Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 20 Temmuz 1974 yılında gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nın 48'inci yıl dönümü dolayısıyla şehitlere Allah'tan rahmet diledi.

Harekatın gerçekleştirilmesinde önemli rol alan merhum başbakanlardan Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan'ı rahmet ve minnetle andığını söyleyen Karamollaoğlu, Milli Görüş'ün öncülüğünde akan kanın durdurulduğunu, adanın refah ve huzura kavuştuğunu ifade etti.


Karamollaoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

'20 TEMMUZ, TARİHİN ALTIN SAYFALARINDAN BİRİSİDİR'

''1974 yılına gelene kadar Kıbrıs’ta soydaşlarımıza karşı en acımasız katliamlar yapılıyordu. 1974 yılına gelindiğinde Kıbrıs’taki kardeşlerimizin yardımına koşuldu. Milli Görüş'ün öncülüğünde akan kan durduruldu, feryatlar dindirildi; Ada, barış ve huzura kavuşturuldu.

Eğer bugün Mavi Vatan'dan bahsedebiliyorsak; 1974'teki bu kararlı ve dirayetli duruş sayesindedir.

Bugün iktidarda bulunanlara düşen sorumluluk da; işte bu şahsiyetli duruşu devam ettirebilmektir.

Ve unutulmamalıdır ki; 20 Temmuz 1974, farklı kanaatlere sahip partilerin ülkenin çıkarları için nasıl güçlü bir ortak irade gösterebileceğinin örneğidir.


20 Temmuz, siyasetin ortak meselelerdeki samimi işbirliğinin Türkiye’nin çıkarlarına hizmet edeceğinin bir göstergesidir. 20 Temmuz, milletin bir arada oluşunun Türkiye’yi nasıl ayağa kaldıracağının, şahsiyetli bir dış politika sergileyerek başarılı bir harekatının gerçekleştirebileceğinin ispatıdır.

YUNANİSTAN SINIRINDAKİ ASKERİ HAREKETLİLİK

Bu tarihi günde bu tarihi hatırlatmayı neden yapıyoruz? Maalesef, "Avrupa’nın yaramaz çocuğu" Yunanistan, yine boyundan büyük işlere kalkıyor. Türkiye sınırında askercilik oynuyor. Yarın iktidarın bir ortağı olacağımızı da düşünerek, Yunanistan'ı bir kez daha uyarıyoruz. Ateşle oynamayı bırakın, tarihten ders alın, Amerika ve Fransa gibi ülkelerin gazına gelmeyin.


Tabii ki iktidarı da uyarıyoruz. Yunanistan’ın bu boyunu aşan hareketlerine karşılık atılacak en akıllıca adım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bağımsız bir devlet olarak dünyadaki tüm ülkeler tarafından tanınmasını sağlamak olacaktır.

Türkiye Kıbrıs’tan asker çekmek bir yana, tam tersine askeri varlığını daha da güçlendirmelidir.
Ada’daki huzur ve barış ortamının devam ettirilmesi ve Kıbrıs'taki kardeşlerimizin can güvenliği için bunu yapmak zorundadır. Bunu laf olsun diye söylemiyorum.. Çünkü Rumlar birer birer adaları silahlandırırken; AK Parti hükümeti maalesef, bir ara Kıbrıs’tan vazgeçmeyi ve asker çekmeyi tartışmaya açmıştı.