Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Hatay'da yaşadıkları dairenin bulunduğu binanın yıkılması sonucu yaralanan aile, komşularıyla enkaz altında tanışarak, birbirlerine moral vermiş.

İnsani Yardım Vakfı (İHH) Antalya Şubesi arama kurtarma ekipleri, merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan depremlerinin ardından iki saat içinde malzemeleri araçlara yükleyerek bölgeye hareket etti.

AA-20230225-30408942-30408929-HATAYDA_DEPREMDE_BINALARI_YIKILAN_AILE_KOMSUSUYLA_ENKAZ_ALTINDA_TANISMIS

Hatay'a yönlendirilen ve ilk gün saat 16.00 civarında arama kurtarma çalışmalarına başlayan 28 kişilik ekip, enkazdan dolayı ulaşımın olmadığı çalışacakları alanlara, jeneratör, delici, kesici aletler başta olmak üzere malzemeleri sırtlarına yükleyerek ulaştı.

İlk gün enkazdan 5 kişiyi sağ çıkaran ekip, merkez ve ilçelerde çok sayıda enkazda görev aldı. İlk hafta 22 kişiyi kurtaran ekibe, Saraybosna, Endonezya ile İHH'nin Adana, Düzce ve Bursa ekipleri de dahil oldu.

AA-20230225-30408942-30408931-HATAYDA_DEPREMDE_BINALARI_YIKILAN_AILE_KOMSUSUYLA_ENKAZ_ALTINDA_TANISMIS

200 kişiyi sağ çıkardılar

İki hafta boyunca hummalı çalışma yapan ekip, toplam 200'ün üzerinde depremzedeyi enkazların altından sağ çıkarmayı başardı.

Antalya'ya dönen ekibin lideri Ali Uygur, Antalya'nın Lara bölgesinde yaşayan bir üyelerinin depremi hissettiğini ve bir yerde deprem olduğunu kendisi gece telefonla arayarak söylediğini anlattı.

AA-20230225-30408942-30408936-HATAYDA_DEPREMDE_BINALARI_YIKILAN_AILE_KOMSUSUYLA_ENKAZ_ALTINDA_TANISMIS

Televizyondan Kahramanmaraş merkezli depremleri öğrendiğini anlatan Uygur, Kahramanmaraş'a gitmek için yola çıktıklarını ancak genel merkez tarafından Hatay'a yönlendirildiklerini vurguladı.

İlk gün gece dolu ve yağmurun etkili olduğunu dile getiren Uygur, enkazın içinde terlediklerini, dışarı çıkınca da ıslanarak üşüdüklerini söyledi.

Telefon çekmediği için konum atamadıklarını, iletişim kuramadıklarını dile getiren Uygur, hem Antalya ekibini hem de Bosna Hersek'ten, Endonezya'dan, İHH'nin bazı şubelerinden gelen ekipleri koordine ettiğini bildirdi.

AA-20230225-30408942-30408938-HATAYDA_DEPREMDE_BINALARI_YIKILAN_AILE_KOMSUSUYLA_ENKAZ_ALTINDA_TANISMIS

Beşer kişilik guruplar halinde enkazlarda görev aldıklarına değinen Uygur, "200'ün üzerinde depremzedeyi sağ çıkardık. Arama kurtarma çalışmalarında ilginç şeyler de yaşadık. Anne ile kızını kurtarmak için mücadele ettik. Bilincini yüksek tutmak için konuşturuyorduk. Saatler sonra anneye ulaştık, çıkardık. Arkasındaki 8 yaşındaki kızına tam ulaşacağımızda sesi kesildi. Çıkardık, dakikalarca kalp masajı yaptım ama döndüremedim." diye konuştu.

"(Abi size kek yapacağız) diyenler oldu"

Uygur, günde 21 saat çalışıp, 2-3 saat dinlendiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "İskenderun'da 5 katlı binanın birinci katından 101. saatte arka arkaya 6 kişiyi kurtardık. Bu bize büyük moral oldu. Arkasından komşuları olan 2 kişiyi kurtardık. Komşularıyla enkazda kalmışlar, morallerini yüksek tutmak için birlikte şarkılar, marşlar söylemişler. Kaç yıldır aynı binada oturuyorlar, birbirleriyle enkazın altında tanışmışlar. Kurtarma sırasında çok samimiydiler, diyalog halindeydiler. 'Çaya, çorbaya bekleriz, tatlı ısmarlayalım. Abi size kek yapacağız.' diyenler oldu. Onlarla sürekli sohbet ederek bilinç seviyelerini ölçmeye çalıştık."

Hamza Dağ: Gündemimizde termik santral yok Hamza Dağ: Gündemimizde termik santral yok

Bir taraftan da enkaz altındakilere moral vermeye çalıştıklarını ifade eden Uygur, enkazın altındakilerin sadece kendisinin evinin yıkıldığını sandığını söyledi.

AA-20230225-30408942-30408940-HATAYDA_DEPREMDE_BINALARI_YIKILAN_AILE_KOMSUSUYLA_ENKAZ_ALTINDA_TANISMIS

"Hayatını kaybedenlerin büyük bölümü birbirine sarılmıştı"

Yakınlarını kaybedenlere, vefatları söylemediklerini belirten Uygur, şöyle devam etti: "Arkadaşlara, 'Kesici delici alet getirin.' diyorum. Sesimi duyan enkazın altındaki amca, 'Aşağıda Turkcell bayisi var, orada kesici alet var. Benim çocuğa söyleyin, getirsin.' diyor. Binanın yıkıldığından haberi yok, ortada ne bayi ne bir bina var. Çocuğu da enkazın altında. 'Tamam söyleriz.' diyorum. Enkazın altında vücudu buzdolabına sıkışmış, 'Beni bırakın, annemi babamı kurtarın.' diyor."

Deprem anında daha çok "çök, tutun, kapan" yaparak yaşam üçgeni oluşturanların kurtulduğuna dikkati çeken Uygur, "Ölenlerin büyük bölümü birbirine sarılmıştı. Beş kişilik aile, birbirlerine sarılmışlar, geniş yer kapladıkları için hepsi vefat etmiş. Ayrı ayrı kapansalar kurtulma şansları var." dedi.