Yıllarca somut gelişme olmayan ve yetkililerin hem Mumcu’yu koruma hem de dava konusunda ihmallerinin bulunduğu vurgulanan soruşturma ancak Ocak 2000’de, terör örgütü Hizbullah’a yönelik yapılan bir operasyonla yeni aşamaya geçebildi. Operasyonda Mumcu cinayetine ilişkin krokilerin ele geçirilmesinin ardından Uğur Mumcu Uzun Takip (UMUT) Operasyonu gerçekleştirildi ve gazetemizin yazarları Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve Ahmet Tanet Kışlalı cinayetlerinin de dahil edilmesiyle UMUT Davası açıldı.

‘OĞUZ DEMİR’ YERLEŞTİRDİ

Davada, Mumcu’nun aracına konan bombanın Ferhan Özmen tarafından hazırlandığı, Necdet Yüksel’in gözcülüğünde Oğuz Demir tarafından yerleştirildiği belirtildi. “Tevhit-Selam/Kudüs Ordusu” örgütü üyesi oldukları belirtilen sanıklar Ali Akbulut, Selahattin Eş, Ahmet Cansız ve Aydın Koral ile araca bombayı yerleştiren Demir’in dosyaları ayrılırken dosyadaki diğer sanıklara değişen yıllarda cezalar verildi. Ancak altı sanık hakkında Anayasa Mahkemesi’nin “yargılanma haklarının ihlal edilmesi” kararı verilmesi nedeniyle yeniden yargılama başladı. Tahliyeler sonrası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar dışında cezaevinde bulunan kimse kalmadı. Demir ise 30 yıldır firari durumda. 

‘KAÇAK’ KARARI

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, firari Demir hakkında Aralık 2022’de “kaçak” kararı verdi. Dava, Demir’in yokluğunda görülmeye devam edecek. 30 yıl sonra gelen kararın, zamanaşımını durdurabilmek adına olumlu olduğu belirtiliyor. 

"YA İSTENMİYOR YA KORUNUYOR"

Mumcu ailesinin avukatlarından eski CHP milletvekili İlhan Cihaner, “1990’lı yıllardaki özellikle Atatürkçü, demokrat, solcu gazetecilere, siyasetçilere, bilim insanlarına dönük saldırıların, Türkiye’nin genel siyasetini yönlendirmeye yönük saldırılar olduğu tartışmasız” dedi. Cihaner şunları söyledi: “Siyasi gereğinin yapılmadığını, devletin diğer birimlerinin konunun üzerine gitmediğini görüyoruz. Firari Oğuz Demir 30 yıldır bulunamıyorsa, bunu doğal bir durum olarak göremeyiz. İran’la ortak çalışma açıklamaları vardı. Bunlar ne oldu? Bu kişinin bulunmaması mümkün değil. Demek ki ya sonrasında ortaya çıkacak ilişkiler nedeniyle bulunması istenmiyor ya korunuyor ya da ideolojik yakınlık görüldüğü için üzerine gidilmiyor.”