Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD), duruşma öncesi ortak bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, Şebnem Korur Fincancı’nın uzmanlık alanına ilişkin kendisine yöneltilen bir soruya, bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu olarak verdiği yanıtın soruşturma gerekçesi yapılması eleştirilerek, "Türkiye’nin de imzacısı olduğu Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’nde açıkça belirtildiği gibi sürdürdüğü insan hakları savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle, her türlü karalama, damgalama, keyfi soruşturma ve yargılamalara karşı bizzat kamu gücü tarafından korunması gerekirken ağır bir yargısal tacize maruz bırakıldı” denildi.

Siyasal iktidarı ve yetkilileri, Fincancı şahsında tüm insan hakları savunucularına yönelik her türlü tacize son vermeye çağıran açıklamada,  şunlar kaydedildi:

“Şebnem Korur Fincancı, hiçbir şekilde yalnız olmadı ve yalnız değildir. İlk günden itibaren gerek ülke içinde ve gerekse ülke dışında, hukuksuzluğun giderilmesi ve sevgili Şebnem’in bir an önce özgürlüğüne kavuşması amacıyla umut ve heyecan verici muazzam bir dayanışma ortamı oluştu. Dayanışmanın onarıcı, değiştirici ve dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Şimdi bu dayanışma ortamını daha da büyütmenin zamanıdır. Yani iyi hekimliğe, bilme, insan hakları, hukuk ve demokrasi değerlerine sahip çıkmanın tam da zamanıdır.”