AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK toplantısının ardından AK Parti Genel Merkezi’nde açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin kongre merkezinde düzenlenen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına başkanlık etti.

MKYK toplantısının ardından AK Parti Genel Merkezi’nde açıklamalarda bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle;

"Öncelikle Sarıkamış şehitlerimizi bu vesileyle bir kere daha rahmetle anıyoruz.

"SÜREÇ RAPORLARI TESLİM EDİLDİ"

Tabii yılın sonuna gelirken en önemli gelişmelerden biri, Meclis’teki komisyonumuzun Terörsüz Türkiye çerçevesinde yürüttüğü çalışmalarda çok önemli bir aşamayı tamamlamış olmasıdır. Bugün gelinen noktada artık raporlar yazılmış, siyasi partiler tarafından hazırlanan raporlar teslim edilmiştir.

Bu çerçevede, bu komisyona bizzat başkanlık ederek bütün süreci büyük bir sağduyu ile yöneten Meclis Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş’a, burada bulunup görev yapan, bütün katkılarıyla, değerlendirmeleriyle ve eleştirileriyle bu süreci olgunlaştıran komisyondaki tüm milletvekili arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Gerçekten Türkiye’nin demokrasi birikimini, Yüce Meclis’in Türkiye’nin meseleleri hakkındaki yüksek dirayetini ortaya koyan bir çalışma yapılmıştır. Tabii bu komisyona dönük eleştiriler de olmuştur. Bunlar, bir takım asılsız suçlamalar ya da hakaretler barındırmıyorsa, elbette ki dikkate alıyoruz.

Kuşkusuz partilerin raporları arasında farklılıklar vardır. Tabii ki zıtlıklar da olabilir. Ancak zaten Parlamento çalışmasının esası budur. Burada farklı birtakım düşüncelerden, diyalektik bir süreçle bir sonuç çıkarılmaya çalışılacaktır.

A A 20251222 40048548 40048538 A K P A R T I S O Z C U S U C E L I K P A R T I S I N I N M Y K T O P L A N T I S I N A I L I S K I N A C I K L A M A D A B U L U N D U

Cumhur İttifakı üyeleri olarak hem bizim hem de Milliyetçi Hareket Partisi’nin verdiği raporlarda ortaya koyulan ilkeler ortaktır ve benzerdir. Yaklaşımlar ve değerlendirmeler konusunda büyük bir oranda uyum vardır. Bu da Cumhur İttifakı açısından, böylesine büyük bir meselenin çözümü için Türkiye’yi terörsüz günlere ve bağlantılı olarak bölgemizi terörsüz bir ortama kavuşturmak amacıyla takip edilen bir iradeyi ifade etmektedir.

Şimdiye kadar yol haritası işlemiştir. Tabii ki burada zaman zaman, daha önce de ifade ettiğim gibi, bazen bir haftada bir metre yol gidersiniz; öbür haftaya geçersiniz, bir haftada on kilometre birden gidersiniz. Bu işlerin çok önceden matematiksel olarak adı konulacak bir ritmi yoktur. Önemli olan çarkın dönmesi, süreçlerin işlemesidir.

Terörün, Türk’ün ve Kürt’ün ebedî kardeşliğini bozmaya ve milletimiz arasında nifak oluşturmaya dönük hamleleri her seferinde iki yönden boşa çıkarılmıştır. Birincisi, güvenlik güçlerimizin eşsiz fedakârlıkları ve dirayetli duruşlarıyla terörün bu hedeflerine ulaşması engellenmiştir. İkincisi ise milletimizin eşsiz basireti ve feraseti sayesinde olmuştur.

Vatandaşlarımız, her zaman ifade ettiğim gibi, adları ne olursa olsun hepimizin soyadının Türkiye Cumhuriyeti olduğu bilincinden hiçbir şekilde ayrılmamıştır. Millet feraseti ve basiretiyle bu meselelere yaklaşılmıştır. Dolayısıyla terör örgütlerinin ve terörün, Türk’ün ve Kürt’ün ebedî kardeşliğine; Alevi ile Sünni’nin ebedî kardeşliğine yönelik saldırıları her zaman bu ferasetle engellenmiştir.

Biz de AK Parti olarak Meclisimize ve komisyonumuza sunduğumuz raporda bu görüşlerimizi çok açık bir şekilde ifade ettik. Arkadaşlarımız da aynı şekilde, bu bütçe vesilesiyle yapılan konuşmalarda bunu net bir biçimde ortaya koymuşlardır.Önümüzdeki dönemde şimdiye kadar boşaltılan mağaralar vardır, sembolik düzeyde bırakılan silahlar vardır. Önümüzdeki dönemde silahların bırakılması, silahların yakılması konusunda atılacak adımlar; terör örgütünün fesih sürecinin fiilî olarak görülebildiği, tespit ve teyit edilebildiği birtakım raporların ve gözlemlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Bu durum, birçok konuyu son derece kolaylaştıracaktır.

A A 20251222 40048548 40048539 A K P A R T I S O Z C U S U C E L I K P A R T I S I N I N M Y K T O P L A N T I S I N A I L I S K I N A C I K L A M A D A B U L U N D U

Burada tabii en önemli konu, terörsüz Türkiye ile terörsüz bölgenin ayrılmaz bir birliktelik ifade ettiğini bir kere daha vurgulamaktır.

Türkiye, çok uzun yıllar boyunca terörle mücadele etti ve terör konusunda büyük bedeller ödedi. Ancak şehitlerimizin büyük fedakârlıklarıyla Allah hepsine rahmet eylesin ve gazilerimizin eşsiz fedakârlıklarıyla, kendilerine saygılarımızı sunuyoruz; terörün amacına ulaşması engellenmiştir.

"TÜRKİYE’DE BİR IRK KAVGASI, BİR ETNİK KAVGA YA DA BİR MEZHEBİ KAVGA SÖZ KONUSU DEĞİL"

Dünyanın başka yerlerinde bu tip olaylarla ilgili çalışmalarda etnik kavgalar, mezhebi kavgalar ya da ırk kavgaları üzerinden çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır. Ancak Türkiye’de bir ırk kavgası, bir etnik kavga ya da bir mezhebi kavga söz konusu olmamıştır. Tam tersine, Türk’ün ve Kürt’ün ebedî kardeşliğine terör musallat olmuştur.

"KİLİT NOKTA, FESİH KONUSUNUN RETORİK OLMAKTAN ÇIKIP FİİLÎ BİR DURUM HÂLİNE GELMESİ"

Bu aynı zamanda, bu komisyondan ortaya çıkan tavsiyelerin ve önerilerin Meclis’te hukuki sürece dönüşmesi konusunda da kolaylaştırıcı bir rol oynayacaktır. Dolayısıyla burada kilit nokta, fesih konusunun bir retorik olmaktan çıkıp fiilî bir durum hâline gelmesi; silah bırakma, silah yakma ve silahları teslim etme olarak ifade ettiğimiz sürecin devam etmesidir.

Tabii bu süreç, entegre bir şekilde “terörsüz bölge” olarak ifade ettiğimiz süreçle de yakından ilişkilidir. PKK terör örgütünün; bütün şube ve uzantılarıyla, yani Suriye’deki SDG, ve Avrupa’daki ideolojik ve finansal illegal yapılanmalarıyla birlikte feshedilmesi esas amaçtır.

Terörün, yıllar içerisinde demokrasimiz üzerinde oluşturduğu bir stres, hukuk devletimiz üzerinde meydana getirdiği yüksek bir tansiyon vardır. Terörün gündemden çıkmasıyla birlikte, bugün bu konularla ilgili hukuki ya da siyasi düzeyde tartışılan pek çok meselenin, bu stresten ve yüksek tansiyondan arınmış şekilde, daha net ve daha sakin bir biçimde ele alınabilmesi mümkün olacaktır.

Burada demokratikleşme ile ilgili pek çok gündem maddesi konuşulmaktadır. Biz bu demokratikleşmeyi meşru alan içerisinde değerlendirdik. Bu, her zaman bizim perspektifimiz olmuştur. Bunu, konuya özgü ya da meseleye özgü dar bir perspektif olarak ele almadık; bunu her zaman indirgemeci bulduk.

Tam tersine, tümdengelimci bir yaklaşımla Türkiye’nin önümüzdeki yıllardaki siyasal ihtiyaçlarını, ekonomik ihtiyaçlarını ve dünya sistemi içerisindeki büyük millî çıkarlarının korunmasıyla ilgili rolünü gerçekleştirebilmesini sağlayacak; milletimizin huzur ve refahına dönük ihtiyaçların karşılanmasına imkân verecek bir perspektif olarak ele aldık. Raporumuzda da buna değindik.

Dolayısıyla tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesi etrafında; ebedî kardeşliğimize ve ebedî birlikteliğimize sahip çıkarak, kaderdaşlık ve vatandaşlık ilkeleri çerçevesinde geleceğe yürüyeceğiz.

Tabii ki siyasi partiler arasında, bu konularla ilgili olarak da belirttiğim şekilde suçlama ve hakaretleri dışarıda tutuyorum, eleştiriler ve tartışmalar olmaktadır. Herkesin perspektifi farklıdır. Bunları bir noktada buluşturabilecek bir olgunlukla hareket etmemiz gerekmektedir.

"PKK TÜM YAPILARI İLE FESHEDİLMELİ"

Toplumsal merkezin, bu meseleleri yönetecek değerlere odaklanması gerekir. Aynı zamanda, her zaman söylediğim gibi, odağımızı kaybetmemeliyiz. Odağımız; PKK terör örgütünün feshi ve bunun gerçekleşmesi için silahların yakılması ve bırakılmasıdır.

İmralı Heyeti, Özgür Özel ile görüştü
İmralı Heyeti, Özgür Özel ile görüştü
İçeriği Görüntüle

Bu çerçevenin, hem bizim açımızdan hem de Sayın Devlet Bahçeli’nin tarihî çağrısı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade ile bir devlet politikasına dönüşmesi bakımından son derece önemli olduğu açıktır. Şimdiye kadar Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamalar çerçevesinde Cumhur İttifakı boyutu son derece sağlam, konsolide ve güçlüdür.

A A 20251222 40048548 40048540 A K P A R T I S O Z C U S U C E L I K P A R T I S I N I N M Y K T O P L A N T I S I N A I L I S K I N A C I K L A M A D A B U L U N D U

Aynı şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu hedefe ulaşmak için bütün devlet kurumlarına verdiği talimatlar doğrultusunda yürütülen çalışmalar, meselenin devlet ve kabine boyutunu da açıkça göstermektedir.

Yine Yüce Meclis’in, bu değerli komisyon vasıtasıyla sürece vaziyet etmesi, millî iradenin temsili açısından son derece kıymetli bir rol oynamış ve oynamaya devam etmektedir.

Bütün bu süreci; gayet olgun bir şekilde, marjinal söylemlere kapılmadan, toplumsal değerlerin merkezinde durarak, devletimizin niteliklerini ve milletimizin değerlerini herhangi bir şekilde tartışma konusu yapmadan ve hedef almadan yürütüyoruz. İnşallah bütün bu çalışmaların neticesinde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefine ulaşmayı ümit ediyoruz. Bundan sonraki çalışmalarımızı da bu çerçevede değerlendireceğiz. Arkadaşlarımız, yeni dönemle ilgili olarak, komisyona raporların teslim edilmesinden sonraki süreçte çalışmalarını yapmaya başlamışlardır.

17–25 ARALIK SÜRECİ

Bu hafta aynı zamanda, Türkiye’nin millî egemenliğine, ulusal egemenliğiyle birlikte devletimizin tüm değerlerine yönelik bir saldırı anlamına gelen ve kamuoyunda 17–25 Aralık süreci olarak kodlanan, Fethullahçı Terör Örgütü’nün devletimize ve milletimize bir yargı darbesiyle saldırısının yıl dönümüdür.

Daha sonrasında 15 Temmuz’a giden bütün sürece baktığımızda, bu terör örgütünün söz konusu süreçler vasıtasıyla bir hazırlık yaptığı, geriye dönüp değerlendirdiğimizde çok daha net bir şekilde görülmektedir. Esasında 17–25 Aralık’tan 15 Temmuz darbe girişimine kadar olan bu sürecin, Türkiye’nin millî egemenliğini gasbedip bu egemenliği birtakım yabancı odaklara devretmeyi amaçlayan bir yaklaşım olduğu daha açık biçimde ortaya çıkmıştır.

Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın o gün ortaya koyduğu şaşmaz irade, hiçbir tereddüt göstermeden sergilediği güçlü duruş; hem 17–25 Aralık’ta hem de 15 Temmuz gecesi bu girişimlerin bertaraf edilmesini sağlamıştır. Dolayısıyla burada, belki de Türk devlet hayatının, siyasi hayatımızın ve toplumsal hayatımızın en büyük tehlikelerinden biri bu şekilde savuşturulmuştur.

17–25 Aralık’tan 15 Temmuz’a giden süreci bütün boyutlarıyla değerlendirmek; millî egemenliğimizi korumak ve millî egemenliğimize yönelmesi ya da musallat olması muhtemel saldırılar karşısında her zaman hazırlıklı olmak bakımından son derece önemlidir. Bunu da özellikle vurgulamak istiyoruz. Milletimizin desteğiyle, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesine dönük her türlü saldırıyla mücadele etmeye devam edeceğiz.

"GAZZE İLE İLGİLİ OLARAK BÜTÜN ÇALIŞMALARIMIZA EN YOĞUN ŞEKİLDE DEVAM EDİYORUZ"

Değerli arkadaşlarım, Gazze konusu ve Gazze’deki kardeşlerimizin bu zor kış koşullarında yaşadıkları da elbette gündemimizdedir. Şu anda bir ateşkes vardır; ancak İsrail, bu ateşkesi ihlal etmeye dönük olarak her gün yeni bir eylem ve yeni bir saldırganlık üretmektedir. Şu ana kadar Gazze’nin yüzde 58’i fiilen işgal altındadır.

Burada tabii birtakım hatlar oluşturulmuştur. Bunlardan biri Sarı Hattır. Aslında Sarı Hat, ateşkese ulaşmak için gerekli askerî önlemlerden biri olarak ortaya konulmuştur. Ancak Genelkurmay Başkanı’nın “Sarı Hat yeni sınırdır” demesi, aslında ateşkesin tam zıttına bir açıklamadır. Bu, ateşkese hizmet eden değil; tam tersine Sarı Hat’ı bir ilhak olarak konumlandıran bir yaklaşımdır. Bu durum, ateşkesin bütün mekanizmalarına ve ateşkese ulaşmak için işletilmesi gereken yol haritasının tüm dinamiklerine aykırıdır.

Dolayısıyla burada, Sarı Hat başta olmak üzere bütün bu hatların aslında geçici bir askerî önlem olduğunu ve ateşkese ulaşmak amacıyla oluşturulduğunu unutmamak gerekir.

Gazze ile ilgili olarak bütün çalışmalarımıza en yoğun şekilde devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın da mesaisinin bir numaralı gündem maddesi Gazze’dir. Gazzeli kardeşlerimiz şimdiye kadar bütün insanlığa ders veren büyük bir onur ve haysiyet mücadelesi vermişlerdir. Orada, bütün insanlığın değerlerinin adeta tecessüm ettiği, cisimleştiği bir mücadeleyi hep birlikte gözlemliyoruz. Siyonist, katliamcı şebekeye karşı ortaya koydukları bu haysiyet mücadelesini bir kez daha selamlıyoruz.