MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli'nin konuşmasından başlıklar şöyle:

"Leyleğin ömrü nasıl laklakla geçiyorsa, basit ve bayağı siyasetin ömrü de polemikle, pişkinlikle gelip geçecektir.

Cumhuriyetimizin 100. yılına hazırlanıyoruz.  İnsanımızın yüreğine yağmur gibi yağıyor, umutlarını yeşertiyoruz"

Dönen dönsün biz dönmeyiz. Yolumuzda duran dursun biz durmayız.  Cumhur İttifakı’nın gelecekteki Türkiye tasavvurunu paylaşacağız. Oynanan oyunların iç yüzünü anlatacağız.

Ülkemizin hiçbir yerinde zillet ittifakının iddia ettiği gibi bir Türkiye tablosu yoktur.

Cumhur İttifakı, Türkiye’nin her noktasında milletiyle oturup kalkıyor. MHP, vatanımızın her köşesinde insanımıza muhabbetle dokunuyor.

2023 yılında Cumhur İttifakı açık ara farkla sandıktan çıkacaktır. Zillet ittifakının şapkadan çıkaracağı aday kim olursa olsun Cumhurbaşkanımız muazzam bir irade gücüyle yüzde 50’yi fersah fersah aşan bir oyçokluğuyla yeniden Cumhurbaşkanı seçilecektir.

Küreselleşmenin sonuna gelindiği iddiaları akademik ve siyasi tartışmaların ana malzemesi durumuna gelmiştir."

Zillet ittifakını nasıl bir adayı vardır ki yıpranmasın diye açıklamaktan imtina ediyor. Son düzlüğü girilirken bu korkakça yaklaşımın ardından acaba bilinçli ve taktik bir geciktirme söz konusudur yoksa 6+1 formatlı masaya hakim olduğu anlaşılan derin bir çatlak mı etkilidir.  Çıkarsınlar adaylarını görsünler hanyayı Konya’yı. Demokrasi er meydanıdır.

Kasımda seçim olabilir diyen Kılıçdaroğlu ya kendini kandırıyor ya da hayal aleminde paraşütsüz uçuş dersleri alıyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığına çok istekli olan Kılıçdaroğlu’na partisinde ve ittifak ortaklarından yükselen itirazlar histeri nöbetleri yaşamasına da yol açmıştır.

Bizim tavsiyemiz en yakın kliniğe müracaat etmesi ve çok fazla gecikmeye mahal vermeden tedavi altına alınmasıdır."

Bugünkü şartlarda küresel ekonomi fırtınalı bir havada bozuk pusulayla yolunu bulma çabasındadır.  ABD, Birleşik Krallık ve Almanya yükselen enflasyona karşı faiz silahına sarılmışlardır fakat silahtaki mermi gittikçe azalmaktadır. Bir süre sonra tetik boşuna çekilecektir. 

Rusya- Ukrayna savaşlarının neticesinde rekor kıran gıda ve enerji fiyatları küresel enflasyonu zirveye çıkarmıştır.  Fiyat artışlarından yakınamayan ülke neredeyse kalmamıştır. Hayat pahalılığı kar topu gibi birike birike çığa dönüşmüş ve insanlığın üzerine yuvarlanmıştır.

Gıda krizinin geri planında yüksek düzeyli tehditvari açıklamların hiç mi payı yoktur? NATO Genel Sekreteri’nin ‘Savaşın yıllarca sürebileceği gerçeğine hazırlanmalıyız, Ukrayna’yı desteklemekten vazgeçmemeliyiz’ sözlerini nasıl yorumlamalıyız.

Gıda sorunu yaşanıyorsa bunun öncelikle suçlusu barışçıl arayışları köstekleyen, kurulan müzakere masalarını dinamitleyen küresel emperyalizm değil midir?

Sayın Cumhurbaşkanımızın aktif girişimi sayesinde vücut bulan tahıl koridoru inşasıyla ilgili çabalara destek verilmesi gerekirken Fransa Cumhurbaşkanı’nın Almanya ve İtalya başbakanları ile birlikte bir tren yolculuğuna çıkıp Kiev’e gitmesi, bu vesileyle Romanya üzerinde bir güzergâh açılmasını istemesi bize göre aleni bir fırsatçılık, aynı zamanda siyasi yamyamlıktır."

Rusya ve Ukrayna savaşının sonuçları tüm dünyada hissedilmektedir. Bu savaş kapsamında dünyadaki buğday ve arpanın yüzde 30’unun engellenmesi, bunun da yaklaşık 40 milyon insanı açlığa mahkum edeceği son zamanlarda sık sık dile getirilmektedir.

Mısır, bu olumsuz gelişmelerden en çok mağdur olan ülkelerin başında gelmektedir. Putin’in tek kutuplu dünyanın sona erdiğini ve dünya jeopolitiğinde tektonik kaymaların yaşandığını ileri sürmesi kartların yeni baştan dağıtıldığına en azından karine teşkil etmektedir."

Türkiye dünyanın yaşamış olduğu ortak sorundan pozitif olarak ayrışırken yatırım, üretim, ihracat alanlarında bir adım öne çıkmaktadır. Anadolu tahıl ambarıdır. Üreterek, çiftçilerimizi destekleyerek, ekim alanlarını genişleterek gıda krizinin bize yansımasını en aza çekmemiz mümkündür.

Günün sonunda bozguncuların kaybetmesi bir kez daha teyit edilecektir. Patates, soğan, domates, patlıcan fiyatlarını artırıp  milletimize kötümserlik aşılana bedbahtlara diyorum ki biraz insafınız varsa kimin tarafında olduğunu açıklayınız.

İşte görüyorsunuz TÜSİAD Başkanı işi gücü bırakıp İsveç ve Finlandiya’nın yanında saf tutmuş.

Neymiş geleneksel politikalara dönmeliymişiz. Üstelik fakirleşerek büyüyormuşuz. Bir kez olsun milli olsun. Bari adam gibi konuşun. Boş yapmayın, Türk de olamıyorsanız bari insan olun.  TÜSİAD’ın göz kırptığı İsveç Kandil’in finans koridoruna dönüşmüştür.

Bazı diziler, gösterişe ve mübalağaya yaslanmış magazin programları, karamsarlık servis eden haberler hepimizi ve herkesi rahatsız etmektedir. Sabahın en erken saatlerinden gecenin en geç vakitlerine kadar kavgadan, kargaşadan, kutuplaşmadan, değerlerimize yönelik linç girişimlerinden başka ekranlarda hiçbir şey göze çarpmamaktadır. Gidişat iyi değildir.

Çocuk istismarı, kadın cinayetleri, tecavüz suçlarında caydırıcı, kalıcı sonuçlar alabilmek için gerekiyorsa idam cezası bile tartışmaya açılmalıdır. Ülkemizin şiddet haritası çıkarılmalıdır."