Kılıçdaroğlu, Halk TV yazarı Fikret Bila’nın sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

-Son dönemde alışkın olmadığımız, sert bir üslup kullanıyorsunuz. Bunu özellikle uyuşturucu kaçakçıları ile ilgili konuşurken gördük. Ve son olanak 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi skandalında…

Evet, haklısınız. Bu haber ortaya çıktığı andan itibaren olayı yakından takip ettim. Her safhası hakkında bilgi sahibi olduk. Ben de herkes gibi büyük bir öfkeye kapıldım. Hatta hayatımda çok az böylesi bir öfkeyle dolduğumu açıkça söyleyebilirim. Ancak süreci gerek çocuğumuzun durumunu gerekse de hukuki sürecin sağlıklı işlemesini gözeterek özel bir hassasiyetle izledim.

Buradaki tablo, birkaç günlük tepki ve infial ile geçilecek bir tablo değil. Burada rezil bir tertip var. Çocuğumuzun ayan beyan ifadelerini inceleme gereği bile duymayan savcıdan sahte kemik ölçümü yaptıran kişilere, olayın vahametini gölgelemek için inancımızı öne süren medya kuruluşlarına ve sosyal medya elemanlarına kadar büyük bir tertip söz konusu. Önce bunu görmek gerekir. Türkiye ayağa kalkmıştır. Bu ülkenin vicdanı, haysiyeti ve geleceği söz konusudur. Şimdi de çıkmışlar “bu mesele siyaset üstü” diyorlar. Bu içimizi yakan, nefesimizi kesen durum, bizzat siyasetin ana konusudur. Kadınların, çocukların şiddete ve istismara karşı korunmasından daha önemli bir siyasi konu yoktur. Bunu çözmeyen siyaset, buna sessiz kalan siyaset çok açık söylüyorum; Bu suçların ortağı olur.

"Kadınlara ve muhafazakâr genç kızlarımıza seslenmek istiyorum: Ailelerinize, çevrenize bu hakikati anlatın"

Ben özellikle kadınlara, muhafazakâr ailelerden gelen genç kızlarımıza seslenmek istiyorum. Bu çocuğumuzun gözyaşlarını, çektiği acılarını bir an düşünün. Ailelerinize, çevrenize bu hakikati anlatın. Bu iktidar için her türlü zorbalığa göz yuman kişileri açık biçimde görün… Bunların ne inancımızla ne ortak değerlerimizle ne aileyle ne de maneviyatla bir ilgileri var. Onlar için sadece, tamah ettikleri para, lüks, şatafat ve mevkileri var. Artık yeter diyelim kıymetli evlatlarım, artık yeter diyelim… Bir masumun daha hakkına kastedilmesin istiyorsak, artık yeter diyelim!