Bahçeli'nin bahsettiği ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde öldürülen Topal Osman kimdir?

1883 yılında Giresun'da dünyaya geldi. Çepni Türklerindendir.[2] Babası, fındık tüccarı Feridûnzâde Hacı Mehmet Efendi’dir. Gençliğinde aile işlerine yardımcı oldu, bir kereste fabrikasına ortak oldu; evlendi ve iki oğlu oldu.[3] Babası askerlik bedelini ödemesine rağmen gönüllü birlik oluşturarak savaşa katıldı. Savaşta göstermiş olduğu başarılarından dolayı Yarbaylık rütbesine kadar yükseldi.

1912'de Balkan Savaşı'na giderken.

Balkan Harbi'nde Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katıldı. Çatalca cephesinde savaştı. Bu savaş sırasında sağ diz kapağından yaralandı, topal kaldı ve “Topal” lakabını böylece edinmiştir.Hacı Topal Osman Ağa (1883, Giresun - 2 Nisan 1923, Ankara), eski Osmanlı subayı, Kurtuluş Savaşı sırasında Kuvâ-î Millîye reisi.

Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Giresunlulardan oluşan muhafız kıtasının komutanıdır. Kurtuluş Savaşı'nda yararlıklar göstermiş, 1923'te Trabzon Mebusu "Ali Şükrü Bey cinayeti"nin azmettiricisi olduğuna karar verilince hakkında tevkif kararı verildi. Çıkan çatışmalarda yaralı olarak ele geçirilmiş ancak İsmail Hakkı Tekçe tarafından başı gövdesinden ayrılmak suretiyle kesilerek öldürülmüştür.

Faaliyetleri

Giresun Reji Müdürü Nakiyüddün Efendi, 15 Ocak 1922'de Mustafa Kemal Paşa'ya yazdığı mektupta Balkan savaşlarında bir ayağını din ve millet uğruna feda ettiğini ileri süren Osman'ın I. Dünya Savaşı sırasında Ayvasıl köyü ihtiyar heyetinden elde ettiği sahte mazbatayla askerlikten atılmış Yüzbaşı Niyazi Efendi ile birlikte ordudan aldığı buğdayları Panço adlı bir Rum ile birlikte 100 bin liralık sahte bir mazbata ile Giresun Nokta Kumandanlığına satarak halk ve devleti dolandırdığını, Rum ve Müslümanların arazilerini kendi ve akrabaları arasında pay ettiğini, belediye reisi iken Müdafâ-î Hukuk Riyasetini de ele geçirerek kendi menfaatlerini korumak için millî mücadeleye katıldığını, Koçgiri'den ganimet olarak 60 bin lira değerindeki sığır ve koyunu gasp ederek Giresun'a getirdiğini, başkasının kente kasaplık hayvan sokmasını da engelleyerek fahiş fiyattan para kazandığını, kardeşiyle birlikte hükümetin kentte banka kurmasını engellediğini, 30 bin liraya mal olan bir kereste fabrikasını 1500 altına aldığı gibi çeşitli kötülüklerini anlatmıştır.

Topal Osman, Giresun Belediye Başkanı Dizdarzâde Eşref Bey'in sağlık gerekçesiyle görevi iâde etmesi üzerine yasal bir yetkisi olmadan ve kimseye danışmadan kendisini belediye reisi ilan etti.[6] Topal Osman'ın yıldızını parlatan olay 8 Mayıs 1919'da Giresun iskelesine demirleyen Yunan Kızılhaç gemisi Ioannina'yu Giresunlu Rumların sevinçle karşılaması ve Yunan uyruklu bir marangoz olan Karaoğlan Panayot'un Giresun'daki Rum okuluna Yunan bayrağı çekmesinden sonra gelişmiştir. İnzibat subayı Sırrı Bey, bayrağı sözlü uyarıyla indirtmeyi başaramayınca Topal Osman çağrılmış, bayrağı o indirmiş, marangozu da öldürmüştür. Bu olay sayesinde Osman, yerel eşraf, hükûmet yetkilileri ve Rumlara gözdağı vermeyi başararak bölgede dikkate alınması gereken birisi olduğu izlenimini vermiştir. I. Dünya Savaşı öncesinde Giresun’da etrafında topladığı kanun kaçakları ile "Laz Alayları" adı da verilen grubu kurarak eşkıyalık yaptı. Tarih sahnesine ilk çıkışı, I. Dünya Savaşı başladıktan sonra Giresun'dan topladığı yaklaşık 100 kişilik çeteyle Trabzon hapishanesinin kapısını açtırması ve 150 mahkûmu çetesine ilave etmesiyle oldu.

Nisan 1916’da Borçka’da Ruslar'a karşı savaşan Türk ordusuna katıldı.

Savaştan sonra memleketine dönüp Giresun ve Samsun havalisinde Pontus çeteleri ile uğraştı ve bu konuda pek çok başarı elde etti. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra kendisini kimseye danışmadan Giresun Belediye Başkanı ilan etti.

İstanbul’da kurulan Divan-ı Harp, savaşta işlediği suçlar nedeniyle hemen yakalanması ve İstanbul'a getirilmesine karar verdi. Bunun üzerine adamları ile birlikte Şebinkarahisar'da saklandı, civardaki Rum köylerine baskınlar yaptı. Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti'nin Giresun Şubesini kurdu ve ilk başkanı oldu.

19 Mayıs 1919'da Osmanlı Devleti'nin 9. Ordu müfettişi olarak Samsun'a gelen Mustafa Kemal Paşa'nın görevlerinden birisi, Topal Osman'ı ve çetesini yakalayıp etkisiz hale getirmekti. Kimi kaynaklara göre, Topal Osman, Mustafa Kemal Paşa ile 29 Mayıs 1919’da Havza’da gizlice görüştü.

Mustafa Kemal Paşa, onu hareketlerinde serbest bıraktı ve bu gizli buluşmadan sonra Topal Osman Ağa, ondan aldığı emirler doğrultusunda hareket etti.

Hakkındaki tutuklama kararı 8 Temmuz 1919'da padişah Vahdettin tarafından kaldırıldı. Giresun'a dönen Topal Osman Ağa, tekrar Giresun belediye reisliği makamına oturdu. Şubat 1920'de yayımlamaya başladığı "Gedikkaya" gazetesinde başkalarına yazdırdığı sert makalelerin altına imzasını koyarak millî mücadeleye basın yoluyla destek vermeye çalıştı. Giresun Askerlik Şubesi Başkanı Hüseyin Avni Alpaslan ve Jandarma Komutanı Hamdi Bey ile anlaşarak Giresun gençlerinden oluşan gönüllü bir birlik kurdu.

Eylül 1920’de Ermeni Harekatı’nı bastırmak üzere Kâzım Karabekir'in 15. Kolordusu emrine gönüllü taburu gönderdi. Tabur, dört ay boyunca Karabekir’in komutasında kaldı.

Ali Şükrü Bey cinayeti

Topal Osman, 27 Mart 1923 tarihinde Ankara’da aniden ortadan kaybolan milletvekili Ali Şükrü Bey'in öldürülmesinden sorumlu tutuldu. Yardımcısı Mustafa Kaptan, Ali Şükrü Bey’in yemek bahanesiyle Topal Osman’ın Samanpazarı’ndaki evine götürüldüğünü; burada Topal Osman ve sekiz adamı tarafından kementle boğulduğunu itiraf etti.[13] Ceset, 1 Nisan’da Çankaya sırtlarında Mühye köyü civarında bulunduktan sonra hakkında yakalama emri çıkarıldı. Adamları ile Çankaya Köşkü'ne sığınmak isteyen Topal Osman, bir saldırı geleceği öngörüsüyle köşkten ayrılıp Başbakan Rauf Bey’in dairesine geçmiş olan Mustafa Kemal’i köşkte bulamadı[10]. Topal Osman’ın öfke ile kapıyı kırıp içeri girmesi ve önüne geleni parçalaması olayı tarihe “Çankaya Köşkü baskını” olarak geçti.

Yeni kurulan muhafız birliği tarafından 1 Nisan 1923 gecesi Papazın Bağı’ndaki evinde kıstırılan Topal Osman Ağa ve adamları, bütün gece çatıştı. Topal Osman, yaralı olarak ele geçirildi

Ölümü

Papazın Bağı'ndaki baskından yaralı olarak ele geçirilmiş ancak İsmail Hakkı Tekçe tarafından başı gövdesinden ayrılmak suretiyle kesilerek öldürülmüştür ve bilahare Çankaya yakınlarına gömülmüştür.

Meclis’te Ali Şükrü Bey’in katilinin yakalanarak Ulus Meydanı’nda idam edilmesi kararı oy birliği ile alınınca başından asılması mümkün olamayınca ceset mezardan çıkarılmış, Meclis’in kapısında, ayağından asılmıştır.[14] Cenazesi, daha sonra kardeşlerinin Atatürk’ten ricası üzerine Giresun’a nakledildi ve Kurban Dede mezarının yanında Giresun Kalesi’ne defnedildi. Naaşı, Atatürk’ün Giresun’u ziyaretinde verdiği emir üzerine 1925 yılında kalenin en yüksek tepesinde yaptırılan anıt mezara nakledilmiştir.

Balkan Harbi'nde Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katıldı, Çatalca cephesinde savaştı. Bu savaş sırasında sağ diz kapağından yaralandı, topal kaldı ve “Topal” lakabını böylece edindi.

Gerçekleştirmek istediği hac ziyaretini yapamadan öldüğü içi, kendisine bedel, silah arkadaşı Kurtoğlu Hacı Hafız Mustafa hacca gönderilmiş ve böylece “Hacı Osman Ağa” sıfatını almıştır.