Davada esas hakkındaki savunmasını yapan tutuklu sanıklardan MHP'li Serdar Öktem, "Ben tutuklu olarak yargılanmayı kendime hukuki olarak izah edemiyorum. İfadem tarafıma dahi verilmedi. Haksız ve hukuka aykırı işlemler yapılmıştır. FETÖ’cülerin attığı tweetler iddianameye giriyor. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. Duruşmaya yarın 09.00'da devam edilmek üzere ara verildi. 

Gazeteci Barış Pehlivan, mahkeme sonunda tetikçi Eray Özyağcı'nın gazetecilere doğru eliyle "tetik" işareti yaptığını belirtti. 

Ekran Görüntüsü 2024 09 30 201323

Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’nın Çankaya ilçesindeki Çukurambar semtinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Ateş’in öldürülmesine ilişkin 12’si tutuklu toplam 22 sanığın yargılanmasına Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam ediliyor.

Sinan Ateş davası: Tetikçi Eray Özyağcı, gazetecilere eliyle tetik işareti yaptı; bilirkişi hakkında "soruşturmaya yer yok" kararı verildi

Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde 5 gün sürmesi planlanan duruşmada, savcının esas hakkındaki mütalaasına ilişkin tarafların beyanları alınmaya başlandı. Duruşma yarın da devam edecek

sinan ateş

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in Ankara’da silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin görülen davada Mahkeme Başkanı, dava dosyasına son olarak hazırlanan ve “Sinan Ateş’i öldüren tüm kurşunların tetikçi Eray Özyağcı’nın silahından çıktığına” yönelik tespiti yapan bilirkişi hakkında soruşturma açıldığını, ancak Başsavcılık tarafından soruşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini söyledi.

Davada esas hakkındaki savunmasını yapan tutuklu sanıklardan MHP'li Serdar Öktem, "Ben tutuklu olarak yargılanmayı kendime hukuki olarak izah edemiyorum. İfadem tarafıma dahi verilmedi. Haksız ve hukuka aykırı işlemler yapılmıştır. FETÖ’cülerin attığı tweetler iddianameye giriyor. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. Duruşmaya yarın 09.00'da devam edilmek üzere ara verildi. 

Gazeteci Barış Pehlivan, mahkeme sonunda tetikçi Eray Özyağcı'nın gazetecilere doğru eliyle "tetik" işareti yaptığını belirtti. 

 

Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’nın Çankaya ilçesindeki Çukurambar semtinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Ateş’in öldürülmesine ilişkin 12’si tutuklu toplam 22 sanığın yargılanmasına Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam ediliyor.

Duruşmaya verilen ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, CHP milletvekilleri Deniz Demir ve Mahir Polat, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, İYİ Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır da takip etmek için salonda hazır bulundu.

Yoğun güvenlik önlemi

Saat 09.30'da başlayan duruşma nedeniyle cezaevi çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Cezaevi çevresinin yanı sıra duruşmanın görüldüğü mahkeme salonunda da çok sayıda polis, jandarma ve cezaevi görevlisi önlem aldı.

Ayşe Ateş'ten duruşma öncesi açıklama

Duruşma öncesi Sözcü TV'de İpek Özbey'e konuşan Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş "Tüm siyasi partilerde rahatsız olan çok sayıda isim var. Ellerinden geldiği kadar bu davaya destek oluyor, yanımızdalar. MHP içinde de bu durumdan rahatsız olup, üzülen birçok milletvekili var. İsim sormayın, için için yanan, bu durumdan çok rahatsız olan ama sesini çıkarmayan, çıkaramayan vekiller olduğunu biliyorum. Ama üzerindeki baskılardan dolayı söyleyemiyorlar. Kim olursa olsun bir zulüm var ortada. Aklı ve vicdanı olan her insan buna üzülür zaten" dedi.

Ayşe Ateş, duruşmayı izlemek üzere geldiği Sincan Cezaevi önünde yaptığı açıklamada ise şunları söyledi:

"Tam bir yargılanma yok eksik bir iddianame ile yarım bir mahkeme kuruldu. Bugün bu mahkemeden ne karar çıkarsa çıksın bizim için eksik olacak tam olmayacak. Tam bir yargılanma yapılmıyor. Bir değil bin tane daha rapor yazdırsalar yine aynı şey çıkacak. Sinan’ı Eray Özyağcı öldürdü. Kameralarda görünen de bu. İstedikleri raporu yazdıramayınca yine tekrar zıplamaya başladılar. İsterlerse bin tane rapor yazdırsınlar gerçek değişmeyecek. Ta ki gerçek suçlular asıl failleri azmettiriciler bu işin arkasındaki siyasi uzantısı da dahil edilerek onların da hak ettikleri cezası alacakları güne kadar mücadelemize devam edeceğiz."

Ateş ailesinin avukatı Ali Yücel, duruşmaya katılmadı

Ateş ailesinin avukatı Ali Yücel, bugünkü duruşmaya katılmadı. Yücel'in yerine avukat Hüseyin Kaya duruşmada hazır bulundu. Halk TV'den İsmail Saymaz'a konuşan avukat Ali Yücel, davadan çekildiği yönündeki iddiayı yalanlayarak, "Eşim ve çocuğum rahatsızlar, hastanedeyiz. Aynı şekilde ben de rahatsızım, o sebeple katılamadık. Çekilmedik, vekaletimiz dosyada duruyor" dedi. 

"Sinan Ateş’i öldüren tüm mermiler Eray Özyağcı’nın silahından çıktı" tespitini yapan bilirkişi hakkında soruşturmaya yer yok kararı

Mahkeme Başkanı celsenin avukat beyanlarıyla devam edeceğini bildirdi. Mahkeme Başkanı, dava dosyasına son olarak hazırlanan ve “Sinan Ateş’i öldüren tüm kurşunların tetikçi Eray Özyağcı’nın silahından çıktığına” yönelik tespiti yapan bilirkişi hakkında soruşturma açıldığını ancak Başsavcılık tarafından "soruşturmaya yer olmadığına" karar verildiğini bildirdi. 

Tetikçiden "Selman kameranın görmediği yerden bana ateş etti" savunması

Duruşmada tutuklu sanıkların esas hakkındaki savunmalarına geçildi. Eray Özyağcı, maktul Ateş’i tasarlayarak öldürmediğini iddia ederek, şu savunmayı yaptı:

"Tasarlayarak kimseyi öldürmedim. Amacım yaralamaktı, kastım öldürmek olsaydı ben kafeden çıktığımda Sinan ve Selman hep beraber gidiyordu. Sırtlarından vurur olay yerinden uzaklaşırdım. Ben bunu yapmadım, kaldırımda bekledim. Karşılarına çıktım üç el ayaklarına ateş ettim. Yüz üstü düştü, arkadaşları hareket edince panik oldum. Selman silahını bana doğrulttu. Ben de Selman’ın omuz bölgesine ateş ettim. Ben zaten onları vurabilirdim, macera aramazdım. Selman kameranın görmediği yerden bana ateş etti. Hedef gözetmeksizin ben de ona karşılık verdim. O sırada Ahmet Keşik’te ateş etti, sonra olay yerinden hızlıca kaçtım. Benim niyetim öldürmek olsaydı öldürürdüm. Karşısına çıktığım zaman ayağına ateş etmezdim, kafasına, göğsüne ateş ederdim. Siz beni ölümden sorumlu tutuyorsanız kamera kaydından kastım net olarak belli. Ben suçumu zaten kabul ediyorum. Ama bu şekilde bana zulmedilmez. Benim kastım vallahi öldürmek değildi. Ben direk kafasına ateş eder kaçardım. Yanındaki kişilerle benim hiçbir alakam yok. Selman’ın koluna ateş etmek istedim, öldürmek istemedim. Sesimizi de kimseye duyuramıyorum. Ben kimseden korkmuyorum." 

Silahlı eylemi organize eden ve azmettirici olarak yargılanan tutuklu sanık Doğukan Çep de "Vereceğiniz her türlü karara saygılı ve de razı olduğumu bilmenizi isterim. Gönül ister ki olguya göre karar verilmesidir. Gönlüm rahat vicdanım rahat. Ben Ankara’ya kimseyi öldürmeye göndermedim, gönderirsem gönlüm rahat olmazdı. Çünkü ben birinin ölüm emrini vermiş olacaktım. Bunu da yapsaydım zaten derdim ki 'Evet ben bunu öldürmeye gönderdim' derdim. Delikanlı gibi söylerdim daha önce de söyledim" savunmasını yaptı.

"Bunların olabileceğini, bu tür bir elim olaya dönüşebileceğini ben düşünemedim"

Olayda motosikleti kullanan tutuklu sanık Vedat Balkaya da "Kullanmış olduğum motosikletin plakasının bantlı olduğunu iddia eden buraya iki tane yalancı tanık geldi. Bunlara bir yerlerde dokunulduğuna ben kesinlikle inanıyorum. Bunu kesinlikle reddediyorum. Asılsız bir iddiadır, tanık beyanları ve bu konudaki iddialar kesinlikle mesnetsiz ve iftiradır. Bunları reddediyorum. Bu olay benim gözümde basit bir alacak verecek meselesi, bunun ötesine geçmeyeceğini ben kendimce düşünüyordum. Fakat bunların olabileceğini, bu tür bir elim olaya dönüşebileceğini ben düşünemedim. Bu yüzden plakayı kapatma ihtiyacı da duymadım" iddialarını dile getirdi. 

"Azmettiricilikle ilgili tek bir soru bile sorulmadı. Siyasi parti üyeliğim soruldu"

Tutuklu sanıklardan eski Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş da savunmasında şunları öne sürdü:

Gece kulübündeki yangın davası devam etti Gece kulübündeki yangın davası devam etti

"Daha önce de söylediğim gibi iddanameyi reddediyorum. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Bu mütalada üzerime atılan suçlamaları reddediyorum. Olaya karışanları tanımıyorum. Maktul ile herhangi bir husumetim yoktur. Benim azmettirici olduğumla ilgili bir delil bile yoktur. Kimse de buna inanmıyor Sayın Savcı dışında. Gözaltına alındığım sırada 4 kişinin adı sorulduğunda emniyette hiçbirini tanımadığımı söyledim, telefonumun şifresini verdim. Bir camiayı karalamak için telefonumun aparat haline geleceğini bilemedim. Azmettiricilikle ilgili tek bir soru bile sorulmadı. Siyasi parti üyeliğim soruldu. Bana ağırlaştırılmış müebbet istenmesini anlamak mümkün değil. Doğukan ve Tolgahan’ın plan yaptığı söyleniyor ama herhangi bir delil yok. Ben müebbet ceza istenecek herhangi bir suça bulaşmadım. Eray Özyağcı'nın tutuklandığını televizyondan öğrendim. Hatta buna sevindim, olayın failleri yakalandı ben özgür kalacağım diye."

Tetikçi Özyağcı'dan gazetecilere "tetik" işareti 

Sinan Ateş'in tetikçisi Eray Özyağcı, mahkeme sonunda gazetecilere dönerek eliyle "tetik" işareti yaptı. Pehlivan olayı sosyal medyadan şöyle duyurdu:

"Mahkeme sonunda, Sinan Ateş’in katili Eray Özyağcı bizim olduğumuz yöne doğru eliyle tetik işareti yaptı."

Asarkaya: Sinan Ateş'in adını dahi duymamıştım bu olaya kadar

Sanıklardan, Sinan Ateş'e yönelik "toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçuna yardım etmekten yargılanan Zekeriya Asarkaya, savunmasında şu iddialarda bulundu:

"Mütalaada 15-20 sene ceza almam isteniyor. Yer temin ettiğim söyleniyor. Ben daha önce yatıp çıktım. Bunu hukuken biliyorum. Bence hiçbir insanın bir cinayete isteyerek yardımcı olacağını sanmıyorum. Sinan Ateş'in adını dahi duymamıştım bu olaya kadar. Tanımadığım birine ne husumetim olabilir? Hakan Saraç dışında buradaki hiç kimseyle tanışıklığım yok. Ben bu olayda kandırıldım. Borç meselesi diye geldiler evime, adam öldürdüler. Ben bu olayda masumum ve beraatimi talep ediyorum. Ben bu olayın içerisinde değilim. Bu insanlara yer temin ettim ama adam öldüreceklerini bilmiyordum. Bu insanları hiçbir şekilde tanımıyorum." 

"Eğer Sinan’ın kanında payım varsa 4 çocuğumu görmeyeyim"

Asarkaya'nın ardından savunma yapan tutuklu sanık Hakan Saraç da "Filmlere konu olacak saçma bir cenderenin içine atıldım. 18 aydır neyle uğraştığımı anlamış değilim. Bütün samimiyetimle söyledim her şeyi açıkça. Sinan Ateş'i tanımıyorum. Fotoğrafını ilk defa televizyonda gördüm. Bu olaydaki hiç kimseyi tanımıyorum. Eğer Sinan’ın kanında payım varsa 4 çocuğumu görmeyeyim. Çok hakaret ettiler, olsun, acıları var" dedi.

Tutuklu sanıklardan Aşkın Mert Gelenbey, "Üzerime atılan hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Eray Özyağcı’nın böyle bir şey yapacağını bilsem ön koltukta mı getiririm? Eray benim çocukluk arkadaşım. Dedesinin hasta olduğunu söylediği için getirdim, ben de abimi görmeye geldim. Beraatimi talep ediyorum" savunmasını yaptı.

Tutuklu sanıklardan polis memuru Murat Can Çolak da "Ben cinayete yardım etmedim. Olaydaki kimseyi tanımıyorum. Yolculuk boyunca uyudum. Hayatımda ilk defa gördüm. Cinayete götürülen biri saklanır. Bu adam yolculuk boyunca ön koltukta geldi. Beraatimi talep ediyorum" savunmasında bulundu. 

Tutuklu sanık Serdar Öktem ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli

MHP'li tutuklu sanık Serdar Öktem: "FETÖ'cülerin attığı tweetler iddianameye giriyor"

Tutuklu sanıklardan otopark işletmecisi Mustafa Uzunlar ise şu iddialarda bulundu:

"Mütalayı reddediyorum. Olayla ilgisi olmayan aracımın 2 saat Ankara’da bulunmasından dolayı tutukluyum. Sinan Ateş'i tanımıyorum. Aracı kiralayanların polis olduğunu öğrenince sözleşme yapmaya gerek duymadım. Doğukan Çep beni kandırdığını, aracı farklı bir amaç için kullanmak için kullandığını ifadesinde söyledi. Beraatimi talep ediyorum."

Tutuklu sanıklardan eski MİT personeli Çağlar Zorlu da "Mütaalayı kesinlikle kabul etmiyorum. Olaydan 9 ay önce internetten uydurduğum konum yüzünden suçlanıyorum. İşlemediğim bir suçun cezasını yatıyorum. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" savunmasını yaptı.

Tutuklu sanıklardan MHP'li avukat Serdar Öktem ise şunları öne sürdü:

"Biz 16 ay iddaname bekledik ama yalan beyanların olduğu bir beyanname mahkemeye sunuldu. Şüpheli dahi değilken görüntülerim alındı. Hakkımdaki soruşturmanın gayriahlaki yapıldığını düşünüyorum. Birden fazla Cumhuriyet savcısı tarafından ifadem alınmasına rağmen tek bir savcıyla ifademin alınmış gibi gösterilmesi, ardından yaratılan algıyla, üç dakikada tutuklanmam için talimat verildi. Ben tutuklu olarak yargılanmayı kendime hukuki olarak izah edemiyorum. İfadem tarafıma dahi verilmedi. Haksız ve hukuka aykırı işlemler yapılmıştır. FETÖ’cülerin attığı twettler iddianameye giriyor. Tahliyemi talep ediyorum." 

Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel: "Neden tutuklu olduğum belli bile değil"

Tutuklu sanıklardan Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel de "Suçlamayı reddediyorum. Delillerin olmadığı, kime yardım ettiğimin tarif edilemediği bir hengame var. Doğukan Çep ile bilgi paylaştığım söyleniyor. Ne bilgi paylaşmışım? Tolgahan Demirbaş ile arama kayıtlarımıza baktığımızda çoğu ulaşılamamış. Yemek yemeye gittiğimiz yerden fotoğrafımız alınmış. Cevapsız çağrılar ortadadır. Sinan Ateş’in avukatı Ali Yücel’e ait bir araç sorgulatması yapmadım. Ömrüm boyunca karakola bile gitmedim. İlk defa hakim karşısına çıktım. Neden tutuklu olduğum bellli değil. 20 yılla yargılanıyorum. Eray Özyağc'ıyı İstanbul'a götürmekle yargılanıyorum. Kendisiyle bir irtibatım yok." 

Duruşmaya yarın sabah 09.00'da devam etmek üzere ara verildi.

Kaynak: T24