Tutuklandıktan sonra görevden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılması engellenirse alternatif bir adayı desteklemeye açık olduğunu söyledi.
Neredeyse beş aydır hapiste olan İmamoğlu, Bloomberg'e verdiği röportajda "demokratik meşruiyetin" tehlikede olduğunu söyledi.
İmamoğlu, mart ayında tutuklanmasının ardından yabancı basına verdiği ilk röportajda, muhalefet ittifakını temsil etmeyi hala umduğunu ancak "tereddüt etme zamanı olmadığını" belirtti.
İmamoğlu, danışmanları aracılığıyla Bloomberg'in sorularına yazılı olarak verdiği yanıtta, "Ancak tabii ki gerçekçiyim. Eğer resmen adaylığım engellenirse, demokratik muhalefet yine birleşmelidir" dedi. "Gerekirse başka bir isim öne çıkar, ama o kişi adalet, refah ve barış vizyonumuzu aynı kararlılıkla sürdürür."
Bloomberg'e göre bu sözler, 2028'de yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerine girememe ihtimalini göz önüne alan İmamoğlu'nun uzun bir hukuki mücadeleye hazırlandığını gösteriyor. Haberde, İmamoğlu'nun Türk siyasi sahnesinden uzaklaştırılması riskinin, Türkiye'nin sınırları ötesinde de yankılanacak bir etkiye neden olma potansiyelini taşıdığı vurgulanıyor.
Erdoğan ve İmamoğlu'nun politikalarının kıyaslandığı haberde şu değerlendirmeye yer verildi:
"20 yılı aşkın süredir iktidarda olan Erdoğan, Ukrayna ve Suriye gibi jeopolitik risklerden, göç ve enerji koridorlarına kadar her konuda sıkı bir kontrol sağlamaya çalışıyor. Geride kalan 10 yılda Rusya ile bağlarını derinleştiren, Çin ile diyalogu geliştiren ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerini yeniden güçlendiren Erdoğan, Donald Trump'ın başa geçmesiyle birlikte ABD yönetimi ile de yakın bir siyasi çizgide ilerliyor.
İmamoğlu ise daha liberal, şeffaf ve işbirliğine dayalı bir dış ve iç politika vaat ederek kendini yüzü Avrupa'ya dönük bir reformist olarak konumlandırıyor. 54 yaşındaki İmamoğlu tutuklandığında, Türkiye, uluslararası insan hakları grupları ve demokrasi gözlemcileri tarafından eleştirilmiş, Türk varlıkları sert bir şekilde değerkaybetmiş ve merkez bankasının - daha sonra bu kaybın büyük kısmını telafi etse de - 50 milyar dolar civarı rezerv harcaması gerekmişti. Ancak İmamoğlu'nun tutuklanmasına siyaset cephesinden tepki cılız oldu"
"İnsan hakları ve hukukun üstünlüğünü yüksek sesle savunan bazı ülkeler, bizim gerçeklerimizle karşılaştığında sessiz kaldı" diyen İmamoğlu, "Bu pragmatizm değil miyopluktur ve tehlikelidir" diye ekledi.
İmamoğlu, 2019 yılında AK Parti'den İstanbul'u aldığında ülke çapında öne çıkan bir siyasetçiye dönüşmüştü. Erdoğan'a yirmi yılı aşan siyasi hayatında ilk büyük yenilgiyi yaşatan İmamoğlu, o günden bu yana muhalefetin yüzü haline dönüşürken giderek artan sayıda davanın da hedefi haline geldi.
İmamoğlu, üniversite diplomasının mezuniyetinden otuz yıl sonra, mart ayında iptal edilmesinin ardından gözaltına alınarak tutuklandı. İstanbul Üniversitesi tarafından verilen iptal kararı, İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığına aday olmak için gerekli niteliklerden mahrum kalması anlamına geliyor.
Yolsuzluk ve terörizmi desteklemek gibi birçok suçlamayla karşı karşıya olan İmamoğlu, temmuz ayında İstanbul savcısını tehdit etmekten suçlu bulundu. İmamoğlu'nun aldığı ceza siyasi yasak anlamına gelmese de devam eden diğer davaların sonucuna bağlı olarak bu da söz konusu olabilir.
İmamoğlu tüm suçlamaları reddediyor ve tutuklanmasını, cumhurbaşkanlığına aday olmasını engellemek için yapılan "açık bir girişim" olarak nitelendiriyor ve bunun siyasi bir komplo olduğunu iddia ediyor. Yazılı çıklamasında "İktidar bürokrasiyi silah olarak kullandı" diyen İmamoğlu, "Diploma konusu, bu absürd davalardan yalnızca biridir" ifadelerini kullandı.




