Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkede darbe sadece siyaset kurumuna, milli iradeye yapılmadı, darbelerin asıl yıkıcı etkisi, eğitim başta olmak üzere gençlerimizin geleceğini şekillendiren alanlarda görüldü." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 53. TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, "külliye", "milletin evi" dediklerinde birilerinin rahatsız olduğunu söyledi. Külliyelerin asırlardır bu ülkenin, medeniyet dünyasının ilim, müzakere, tören, sosyal hizmet merkezi olarak faaliyet gösterdiğini aktaran Erdoğan, külliyelerin temelinde, halka hizmet anlayışının bulunduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin de çalışma alanlarının yanı sıra kütüphanesi, kongre merkezi, sergi merkezi, camisi ve diğer tüm birimleriyle her kesimden her yaştan insana hizmet verdiğini belirten Erdoğan, Millet Kütüphanesi'nin ise gençlerin adeta ikinci evi gibi olduğunu dile getirdi. Erdoğan, 24 saat açık olan Millet Kütüphanesi'nde öğrencilere ikramların da yapıldığını söyleyerek, şu anda tüm gençlikle haşru cem olan bir iktidarın bulunduğunu vurguladı.

Dün, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif'in ziyarette bulunduğunu anımsatan Erdoğan, Başbakan Şerif'e Millet Kütüphanesi'ni gösterdiğini ve gezmesini istediğini anlattı. Şerif'in bugün Millet Kütüphanesi'ni gezdiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: "Dünyada bu Millet Kütüphanesi'nin eşi benzeri neredeyse yok. Bununla rahatlıkla iftihar edebiliriz. Önemli olan şu, birileri ne yapıyor değil, birilerinin yaptığını geçebiliyor muyuz, bunları aşabiliyor muyuz? Çünkü Müslüman Türk'e bu yakışır, biz de bunu yapıyoruz. Örneğin ben bu proje için birçok mimar arkadaşıma, 'dünyayı dolaşacaksınız, bütün oralardan beğendiklerinizi alacaksınız, sonra da projelendirip bu külliyemize milletin evine yapacağız' dedim. Sağ olsunlar dolaştılar, dünyanın dört bir yanına gittiler. Akif diyor ya, 'Alınız ilmini garbın, alınız sanatını/Veriniz hem de mesainize son süratini'. Mesele işte bu. Bütün Batı'nın ilmini alacaksın, ahlaksızlığını değil, ilmini alacaksın ve ona da kendi mührünü vuracaksın."

"Rami Kışlamızı bir kongre merkezinin dışında orayı da kütüphaneye çeviriyoruz"

Kongre ve Kültür Merkezi'nin de Ankara'nın en önemli toplantılarına ev sahipliği yaptığına işaret eden Erdoğan, "Tabii burayla kalmadık. Şimdi bir de İstanbul'da yapıyoruz. İstanbul'da Rami Kışlamız vardı, bu tarihi kışlamızı aynen burası gibi, bir kongre merkezinin dışında orayı da kütüphaneye çeviriyoruz. İnşallah orası da bu yıl sonu veya önümüzdeki yılbaşı filan bitecek ve orada da yine öğrencilerimiz 24 saat gelip rahatlıkla derslerini çalışacaklar, oturacaklar, kendilerine bu devlet ikramlarını yapacak, ikram izzetle inşallah buralarda vakitlerini değerlendirmiş olacaklar." diye konuştu.

Külliye içerisinde sergi salonunun da kendi alanında Türkiye'nin en iyi etkinlik alını olduğunu vurgulayan Erdoğan, külliyedeki Millet Camii'nin de Beştepe'den Ankara'yı günde beş vakit selamlayan abide bir eser olduğunu belirtti.

Erdoğan, "Asırlarca ilim ve gönül dünyamızı aydınlatacak, insanımıza hizmet verecek bu eserlerden kim rahatsız olabilir ki? Aksi yönde tepki gösterenler, aslında kendi ülkelerinin ve milletlerinin medeniyet mirasının zenginleşmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Biz ne yapıyorsak milletimiz için özellikle de çocuklarımız için gençlerimiz için yapıyoruz." sözlerini sarf etti.

Gençlerin, bu ülkenin geleceği ve umudu olduklarını belirten Erdoğan, "Biz, gençlerimizi nasıl okumaya, araştırmaya, tefekküre, üretmeye teşvik ederiz bunun derdindeyiz. Evlatlarımıza kendileri ailelerine, milletine, devletine en ideal hizmetleri verebilmesi için ne gerekiyorsa onu sağlamanın peşindeyiz. Bugün ödül töreninde bir arada olduğumuz Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması işte bu çabanın ürünlerinden biridir." açıklamasında bulundu.

AA-20220602-28051686-28051680-CUMHURBASKANI_RECEP_TAYYIP_ERDOGAN

Uzay programı hazırlıkları

Türkiye'nin uzay programına dikkati çeken Erdoğan, "İçinizden birileri, bir veya ikisi uzaya gidecek. Birilerinin Neil Armstrong'u varsa bizim de Ahmet'imiz, Ayşe'miz, Fatma'mız var. Bize düşen, bunun altyapısını yapmak. Şimdi de inşallah hazırlıklar devam ediyor, bir an önce başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, TÜBİTAK olmak üzere bu çalışma devam ediyor." bilgisini verdi.

Yıllar içerisinde gelişen, büyüyen; öğrenciler için büyük bir teşvik kaynağı haline gelen TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmasının 53'üncüsünün ödül töreninde olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu dile getiren Erdoğan, "Ödüllerini takdim edeceğimiz gençlerimizin araştırma projeleri külliyenin sergi salonunda sergilendi. Sergiye de coşkulu bir katılım olduğunu biliyorum. Şimdi burada Kongre ve Kültür Merkezi'mizde ödüllerini vereceğimiz gençlerimizin her birini ve öğretmenlerini özellikle tebrik ediyorum." dedi.

"Gençlerle yol yürüyen, gençlerle birlikte mücadele veren insan yorulur mu"

Kendisinin sık sık, "Cumhurbaşkanım siz yorulmuyor musunuz?" sorusuyla karşı karşıya kaldığını aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben de diyorum ki gençlerle yol yürüyen, gençlerle birlikte mücadele veren insan yorulur mu? Enerjiyi sizden alıyorum, aldığım enerjiyi de eserlere veriyorum. Neşet Ertaş ne diyor, 'Aşkınan çalışan yorulur mu?' Biz milletimize deruni ve samimi bir aşkla hizmet ettiğimiz için yorulmuyoruz. Siyasi hayatım boyunca hep gençlerimizin önünü açmanın, onları desteklemenin mücadelesini verdim. Bu ülkede darbe sadece siyaset kurumuna, milli iradeye yapılmadı. Darbelerin asıl yıkıcı etkisi, eğitim başta olmak üzere gençlerimizin geleceğini şekillendiren alanlarda görüldü. Mesleki eğitimin önü kesilerek gençlerimizin geleceği karartıldı. Genç kızlarımızın eğitim hakları başörtüsü bahanesiyle engellenerek ayrımcılık yapıldı. Yükseköğretim imkanı, sanki bir hak değil de imtiyazmış gibi dar tutularak pırlanta gibi gençlerimizle hayallerinin arasına girildi. Spordan teknolojiye ve kültür sanata kadar her alanda gençlerimizin umutlarını törpüleyecek ihmaller sergilendi. Bakmayın siz bugün, gençlerimiz için üzülüyormuş gibi yapanlara, bakmayın siz gençlerimizin hayallerini ve umutlarını istismar edenlere, biz bunların cemaziyelevvelini iyi biliriz. Bunlar görünüşte 'mış' gibi yaparlar, kafalarının arkasında ise kırk tilkiyi kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştırırlar. Bizim neslimiz, bunların hepsini de bizzat yaşadı, şahit oldu. Sizler de internet kaynaklarını inceleyerek, geçmişte gençlerimize hangi haksızlıkların yapıldığını tek tek görebilirsiniz."

AA-20220602-28051686-28051672-CUMHURBASKANI_RECEP_TAYYIP_ERDOGAN

Bu ülkenin başbakanının düzmece mahkeme kararları ile idamına alkış tutanların hukukun lafını etmeye bile haklarının olmadığını belirten Erdoğan, "Gençler, Adnan Menderes'ten, Fatin Rüştü Zorlu'dan, Hasan Polatkan'dan bahsediyorum. Bu insanlar, devleti yöneten büyüklerimizdi ama bunlar, maalesef işte o malum zihniyet tarafından idam edildiler. Şimdi özgürlük narası atanlar, geçmişte insanlarımızın en temel haklarının bile ellerinden alınmasına ses çıkartmamışlar hatta teşvik etmişlerdir." diye konuştu.

Gençlere, Boraltan Köprüsü hadisesini bilip bilmediklerini soran Erdoğan, şöyle devam etti: "Meşhur Boraltan Köprüsü'nde askerlerimiz, ne yazık ki düşmanın eline bırakılmış ve o askerlerimiz, o dönemin yönetimine aynen dönerek şu ifadeyi söylemişlerdir, demişlerdir ki: 'Bizi düşmana teslim etmeyin. Bizi siz öldürün ama düşmana teslim etmeyin.' Maalesef düşmana teslim ettiler. İşte o zaman ki bizim Mehmetlerimiz, düşman tarafından şehit edildiler. Bu ülke bunları yaşadı. Biz, bunların bir daha yaşanmasını asla istemiyoruz. Bu ülkede bir daha Boraltan Köprüleri olsun istemiyoruz ve biz diyoruz ki nasıl şimdi Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Besler Deresi'nde teröristlerin inlerine girip onları gömüyorsak gömmeye de devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin bulunduğunu ama şehitlerin 10-15-20 katı öldürülen teröristlerin olduğuna işaret ederek, "Çünkü biz, şehitlerimiz noktasında 'Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda/ Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda/ Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' diyerek bu mücadeleyi veriyoruz." ifadelerini kullandı.0

"Her alanda ülkemize çağ atlatacak eserler ve hizmetler veriyoruz"

Cuntacılar karşısında el pençe divan duran siyasetçileri, bürokratları ve hukukçuları unutmadıklarını vurgulayan Erdoğan, "Biz çocuklarımız aynı sıkıntıları çekmesin, aynı zorlukları yaşamasın diye 20 yıldır eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaşımdan enerjiye, her alanda ülkemize çağ atlatacak eserler ve hizmetler veriyoruz." dedi.

Göreve geldiklerinde Türkiye'de 76 üniversite varken şimdi 207 üniversite olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Göreve geldiğimizde parmak sayıları kadar ilimizde üniversite varken şimdi 81 vilayetimizin tamamında üniversite var. Niçin? İstedik ki benim Hakkari'deki evladım üniversite için İstanbul'a, Ankara'ya gitmesin. Hocalarımız, Hakkari'ye gitsin, orada kendi ilinde onlara dersini versin ve şimdi öyle." diye konuştu.

Diğer yandan da ilim noktasında şu anda çok daha farklı, başarı oranı yüksek neticeler alındığına dikkati çeken Erdoğan, üniversite giriş imtihanlarında eğer Iğdır, Hakkari, Kars, Ardahan'dan birinciler çıkıyorsa bunun, atılan adımların neticesi olduğuna işaret etti.

AA-20220602-28051686-28051673-CUMHURBASKANI_RECEP_TAYYIP_ERDOGAN

Erdoğan, "Gençlerimiz sadece eğitimlerine, sadece zihni ve fiziki gelişimlerine odaklanabilsin diye her türlü yatırımı yapıyoruz, yapacağız. Araştırma desteklerinden bilim merkezlerinde, burslardan festivallere, laboratuvarlardan şenliklere kadar gençlerimizi araştırmaya ısındıracak her adımı atıyoruz." dedi.

Geçen hafta TEKNOFEST Azerbaycan'da olduklarını hatırlatan Erdoğan, "Bakü'deki festivalde elverişli şartlar hazırlandığında gençlerimizin neler yapabildiğine bir kere daha şahit oldum. Bunları gördükçe tekrar gururlanıyor, gençlerimiz adına umutlanıyoruz. İnşallah bu sene TEKNOFEST'i Samsun'da gerçekleştireceğiz." şeklinde konuştu.

Eğitimin her alanında ülkede tarihi dönüşümlere imza attıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Mesela geçmişte ülkemizdeki en büyük sıkıntılardan biri ders kitaplarıydı. Biz ders kitabı bulamazdık. Gençler, siz 'teksir kağıdı' nedir bilir misiniz? Söyleyeyim, teksir kağıdı saman ama o saman kağıttan rulo çeviren makine. O makinede oraya ders notları yazılırdı ve bu işlem bitince de kağıdının tamamının neredeyse mürekkeple adeta boyalanmış hale geldiğini görürdük. Ve biz bunları ağabeylerimizden satın alamazdık, vermezlerdi. Kırtasiyeci dükkanına gidersiniz kitap almak için o kitabınız yok. Bir hafta sonraya size gün verirlerdi, bir hafta sonra gidip kitap almaya çalışırdınız. Biz bunları yaşadık, dedik ki: Bu nesil bunları yaşamasın. Ve kitaplarınızı sıralarınızın üzerine koyalım ve eğitim öğretim yılı başlarken yavrularımız bütün kitaplarını sıranın üzerinde görsünler. Kuşe kağıttan bu kitaplarla beraber eğitim öğretim yılına başlasınlar. "

Erdoğan, bunu yapmaya devam edeceklerinin altını çizerek, "Çünkü bu nesil, bizim yaşadığımız sıkıntıları yaşamasın istiyoruz ve yaşamasın ki biz sadece şunu bekleyelim: Çocuklar, iyi okuyun, düşünün, uygulayın ve neticeyi de alın." dedi.

"Şu ana kadar yaklaşık 4 milyar kitabı ücretsiz dağıttık"

Öğrencilere 2003'ten beri her eğitim öğretim yılı başında ücretsiz olarak bu ders kitaplarını bunun için verdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Şu ana kadar yaklaşık 4 milyar kitabı ücretsiz dağıttık. Bu dönem başında yardımcı kaynakları da ücretsiz dağıtmaya başladık. Önümüzdeki eğitim öğretim yılında bir yenilik daha yapıyoruz. Ücretsiz dağıttığımız ders kitapları ile birlikte yardımcı kaynaklarımızı da öğrencilerimize ulaştıracağız. Sene sonuna kadar 100 milyon yardımcı kaynağı öğrencilerimize teslim ediyoruz. Bu yeni uygulamanın ülkemize, öğrencilerimize, öğretmenlerimize hayırlı olmasını diliyorum."