daha da arttırabiliriz. Ülkemizdeki üretimi ve yurt dışından gelen hibeleri bu doğrultuda seferber ettik."

"Ticari faaliyetlerin ayağa kaldırılması konusuna da önem veriyoruz"

Erdoğan, barınma sorununun yanında şehirlerin günlük hayatlarının ayrılmaz bir parçası olan ticari faaliyetlerin ayağa kaldırılması konusuna da önem verdiklerini vurgulayarak, esnafın hasarsız iş yerlerini açmaya, fabrikaların üretime başladığını, yıkılan veya kullanılamaz hale gelen iş yerleri için de mobil çözümler geliştirdiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugüne kadar 6 bin geçici ticarethane kurarak esnafımızın hizmetine verdik. Ayrıca 3 bin konteynerden oluşan çarşılar kuruyoruz." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, bölgenin ayağa kaldırılmasında kritik öneme sahip sanayi tesisleri, fabrikalar, işletmeler ve diğer istihdam alanları için gereken tüm destekleri sağlayacklarını, şehirlerin inşa ve ihya çalışmalarını yeni organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri ve ticaret merkezleriyle planladıklarını kaydetti.

"Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB'e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerimizin ise tüm borçlarını siliyoruz." diyen Erdoğan, depremden zarar gören ilçelere yönelik bölgesel teşviklerin kapsamının da genişletildiği vurguladı.

Depreme yakalanan vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor Depreme yakalanan vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

"Cazibe merkezleri destekleme programını tüm deprem bölgesi ilçelerimize teşmil ederek hepsinin de altıncı bölge desteklerinden yararlanabilmesini temin ediyoruz. Kalkınma ajanslarımızın tüm kaynaklarını afet bölgesi şehirlerine aktararak projelerin finansmanındaki devlet katkısını en üst seviyeye çıkartıyoruz. Bireysel ve KOBİ kredilerinin ödemelerindeki ertelemeler yanında daha önce açıkladığımız 250 milyar liralık KGF destekli kredi paketine 100 milyar lira daha ilave ettik. Depremde ağır hasara uğrayan yerlerde dükkanlarını hemen faaliyete geçirmek isteyen esnaf ve sanatkarlarımıza 250 bin liraya kadar 12 ay ödemesiz, 60 ay vadeli, yarısını da Hazinenin ödeyeceği yüzde 7,5 faizli kredi veriyoruz. Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği uygulamalarını da bölgedeki istihdamı güçlendirmek için devreye alıyoruz. Toplum yararına çalışma programıyla bölgeye sağladığımız istihdamı, özellikle ihtiyaç sahibi ailelere öncelik vererek 50 bin kişiye çıkartıyoruz.

Erdoğan, çocukların eğitiminin aksamaması için de gayret gösterdiklerini, çadırlarda, konteynerlerde kurulan eğitim yuvalarında, öğrencileri hem yeniden okula hazırladıklarını hem depremin ruh dünyalarında yol açtığı tahribatı gidermeye çalıştıklarını söyledi.

İllerin ve okul binalarının durumlarına göre kademeli olarak ilk ve orta dereceli eğitim kurumlarını açmaya başladıklarını dile getiren Erdoğan, ilk etapta 3 ide 1 Mart'ta başlayan eğitim öğretimin, 3 ilde 13 Mart'ta, 4 ilde ise 27 Mart'ta devreye gireceğini hatırlattı.

"1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira acil yardım ödemesi"

Erdoğan, depremzedelere psikososyal destek vermek için 8 bin personelin sahada olduğunu, sağlık hizmetlerini hastaneler yanında ihtiyaç duyulan yerlerde kurulan mobil sağlık merkezlerinde eksiksiz sunmanın gayreti içinde olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Çiftçilerimizin üretime devam edebilmelerini temin amacıyla kendilerine destek ödemelerinin peşin yapılmasından yem ve gübre katkısına kadar her türlü kolaylığı gösteriyoruz. İnsanlarımızın barınma taleplerini karşılarken diğer ihtiyaçlarını da ihmal etmiyoruz. Bugüne kadar 1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira acil yardım ödemesi yaptık. Evleri kullanılamaz hale gelen depremzedelerimize hane başı 15'er bin lira taşınma yardımı ödemesine başladık. Kiraya çıkan depremzedelere 3 bin lira ile 5 bin lira arasında destek veriyoruz. Yakınları vefat eden depremzedelerimize de 100'er bin lira ödüyoruz.

Diğer şehirlere giden depremzedelerimize hem valilik ve kaymakamlıklarımız hem belediyelerimiz hem sivil toplum kuruluşlarımız, hem vatandaşlarımız sahip çıkıyor. Bu insanlarımızın barınmadan gıda ve giyime kadar tüm ihtiyaçlarının el birliğiyle karşılandığı dünyaya örnek olacak bir dayanışma görüyoruz. Hiç şüphesiz gerek depremin ilk günlerinde gerek daha sonraki süreçte canımızı acıtan istisnai örneklere de şahit olduk. Aldığımız tedbirler, hayata geçirdiğimiz uygulamalar ve gösterdiğimiz kararlı duruşla bunları kısa sürede aştık. Devletimizin gücü ve milletimizin alicenaplığı öylesine büyüktü ki bu kötü emsaller önemsiz birer teferruat olarak kaldı."