Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Memur-Sen Ankara İl Divan Toplantısı'na katıldı. Oktay konuşmasına Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı merhum Mehmet Akif İnan’ı anarak ve katılımcılara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde kamuda sendikacılığın güçlenmesi için önemli reformlara imza atıldığını bildiren Oktay, “Attığımız adımlarda her zaman sizlerden gelen taleplere kulak verdik; her bir düzenlemeyi de yine sizlerle istişare içinde hazırladık. 28 Şubat’ın o karanlık günlerinde kamu personelinin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanan kamuda kılık kıyafet yasaklarını biz kaldırdık. Aynı şekilde, inancından ötürü ötekileştirilen, türlü mağduriyetler yaşayan kamu personelimizin imdadına da biz koştuk ve inanç özgürlüğü ve haklarıyla ilgili sağlam güvenceler getirdik.” ifadelerini kullandı.

AW877831_05

"Cumhuriyet tarihimizin en önemli maaş artışlarını gerçekleştirdik"

Borsa güne hafif yükselişle başladı Borsa güne hafif yükselişle başladı

Statü ve özlük haklarında devrim niteliğinde reform yapıldığını kamu personelinin refahının artırıldığını bildiren Oktay, “Memurumuzu, kamu çalışanımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz dedik, Cumhuriyet tarihimizin en önemli maaş artışlarını gerçekleştirdik. 2023 yılı başında kamu çalışanlarımıza ilave yüzde 13,5 oranında refah payı vererek çalışanlarımıza yüzde 30 oranında zam yaptık. Maaş promosyonlarının doğrudan personele ödenmesini temin ettik, bu sayede kamu görevlilerimize ciddi oranda ek gelir sağladık” dedi.

"Bu dil 28 Şubat’ın, Yassıada zihniyetinin dilidir"

Muhalefetin 3K önerisinde olduğunu kaydeden Oktay, “3K öneriyorlar. Kaos, kriz, kakofoni. Başlarında da 2K var, Kemal Kılıçdaroğlu. Yani, katmerli kaos. Ne yapıyor Sayın Kılıçdaroğlu? Evinden çektiği videolarla memurları, bürokratları tehdit ediyor. Ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına, meşru iktidarına uyan memurlara parmak sallıyor, onları tehdit ediyor, göreve gelmesi halinde hesap soracağını söylüyor. Bu dil, zehirli bir dildir. Bu dil kirli bir dildir. Bu dil, ne demokrasi ne de devlet adabına sığar. Bu dil anarşinin dilidir. Bu ötekileştirici dil, 28 Şubat’ın, Yassıada zihniyetinin dilidir. Bu dilin Türkiye’ye, devletimize, demokrasimize, bürokrasimize egemen olmasına göz yumulamaz" ifadelerini kullandı.