Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın 2. duruşması devam ediyor.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.

Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar araç trafiğine kapatıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşmanın ikinci gününde, birleştirme kararı verilen iddianame yönünden 4 müşteki ile 2 tanığın dinlenilmesi bekleniyor.
Baro Başkanı Barut'tan duruşma öncesi açıklama
Bolu Baro Başkanı Sinan Barut, duruşma öncesi gazetecilere, dünkü duruşmada 4 müştekiye ilişkin iddianameye yönelik sanık savunmalarının alındığını hatırlattı.

Yargılama sürecine ilişkin bilgi veren Barut, "Sanık müdafilerinin tevsii tahkikat, yani kovuşturmanın genişletilmesi talepleri olmuştu. Mahkeme bunları reddetti. Bugün yeniden yeni delil veya kovuşturmanın genişletilmesine ilişkin talepler alınıyor. Buna dair mahkemenin olumlu veya olumsuz karar vermesi bekleniyor. Yargılama bu şekilde devam ediyor." diye konuştu.
Barut, bugün herhangi bir kararın çıkmasını beklemediklerini dile getirerek, "Muhtemelen sanık müdafilerinin mütalaaya karşı süre talepleri olacak. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından soruşturma izni verilen şüphelilerin halen davaya dahil olmaması ve bu yönde iddianame düzenlenmemiş olması da içeride tepkilere neden oluyor. Bu iddianamenin bir an önce hazırlanarak dosyayla birleştirilmesi talebinde bulunuluyor." ifadelerini kullandı.

Duruşmada herkesin savunma hakkını kullanıldığını belirten Barut, "Ancak savunmalar yapılırken 78 canımızı kaybettiğimiz bu faciada ailelerin acılarına karşı da hassas olunması lazım. Aynı şey meslektaşlarım için de geçerlidir. Herkesin acısı taze. Beklentimiz, duruşmaların bir an önce tamamlanması ve herkesin hak ettiği cezayı almasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Barut, mahkeme heyetinin, esasa ilişkin savunmaların hazırlanması için süre vermesinin öngörüldüğünü kaydederek, "Bu sürenin ardından herkes savunmalarını hazırlayacak, bir sonraki celsede davanın son bulacağına inanıyorum." dedi.

Duruşmada, talep üzerine mevcut dosyadaki müştekilerin avukatlarına söz verildi.
Müşteki avukatı Mehmet Eren Turan, kamu görevlileriyle ilgili soruşturma devam ettiği sırada esasa ilişkin mütalaa sunulmasının yargılamaya katkı sağlamayacağını ve ilerleyen süreçte usul açısından problemlere neden olabileceğini, mütalaanın içeriğinin yanı sıra zamanlamasının da hatalı olduğunu savundu.
Sanıkların hukuki durumlarını değiştirecek herhangi bir belgenin dosyaya eklenmediğini ifade eden Turan, tutuksuz sanık Mehmet Salun’un mesaj içeriklerinden tanıkları yönlendirdiğinin anlaşıldığını ileri sürdü.
Turan, dosyanın geldiği aşama itibarıyla toplanacak çok sayıda delilin olduğunu belirterek, "Sanıkların delil karartma ihtimali göz önüne alındığında tutukluluklarının devamını, tutuksuz sanık Mehmet Salun’un tutuklanmasını, eksik delillerin toplanmasını, eksiklikler giderildikten sonra mütalaanın verilmesini, Turizm Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma izni verildikten sonra hazırlanacak dosyanın bu davayla birleştirilmesini talep ediyoruz." diye konuştu.
"Biz derli toplu bir yargılama istiyoruz. Hıza gerek yok"
Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin de şair Sezai Karakoç’un "Sürgün Ülkeden Başkentler Başkenti"ne şiirinin son bölümünü okuyarak, yaşadığı her günü dünyada bir sürgün olarak gördüğünü ve bir an önce evlatlarına kavuşmayı beklediğini dile getirdi.

Gültekin, esas hakkındaki mütalaanın zamanlamasını eleştirip, böyle bir davada 2. duruşmada esasa ilişkin mütalaa verilmesinin doğru olmadığını söyleyerek, "Tanıklar dinlenilmemiş, evraklar gelmemiş… Biz derli toplu bir yargılama istiyoruz. Hıza gerek yok artık, yangından kaçırılacak malımız kalmadı. 78 canımız cayır cayır yandı. Biz 'Bolu’da, Ankara’da hakimler var' dedirtecek, kamunun vicdanını rahatlatacak bir yargılama istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarını hazırlamak için süre talep eden Gültekin, tüm sanıkların "olası kast" suçundan yargılanmasını istedi.
Söz alan diğer müşteki avukatları da kovuşturmanın genişletilmesini, eksik delillerin toplanmasını, tutuksuz sanıkların tutuklanmasını, tutuklu sanıkların da bu hallerinin devamına karar verilmesi talebinde bulundu.
Grand Kartal Otel’in fotoğraflarını çeken tanık dinlendi
Daha sonra tanık olarak beyanda bulunması için söz verilen fotoğrafçı Gözde Uludağ, 2015 yılında Grand Kartal Otel’in internet sitesi için Ceyda Hacıbekiroğlu’nun (Otelin yönetim kurulu üyesi) profesyonel çekim talebinde bulunduğunu ve bunun üzerine bir çalışma yaptıklarını anlattı.

Anlaşmayı Ceyda Hacıbekiroğlu ile yaptığını belirten Uludağ, "Bütün süreci Ceyda hanımla yürüttüm. Muhatabımız yalnızca kendisi olmuştur. 'Otelle hiçbir ilişkim bulunmuyor.' şeklindeki ifadeleri benim yaşadığım süreçle çelişiyor. Bundan dolayı kayıtsız kalmak istemedim." dedi.
Söz alan Hacıbekiroğlu’nun avukatının "Tanık önceki beyanı nereden biliyor?" şeklindeki sorusunun ardından ayağa kalkan aileler, "Katil Ceyda" diye bağırarak tepki gösterdi.
Sanık Ceyda Hacıbekiroğlu ise tanık ifadelerine yönelik beyanında, "2015’te böyle bir çekim yapıldığını hatırlıyorum. Emir bey ve babam 'Otelin fotoğrafları çekilecek, kadın gözüyle bakabilir misin?' dediği için bakmıştım." savunmasında bulundu.
Bekiroğlu’nun ifadelerinin ardından müştekiler, "Katil" şeklinde bağırdı.





