* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Ormanların, insan hayatındaki önemi saymakla, yazmakla ve çizmekle bitmez. Ormanı, yeşili sevmeyen insan olamaz.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * *  

Hepimizin, bütün dünyanın akciğeri olan ormanlarımızın önem ve faydalarını, gelin her birlikte bir kez daha hatırlayalım;

* * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Yeryüzünde yaşayan canlıların yaşaması için, en önemli gereksinim olan oksijen, büyük bir ölçüde ormanlar tarafından üretilir. Havada yer alan oksijen miktarı yüzde 20 iken, oksijenin yüzde 55’ini ormanlar üretir. Rüzgârın kurutucu etkisini yok eden ormanlar, içerisindeki canlıları da korur.

* * * * * * * * * * * * * * * * * *  *

Çevrelediği göl, baraj gibi su alanlarında suyun temiz kalmasını sağlar ormanlarımız. Toprağın su ve rüzgârla taşınmasını, yani erozyonu önler ormanlarımız. Yüzlerce bitkiyi ve her cinsten hayvanları korur, onlara kalacak yer ve yiyecek sağlar ormanlarımız. Ve türlerin devamına da katkıda bulunur.

* * * * *

Toprağın içinde ve bitki örtüsünde yer alan karbon miktarı ile iklim dengesini sağlar ormanlarımız. Yani sıcak ve soğuğu dengeler. İnsanların spor yapması, temiz hava alıp rahatlaması, piknik gibi sosyal faaliyetleri için ideal yerlerdir ormanlarımız.

* * * * *

Yararlarını saymakla bitiremeyeceğimiz ormanlarımız, hepimizin, bütün dünyanın akciğeri konumundadır. Bir hektar büyüklüğündeki bir iğne yapraklı orman, bir yılda 25 ile 30 ton, geniş yapraklı orman ise, yılda 16 ile 20 ton arasında oksijen üretir.

* * * * *

Gördüğümüz gibi, ormanlarımızın yararları saymakla bitmiyor. Peki, ormanları yaşatmak ve geliştirmek için toplum olarak ne yapıyoruz? Ben söyleyeyim; yanıp kül olmasını izliyoruz. İçimizdeki ruh hastası tiplerin akciğerimizi yakmasına engel bile olamıyoruz. Yazıklar olsun!

* * * * *

Günlerdir canımız yanıyor. Bize nefes veren, ormanlarımız cayır cayır yanıyor. İzliyoruz. Filan bakan, filan kurumu suçluyoruz. Kesinlikle katılmıyorum. Çıkan yangının kontrol altına alınması için yapılan çalışmaları, son derece olumlu ve yeterli gördüğümü ifade etmeliyim. Adeta kurumlar bir seferberlik başlattılar. Ancak binlerce hektarlık ormanlık alanımızın kül olmasını engelleyemediler. Daha da büyümesini engellediler. Bu da bir başarıdır.

* * * * *

Benim asıl üzerinde durmak istediğim mesele, yapılan çalışmaların yeterli veya yetersiz olması değildir. Asıl mesele bu ormanların ne için, kimin için yakılmasıdır.

* * * * *

İşte gördük; ruh hastası bir tip.. Ailesine, ticari anlamsızlıklarına kızıp ormanı ateşe veriyor. Marmaris’teki ormanı yakan 34 yaşındaki hasta ruhlu adam tutuklandı. Balıkçılık yapan babası, ‘’Oğlumun böyle şeyler yapacağını hiç düşünmezdim. Düzgün bir hayatı vardı. Keşke ölseydi’’ diyor.

* * * * *

Hayretler içerisinde görüyor ve izliyoruz.. İki bidon benzinle ormanı ataşe veren bu hasta ruhlu adam, kendince gerekçeler sıralıyor. Aile içi gerginlikler ve ticari anlaşmasızdık nedeniyle ormanı yaktığını itiraf ediyor. Bu gerekçelerle içerisinde yüzlerce canlının da bulunduğu büyük bir alanı ateşe vererek, kendini haklı görüyor. Bu nasıl bir ruh halidir? Anlamak mümkün değil.

* * * * *

Peki bu ruh hastası gibi adamları, cezaevlerinde besleyecek miyiz? Çok merak ediyorum bu adam ne ceza alacak? Mevcut yasalar ’10 yıl diyor’ Şahsen ben  3-4 yıl yatıp çıkacağını düşünüyorum. Yasalar, düzenlemeler üzülerek ifade etmeliyim ki yeterli değil!

Akciğerimizi yakan bu hasta adam, cezaevinden bir daha çıkamayacağını bilse binlerce hektarlık ormanı yakar mıydı?

* * * * *

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yangın bölgesindeki incelemeleri sırasında söyledi.. ‘İdamı’ telaffuz etti. ‘Gelmeli ve biz idamı tartışmalıyız’ dedi.

* * * * *

Kesinlikle tartışmalıyız. Akciğerimizi yakan bu tip orman katili adamların, ya idam, ya da en ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmalı.  Belli ki, idam olmazsa bile bu konuda yeni düzenlemeler gelecektir. Umuyor ve diliyoruz ki; Meclis tatile girmeden yasal düzenlemeler gerçekleşir.

* * * * *

Türkiye birçok alanda yeni düzenlemelerle adeta devrim yaptı. Ancak toplumun en önemli beklentisi, Yargıda maalesef istenilen düzenlemeler yapılmadı, yapılamadı. Çokta geç kalınmadan mutlak suretle yasalaşmalı…