CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Gebze ve Ümraniye'de canları zehirlediler, öldürdüler. Hepimizi kahrettiler. Övünç duyduğumuz husus şudur: İlk gün ben de söyledim, milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımız da açıkladı, biz bu katliam yasasını uygulamadık, uygulamayacağız, asla da uygulatmayacağız." dedi.
Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2024 Nobel Ekonomi Ödülü'ne layık görülen ekonomist Daron Acemoğlu'nu tebrik etti.
Acemoğlu'nu telefonla arayarak da tebriklerini ettiğini anlatan Özel, "Sayın Meclis Başkanı da aramış, bundan da memnuniyet duydum. Türkiye'ye geldiğinde Meclis'e davet etmiş. Bu daveti çok yerinde buluyorum. Ümit ediyorum ki Sayın Acemoğlu Meclis'e gelirse, ülkeyi kalkındırma ve yoksulluğu bitirme sorumluluğu olan bu Mecliste hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ve halkı sömüren kurumların bulunduğu toplumlarda niçin büyümenin olmadığını bir kez daha anlatsın. Hep birlikte dinleyelim. Biz buna inanıyoruz, inanmayanlar da inansın." diye konuştu.
Özgür Özel, 43 madencinin yaşamını kaybettiği Amasra maden kazasının 2'nci yılı olduğunu anımsatarak, iktidarın işçiye yoksulluk, perişanlık ve ölüm getirdiğini, 22 yılda en az 33 bin 831 "iş cinayeti işlendiğini" söyledi. Özel, yeterli tedbir alınmadığı için kişi başına düşen ölümlü kaza sayısında Türkiye'nin birinci sırada olduğunu belirtti.
Amasra maden faciasını "bir katliam" olarak nitelendiren Özel, bu katliamın ihmal, denetimsizlik ve liyakatsizliğin bir sonucu olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Amasra maden kazasına ilişkin "Biz kader planına inanmış insanlarız." ifadesini kullandığını aktaran Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oysa Sayıştay raporlarına baktığımızda bunun bir 'kader planı' olmadığını, aklı ve vicdanı olan bir iktidarın bunu engelleyebileceği çok açık. Patlamanın olacağı güne 17 dakika kala ilk uyarı başlıyor. Havalandırma vantilatörünün 53 ikaz, 355 kez alarm verdiğini yazıyor. Orada kader planına inanmak değil, bilime inanmak lazım. İlk uyarıdan sonra ciddiye almak, ilk ikazla birlikte orayı boşaltmak, o canları kurtarmak lazım. 'Bu mesleğin fıtratında bu var.' diyorlar. Almanya, İtalya ve Fransa'da bunlar yaşanmıyorsa, 'Kader planında bu var.' demek kendi sorumluluğunu örtmek demektir. Tüm sorumlular hak ettikleri cezaları alana kadar Amasra'yı takip etmeye devam edeceğiz."
Özel, Manisa Soma'dan Ankara'ya yürüyerek gelen maden işçilerinin de yanında olduklarını dile getirerek, işçilerin açlık grevi başlatma sürecini yakından takip ettiklerini söyledi.
Adrese teslim ihaleler yapıldığını savunan Özel, Sinop Boyabat'taki bir maden alanına dair bugün yapılan ihaleyi eleştirdi. Özel, "İhale tutarı ne kadar, 3,5 milyar lira. MTA'nın raporuna göre sahada 80 milyon ton cevher var. Bunun bugünkü değeri 456 milyar lira." ifadesini kullandı.
İhalenin iptali için bir çevre derneğinin yargıya başvurduğunu belirten Özel, hukukçularının bu konuyu yakından takip ettiğini söyledi.
Anayasa Mahkemesine 'Yasayı iptal edin' çağrısı
CHP lideri Özel, Gebze'de sokak hayvanları tedavi, rehabilitasyon ve eğitim merkezindeki görüntülere de değinerek, cuma akşamı Gebze'de, pazar günü de Ümraniye'de yüreklerin kaldırmayacağı görüntülerin yansıdığını, aslında bunun böyle olacağını önceden tahmin ettiklerini söyledi.
Hayvanları koruma kanununda yapılan değişikliğe hem komisyonda hem de TBMM Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında itirazda bulunduklarını anlatan Özel, hayvan barınağındaki görüntülere tepki gösterdi. Özel, şunları kaydetti: "Gebze ve Ümraniye'de canları zehirlediler, öldürdüler. Hepimizi kahrettiler. Övünç duyduğumuz husus şudur: İlk gün ben de söyledim, milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımız da açıkladı, biz bu katliam yasasını uygulamadık, uygulamayacağız, asla da uygulatmayacağız. Kendi belediyeleri, örtülü mesajı alanlar, aynı kafada olanlar canlara kıyıyor. Bu cinayet, sorumsuz yasama anlayışının eseridir. Derhal bu kanun değişmelidir. Biz zaman geçirmeden bu örtülü katliam yasasını, biz uygulamasak da birilerinin uyguladığını, yüce mahkemeye taşıdık. Yüce mahkeme zaman geçirmeden bu yasayı iptal etmelidir. Bu yasanın yerine yeni yasa için de öyle çok uzun bir süre değil, çok kısa makul bir süre vermeli. Bir an önce bu yasanın düzelmesi sağlanmalıdır. Anayasa Mahkemesinin her birinin çocukları, torunları olan kıymetli üyelerine sesleniyorum: Torununuzun gözündeki korkuya bir bakın. Endişeye, öfkeye bakın ve bir an önce bu dosyayı karara bağlayın. Bu katliam yasası durdurulmalıdır ve durdurulacak."
Özgür Özel, hükümetin ekonomi politikalarını da eleştirerek, yeni vergilerin getirilmeyeceği açıklanmasına rağmen AK Parti Grubu'nun Meclise bu yönde 12 maddelik bir teklif sunduğunu söyledi. Teklife bugünden bakıldığında bir sürpriz olmadığını ifade eden Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1 Ekim'de Genel Kurul'da yaptığı konuşmada bunun sinyallerinin verildiğini söyledi.
İsrail'in Lübnan'ı işgal girişimi ve bölgede yaşanan gelişmelerin ele alındığı TBMM Genel Kurulu kapalı oturumu sonrasında 'Ne söylediğinizi açıklamayız ama ne söylemediğinizi açıklarız.' sözlerini de anımsatan Özel, şöyle konuştu: "Bizim bilmediğimiz bir şey anlatmadılar. 'İsrail Türkiye'ye saldıracak.' diyemediler. Kanıtını ortaya koyamadılar. Etrafından dolaşıp ne biliyorsak onu baştan anlattılar. Bugün Sayın Bahçeli tepki göstermiş. Erdoğan, 'Yakıştıramadım.' demiş. Peki Sayın Bahçeli siz de oradaydınız. Çıkın bu milletin gözünün içine baka baka deyin ki 'Ben bakanları dinledim. İsrail'in Türkiye'ye saldıracağına ikna oldum.' Bir MHP'li bunu diyemez. Bir AK Parti'li bunu diyemez. O gün kapalı oturumu izlemiş, akıl ve vicdan sahibi bir milletvekili bunu demedi, diyemez, demeyecek. Ama esas niyet 'cambaza bak' derken, milleti oyalamak sanıyorduk; 'cambaza bak' derken bunun yanında bir de milletin cebine el atacaklarmış. Attılar."
Özel, Savunma Sanayi Destekleme Fonu'na değinerek, "akla gelen her şeyden para alınacağını" öne sürdü.
Fona ilişkin hesapların yapıldığını ve 70 ile 80 milyar lira arasında vergi toplanacağının ifade edildiğini hatırlatan Özel, "Sadece beyannamelerden 75 milyar lira toplayacaklar. Ne için? 'Efendim İsrail saldıracak, tehlike büyük, pamuk eller cebe...' Meğer o gizli oturumda, havanda su dövdükleri, Tayyip Bey'in gizli oturumu hesap edemeyip, 'Bir bildiğimiz var, tehlike büyük' deyip, akşam televizyonda konuştuklarının hepsi, hepimizden bu paraları almak içinmiş." ifadesini kullandı.
Özgür Özel, AK Parti iktidarının 30 Temmuz 2003'te kredi kartı sözleşmelerini damga vergisinden muaf tuttuğunu ama 21 yıl sonra tüm kredi kartlarının yarısından yepyeni bir vergi alacağını belirterek, şunları kaydetti: "Vergi kazanandan alınır. Kredi kartını veren banka mı kazanıyor, alan vatandaş mı kazanıyor? Alışveriş yapma ihtimali olandan vergi almaya kalkıyor ama Türkiye'nin en büyük karlarını eden bankalara değil, kredi kartından kendini döndürmeye muhtaç vatandaşın gırtlağına çöküyor. Yapılmayan alışverişten vergi almaya kalkan Deli Dumrul'a diyorum: Bu vergiyi, bu parayı alamazsın, alamayacaksın. Onu o taslaktan öyle ya da böyle çıkartacaksın. Alacaksan, Türkiye'nin en çok para kazanan bankalarından alacaksın. Ondan alacağı kredi kartıyla çocuğuna mama alan, bez alan, evladının ilacını alan, evinin tüpünü ödeyen, evladına süt alan, anasının evinin doğal gaz parasını kredi kartından çektiren garibanın yakasından düşeceksin kardeşim."
"O teğmenler Mustafa Kemal'in tarafında"
Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni sonrası sosyal medyaya yansıyan görüntüler sebebiyle mezun olan teğmenlere soruşturma açıldığını anımsatan Özel, konuyu dikkatle takip ettiklerini ve okullarda görev yapan askeri idari personele de soruşturma açılarak farklı yerlere tayin edildiklerini söyledi.
Törende yaşananlardan, okullarda çalışan subayların sorumlu tutulduğunu dile getiren Özel, "Bu yanlıştır, haksızlıktır. Ne demiş teğmenler, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz.' Kimin olacaklar? Teğmenler, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' demeyecekler de 'Trikopis'in askerleriyiz' mi diyecek? O teğmenler Mustafa Kemal'in tarafında. 'Ne ölüme ne dirime gelsin' diyen fesli deli Kadir'in dirisine sen gittin, elini sıktın, elini öptün, hürmet ettin, cenazesine 5 bakan gönderdin. Biz, Mustafa Kemal'in tarafındayız. Senin o çok hürmet ettiğin fesli deli Kadir, Yunan'ın tarafındaydı, 'keşfe Yunan kazansa' diyordu. Biz tarafımızı muhafaza ediyoruz. Anlaşılan bu teğmenler ceza alırsa, sen de tarafını tekrar göstereceksin." sözlerini sarf etti.
Özgür Özel, Meclisin açıldığı 1 Ekim'den bugüne kadar ülke genelinde yaşanan sağlıkta şiddet vakalarından örnekler vererek, AK Parti iktidarı boyunca hekime ve sağlık emekçilerine karşı şiddetin hızla arttığını savundu.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) yöneticilerinin partilerine yaptıkları son ziyarette, sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerini paylaştığını aktaran Özel, "Biz de hekimlerimizin, sağlık çalışanlarımızın, sağlık emekçilerimizin CHP olarak haklı taleplerinin her zaman olduğu gibi şimdi de sonuna kadar yanındayız, doktorlarımızın, emekçilerimizin arkasındayız." dedi.
"Suçları işleyenler çok kısa sürede tekrar aramıza karışmaktadır"
Özel, geçtiğimiz hafta kadın cinayetleri, çocuk istismarları ve aydınlatılmayan cinayetlerle meşgul olduklarını ve üzüldüklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: "İktidar partisi çıkmış, 'cezasızlık algısı var' diyor. Cezasızlık algısı vardır çünkü bu memlekette bu suçları işleyenler çok kısa sürede tekrar aramıza karışmaktadır. Bunu kim yapmaktadır? Bugüne kadar yargı paketlerini kim yaptıysa, uyarılarımızı kim dinlemediyse, infaz kanununu zırt pırt kim değiştirdiyse, cezaevlerini dünya kadar suçsuz günahsız öğrenciyle, gazeteciyle, önüne geleni terörist ilan eden bu anlayış yüzünden kim doldurup, Kovid-19'da kim çaresiz kaldıysa, cezasızlık algısına sebebiyet veren onlardır."
"Mayınlı araziye Numan Bey'i yolluyor"
Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili tartışmalara değinen Özel, şu görüşleri paylaştı: "HÜDA PAR'cıların açtığı tartışmayı, Anayasa'nın ilk 4 maddesi tartışmasını kendileri sürdüremiyor, 'sorunumuz yok, konuşmayız' diyor ama o mayınlı araziye Numan Bey'i yolluyor. Numan Bey çıkmış bir de en son şunu söylemiş, 'Kendimizden ve ne yapmak istediğimizden çok eminiz'. Kim? Anayasa'nın ilk 4 maddesini tartışmaya açmak, Meclis Başkanlığının kurumsal görüşü değilse, Anayasa'nın değişmez maddesini konuşmak tarafsız Meclis Başkanının işi değilse, bu çoğul laf kimin? Kimsiniz siz? 4 HÜDA PAR'lı ile bir sensen 5 kişisiniz. Senin yanında MHP var mı? Devlet Bey baktı ki o gittiğin yolda mayına bastın seni bıraktı. Tayyip Bey yanında durmadı. Şimdi bakalım ne diyeceksin? HÜDA PAR üzerinden, gerek yeniden bir kez daha seçilebilmek ümidiyle anayasayı, yani 'Her doğana değil Erdoğan'a yapılmış' anayasayı yeniden Erdoğan için değiştirmek amacıyla bin bir numarayla anayasa masasına bizleri çekebilmek için bin yol deniyorlar, bir tanesi de Kurtulmuş'un seçtiği yoldur. Orada yazanın ruhu şudur; Türkiye Cumhuriyeti, devletiyle de milletiyle de ülkesiyle de bölünmez bir bütündür, tartışmaya kapalıdır, nokta. Sen diyorsun ki 'üzerinde kalem oynatalım'. Ona gelince, senin HÜDA PAR bayrağa, Anıtkabir'e, başkente, İstiklal Marşı'na karşı, öbürü başkasına karşı. CHP, Anayasa'nın ilk 4 maddesinin tartışmaya açık olmadığı ve değiştirilemez olduğu fikrinin taş gibi yanındadır, arkasındadır. Bu memlekette, bu ülkede bu konu tartışmaya kapalıdır."
"Muhalefette yumuşamayacağımız belli"
Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, partisinin bugünkü grup toplantısında normalleşme konusundaki ifadelerine ilişkin, "Sayın Bahçeli, bu normalleşmenin neden bu noktaya geldiğini biliyorum, geçen hafta sen de il başkanlarını topladın. Bu hafta sonu, 81 il başkanımız tartıştılar. Dedikleri şu, 'Normalleşme millette karşılık buldu, CHP'nin siyaset alanını açtı, milletin tüm görüşleri birbirine ifade etmesine, gerçek bir demokrasiye olanak sağladı'. Anketlere bakıyoruz, normalleşmeye destek... Tayyip Bey 'yumuşama' diyordu, kimse 'yumuşama' demek istemiyor. Muhalefette yumuşamayacağımız belli." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli'nin normalleşmeye karar verdiğini kaydeden Özel, şöyle konuştu: "Devlet Bey demiş ki 'Uzattığım el, hesapsızdır, iyi niyetlidir'. DEM'e uzattığı eli söylüyor. Düne kadar 'kapatılsın' dediği partiye, 'hazine yardımına el konsun' dediği partiye, el konmayınca 'Anayasa Mahkemesi de kapatılsın' dediği partiye, 'terör yuvası' dediği partiye; bize, o partiye, seçilmiş milletvekilleriyle diyalog kurduğumuz, el sıktığımız için demediğini bırakmayan Devlet Bey, 'uzattığım el hesapsız, kitapsız' demiş. Ben ona diyorum ki; Devlet Bey, doğrusunu yapıyorsun, el uzatmak iyidir, el sıkışmak iyidir. Konuşmak, kavgadan iyidir. Diyalog, kuru inattan iyidir. Barışmak, küslükten iyidir. Bu yaptığın için seni eleştirmiyorum. Dün bana dediklerini dönüp de şimdi sana söylemiyorum. Diyorum ki el uzatman doğrudur. Milletin temsilcisine uzatılan kendine uzatılan eldir. Milletin temsilcisine gösterilen saygı, onu seçene gösterilen saygıdır."
Özel, CHP'nin bu sürece ilişkin kendi ifadelerini kullanacağını belirterek, "Bir takım ezberlerle, maksatlarla veya hesaplarla konuşanların ya da 3-5 fazla reyting için ortalığı gerenlerin ağzıyla değil, bu parti genel başkanının, grup başkanvekillerinin, sözcülerinin, milletvekillerinin ağzıyla konuşacak. Bu parti konuşmak veya milliyetçiliğini ispat için Devlet Bey'den icazet almayacak. Bu parti demokratik bir açılım için DEM'den de çağrı beklemeyecek. Ne Devlet Bey'in bizi hapsettiği yerde, ne DEM'in Eş Genel Başkanının bize işaret ettiği, istikamet verdiği yerde, ne Devlet Bey'in korkularını, sözde endişelerini sözde haklı çıkartacak bir şey yaparız, ne DEM'in geçmişte birtakım referanslarla ortaya koyduğu güvensizlik üzerinden 'aman kendimizi birine beğendireceğiz' diye olmadık bir şey yaparız." ifadesini kullandı.
"Cumhuriyet Resepsiyonu'nu Çankaya Köşkü'nde yapın"
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıl dönümü olan 29 Ekim için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye seslenen Özel, şunları dile getirdi: "Bu sene, Cumhuriyet Resepsiyonu'nu, Atatürk'ün vasiyetine rağmen, tüm yargı kararlarına rağmen, Atatürk Orman Çiftliği'nin bağrına bir hançer gibi saplanmış o sarayda değil de milletin, Atatürk'ün evinde, Çankaya Köşkü'nde yapın. O resepsiyonu Çankaya Köşkü'nde yaptığınız taktirde, göreceksiniz ki bu parlamentonun milletvekillerinin, partilerinin, siyasilerinin hepsi gelecek. Devlet Bey, Mecliste sıktığınız eli yine sıkacaksanız, gelin Çankaya Köşkü'ne, Cumhuriyet'in, Atatürk'ün ve milletin gerçek evine, hepimizin kabul ettiği, gurur duyduğu Çankaya Köşkü'ne o resepsiyonu taşıyın. 10 yıldır yarattığınız o suni ayrışmadan bu milleti kurtarın. Cumhuriyet Resepsiyonu'nun Çankaya Köşkü'nde yapılmasını, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a önemle ve kaçınmaması, bu memleketi kutuplaştıracak bir adım atmaması ümidiyle teklif ediyorum."