Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, gelecek aylarda enerji konusunda milletin huzuruna yeni müjdelerle gelmeyi ümit ettiklerini dile getirdi.

Akdeniz'deki petrol arama çalışmalarına karşı çıkan ve Karadeniz'de keşfettikleri gaza burun kıvıranların, Adana'daki kuyulardan da Beylikova'daki maden işleme tesisinden de rahatsız olacaklarını söyleyen Erdoğan, "Artık kusura bakmasınlar. Biz yerin altını ve üstünü arayacağız, madenleri bulacağız, çıkartacağız ve insanımızın hizmetine sunmayı sürdüreceğiz. Potansiyelimizi harekete geçirdiğimiz her konuda, her sektörde, her üründe dünyada öne çıkabildiğimizi sayısız tecrübeyle biliyoruz. Enerji alanında da adım adım bu safhaya ulaşacağımıza yürekten inanıyorum." dedi.

Erdoğan, küresel ekonomide yaşanan dalgalanmanın, emtia fiyatlarındaki artıştan üretim ve tedarik zincirlerindeki kırılmaya kadar tüm boyutlarıyla etkisini sürdürdüğüne işaret ederek, Türkiye'nin geçen 20 yılda kurduğu güçlü altyapı üzerinde bu krizi fırsata çevirmek için tüm imkanlarını seferber ettiğini kaydetti.

Türkiye'yi, başlattığı demokrasi ve kalkınma devrimi rayından çıkartarak yeniden eski istikrarsızlık ve güvensizlik iklimine sokma gayretlerinin ise hız kesmeden devam ettiğini belirten Erdoğan, "Başta Gezi olayları olmak üzere son 9 yılda yaşanan her hadise bu doğrultuda başlatılmış ve alevlendirilmiş birer projedir. Bugün bir yandan küresel krizi yeni bir kalkınma hamlesinin kaldıracı haline dönüştürmenin, bir yandan da maruz kaldığımız oyunların ve saldırıların etkilerini elimine etmenin gayreti içindeyiz. Alenen ekonomimizi mahvetme tehditlerinden gizli, açık nice ambargolara, içeriden ve dışarıdan önümüze kurulan tuzaklara kadar uzanan bu zorlu sürece rağmen hamdolsun ülkemize diz çöktüremediler." diye konuştu.

AA-20220627-28273188-28273182-CUMHURBASKANLIGI_KABINE_TOPLANTISI_SONA_ERDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla üzerine kurulu Türkiye ekonomi programını, tüm sabotaj ve direnişlere rağmen uygulamayı sürdüreceklerini ifade ederek, şöyle konuştu:

"İstihdam, ihracat, üretim tarihimizin en yüksek seviyelerine çıkmıştır. Büyüme, kesintisiz devam ediyor. Enerji ve altın hariç cari fazla veren bir ticaret dengemiz var. Turizm toparlandı, tarımda iyi bir sezon yaşanıyor, sanayimiz harıl harıl çalışıyor. Bilhassa savunma sanayimiz dünyada rüştünü ispat etmiş bir şekilde katlanarak gelişiyor. Konut ve otomotiv sektörleri adeta yok satıyor. Tüm bunlar doğru istikamette gittiğimizi gösteriyor. Amerika ve Avrupa dahil dünyanın pek çok ülkesinin finansal dengeleri yerle yeksan iken bir kısım mandacı siyasetçi ve iktisatçı taifesinin Türkiye'nin üzerine adeta beton dökmeye çalışmasını esefle takip ediyoruz."

Bu mandacı siyasetçi ve iktisatçı güruhun aslında tespitlerini değil, temennilerini dile getirdiğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Geçmişteki krizleri beşinci kol faaliyeti ile ülkemizin burnunu sürtme aracı olarak kullananlar, bugün aynısını yapamadıkları için giderek daha çok hırçınlaşıyor. Yalan, iftira ve çarpıtma üzerine kurulu kampanyalarda kullanılan kimi doğru malzemeler, niyetin ve ortaya çıkan fotoğrafın kötülüğünü değiştirmiyor. Ülke ve milletim özellikle bu süreçte bilsinler ki her ne kadar bedeller ödediysek, ödemeye devam ediyorsak bu ilanihaye sürmeyecektir. Bu bedellerin bir kısmını terörle mücadelede, sınırlarımızın tacizinde, 15 Temmuz'da canımızla kanımızla zaten ödedik. Bu bedellerin bir kısmını uluslararası alanda yalnız bırakılarak, tecride maruz kalarak ödedik. Bazı bedelleri de kur, faiz, enflasyon üçgeni üzerinden yürütülen ekonomik dalgalanmalarla ödedik."

AA-20220627-28273188-28273183-CUMHURBASKANLIGI_KABINE_TOPLANTISI_SONA_ERDI

Erdoğan, salgın ve savaş gibi olumsuz küresel faktörlerin ekonomide ödenen bedellerin yükünü daha da artırdığını belirterek, "Ancak gelişmeler öyle bir noktaya geldi ki bize tuzak kuranların çoğu, bizden daha ağır ekonomik ve sosyal bedeller ödeyecek duruma düştüler. Tabii sistemin kavramlarını ve kurallarını koyanlar, kendi sıkıntılarını gizlemenin yollarını da buluyorlar. Ama dünyayı takip eden akıl ve vicdan sahibi herkes, yaşananları ve işin nereye gittiğini anlıyor, görüyor, biliyor. Biz kendimizi asla kötü ile mukayese etmiyoruz. Çünkü bizim vazifemiz milletimize en iyisini vermektir. Bizim için önemli olan Türkiye'nin ne durumda olduğudur, milletimizin neler yaşadığıdır, insanlarımızın hangi sıkıntıları çektiği, hangi çözüm beklentileri içinde olduğudur." dedi.

Son olarak geçen yılın aralık ayında ortaya çıkan kur dalgalanması ve ardından enflasyonda yaşanan ciddi yükselişin herkesin canını sıktığını dile getiren Erdoğan, "Her ne kadar aldığımız tedbirlerle sistemi yeniden dengeye oturtmuş olsak da özellikle enflasyondaki yükselişin yükünü bir müddet daha omuzlamak durumunda kalacağımız açıktır. 'Men sabera zafera' anlayışıyla milletimizden biraz daha sabır bekliyoruz. İnşallah 2023'ün şubat, mart aylarından itibaren enflasyonu yeniden makul ve hızla daha da aşağılara indirebileceğimiz bir seviyeye çekmiş olacağız. Bu noktaya ulaştıktan sonra işimiz daha kolaydır." ifadelerini kullandı.

AA-20220627-28273188-28273186-CUMHURBASKANLIGI_KABINE_TOPLANTISI_SONA_ERDI

Erdoğan, bu süreçte Cumhurbaşkanı ve kabinesi olarak kamu hizmetlerinin, ücretlilerin ve dar gelirlilerin hayatlarının, istihdam ve üretim faaliyetlerinin belli bir seviyenin altına düşmemesi için çalıştıklarını ve tedbirler aldıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Aldığımız tedbirlerden biri de Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmekte olan ek bütçe teklifimizdir. Bilindiği gibi 2022 bütçesi, hazırlıkları 2021 yılı eylül ayında başlayan ve aralık ayında kanunlaşan bir dönemin ürünüdür. Geçtiğimiz yılın son aylarına doğru küresel tedarik sisteminde yaşanan tıkanıklık ile aralık ayında döviz kurunda ortaya çıkan dalgalanmaya bağlı gelişmeler, bütçenin yeniden değerlendirilmesini ve ek bir bütçe ile tahkimini zorunlu hale getirmiştir. Esasen her dönemde olduğu gibi bu yıl da bütçe disiplinine önem veren bir hükümet olarak temel göstergelerde bir sıkıntıya meydan vermedik. Ancak yüksek enflasyonun gelir ve gider rakamlarında yol açtığı değişkenlik, ek bütçe ihtiyacını ortaya çıkarmıştır."

Mecliste görüşülmekte olan ek bütçede, giderlerin 880 milyar lira, gelirlerin ise 1 trilyon 80 milyar lira artırılmasının öngörüldüğünü aktaran Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Yaptığımız düzenlemelerle vazgeçtiğimiz 241 milyar liralık vergi gelirine rağmen, ek bütçede gelirler kaleminde 200 milyar liralık bir artış olmaktadır. Böylece yılbaşında öngörülen bütçe açığı 278 milyar liradan 78 milyar liraya düşmekte, bir başka ifadeyle kamunun borçlanma ihtiyacı azalmaktadır. Bu performansın herhangi bir ek vergi konmadan veya vergi oranları artırılmadan sağlandığına da özellikle dikkat çekmek istiyorum. Hala faiz ödemelerini dillerine dolayanların gerçek niyetlerini ise küçük bir örnekle kamuoyunun takdirine sunmakta fayda görüyorum. Hükümete geldiğimiz 2002 yılında toplanan her 100 liranın 86 lirası faize gidiyordu. Bugün toplanan her 100 liranın 15 lirası faiz ödemesinde kullanılmaktadır. Hatta ek bütçede bu oran yüzde 8,3'e gerilemektedir. Hakikat budur, gerisi lafügüzaf, gerisi lafla peynir gemisi yürütme çabasıdır, gerisi kuyruklu yalanlarla insanları kandırma gayretidir. Hülasaten ek bütçenin 217 milyar lirası personel ödemeleri, 154 milyar lirası Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak transferler, 134 milyar lirası vatandaşlarımıza daha uygun fiyatla verilecek elektrik ve doğal gaz giderleri, 105 milyar lirası stratejik yatırımların hızla tamamlanabilmesi, 103 milyar lirası mahalli idarelerin desteklenmesi, 45 milyar lirası dezavantajlı kesimlere yapılacak yardımlar, 37 milyar lirası tarımsal destekler için kullanılacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkedeki hiçbir kesimi enflasyona ezdirmeme sözlerini yerine getirmek için her fırsatı değerlendirdiklerini, her imkanı harekete geçirdiklerini dile getirerek, "Geçtiğimiz ocak ayında asgari ücretin yüzde 50,5 oranında artışından, kamu personeli ve emeklilerinin maaşlarının bir önceki yılın enflasyon oranı üzerinde yükseltilmesine kadar pek çok adım atılmıştır. Asgari ücret artırılırken işverenlerin omuzlarındaki kimi vergileri de kaldırarak adil bir yük paylaşımı yapmıştık." ifadelerini kullandı.

AA-20220627-28273188-28273180-CUMHURBASKANLIGI_KABINE_TOPLANTISI_SONA_ERDI

Enflasyondaki yükselişin sürmesinin bu artışların yetersiz kalmasına yol açtığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızdan işveren tarafıyla görüşülerek asgari ücretin yeniden değerlendirilmesini istedim. Asgari ücret artışı yapılırken bakanlığımız özellikle belli sayıya kadar personel çalıştıran işverenleri gözetecek bir yöntem de geliştirecektir. Böylece yapılan artışın istihdamda herhangi bir olumsuz etkiye yol açmasına da meydan verilmeyecektir. İnşallah en kısa sürede bu konuda müjdeli bir haberi işçilerimizle emekçilerimizle paylaşmayı umut ediyoruz. Kamu çalışanlarına ve emeklilerimize enflasyon farklarını zaten vereceğiz. Bu düzenlemenin kamu çalışanları ve emekçileri yanında 13,7 milyon emeklimizin tamamını kapsadığının altını özellikle çizmek istiyorum. Amacımız enflasyon oranı kaç olursa olsun hiçbir çalışanımızın ve emeklimizin hayat pahalılığının altında ezilmesine müsaade etmemektir."

- "Asgari ücret artışını NATO görüşmelerinden döner dönmez paylaşma fırsatını bulacağız"

Detaylarını bilahare açıklayacakları bu artışların şimdiden çalışanlara ve emeklilere hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in süratle Asgari Ücret Tespit Komisyonuyla bir araya geleceğini ve bu çalışmayı da bu hafta sonuna varmadan bitireceklerini belirterek, "Ardından da NATO görüşmelerinden döner dönmez bunu milletimle, tüm işçilerimizle, emekçilerimizle inşallah paylaşma fırsatını bulacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılbaşında da gelişmelere uygun şekilde çalışanların ve emeklilerin ücretlerini tekrar gözden geçireceklerini ve günün şartlarına göre ne yapılması gerekiyorsa onu da kendilerine vereceklerini aktardı.

Erdoğan, temmuz ayı memur maaşlarının Kurban Bayramı öncesinde 8 Temmuz'da zamlı haliyle ödeneceğini de bildirerek, "Türkiye büyürken, gelişirken, güçlenirken, 85 milyon vatandaşımızın bilaistisna her birinin buradan payına düşeni almasını temin etmek boynumuzun borcudur. Milletimiz bizi bunun için Cumhurbaşkanı yapmış, bunun için ülkeyi yönetme yetkisini ve sorumluluğunu bize emanet etmiştir. Bu emanetin gereğini yerine getirmek için arkadaşlarımızla birlikte gece gündüz çalışıyoruz." dedi.

Erdoğan, bölgedeki ve dünyadaki tüm gelişmeleri takip ettiklerini, millete fayda getirecek her hususun üzerine gittiklerini anlatarak, şunları söyledi:

"Her imkanı ülkemize yönlendiriyoruz. Yeni yatırımlarla, yeni fırsatlarla ve yeni finansman kaynaklarıyla istihdamı ve üretimi destekliyor, ihracatçılarımızı özellikle pazarlarını büyütmeleri konusunda teşvik ediyoruz. Bize ancak mücadele ederek, çalışarak, üreterek alın teri, hatta yeri geldiğinde kanımızı dökerek kazanmak vardır. Bize yan gelip yatmak yoktur. Dünyada başı dik gezebilmenin tek yolu budur. Türkiye'yi yeniden birilerinin peyki haline dönüştürmek, yeniden boyun büken, el açan bir ülke haline getirmek isteyenler için bu mücadele bir anlam ifade etmiyor olabilir ama milletimiz bizim ne yaptığımızı, nereye varmak istediğimizi, bunun için hangi mücadeleleri verdiğimizi gayet iyi biliyor. Gayret bizden, tevfik Allah'tandır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, okulların tatil olmasıyla birlikte gençlerin yaz aylarını verimli şekilde değerlendirmelerine katkı sağlayacağına inandığı iki uygulamayı başlattıklarının müjdesini verdi.

İlk olarak Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı spor okullarının 81 ilin tamamında 5-18 yaş arasındaki çocuklara hizmet verecek şekilde açık olacağını ifade eden Erdoğan, "Yüzmeden tenise, eskrimden güreşe, jimnastikten judoya kadar sporun her branşında faaliyet gösteren bu okullarımızdan geçtiğimiz yıl 2 milyon 745 bin evladımız istifade etmişti. Bu yıl spor okullarımızda 4 milyon 100 bin evladımızı sporla buluşturmak için hazırlıklarımızı tamamladık. Tüm çocuklarımızı ve gençlerimizi spor okullarımıza davet ediyoruz." dedi.

Gençlere bir diğer müjdelerinin de yaz aylarında gönüllerince seyahat edebilmelerine imkan sağlayacak bir kolaylıkla ilgili olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Yine 81 ilimizin tamamında belirlenen yurtlarımız 15 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında 18-25 yaş arası evlatlarımızın ücretsiz konaklamalarına açık olacaktır. Rezervasyonla bu yurtlardaki konaklama imkanlarından faydalanacak gençlerimizin, ülkemizi rahatça gezmelerine, tanımalarına, yeni arkadaşlıklar kurmalarına imkan sağlayarak, kişisel ve sosyal gelişimlerine destek olmalarını hedefliyoruz." diye konuştu.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının önümüzdeki aylarda düzenli ve süreli yardım programlarından faydalanan tüm haneleri ziyaret ederek, hem vatandaşları dinleyeceğini hem de ihtiyaçlarını tespit edeceğini aktaran Erdoğan, bu tespitlere göre mevcut destek programlarının gözden geçirileceğini, gerekiyorsa genişleteceğini söyledi.

Daha önce açıkladıkları 15 milyar liralık ilave bütçeye sahip ve 12 ay süreyle devam edecek olan Aile Destek Programı'nın ilk ödemesini temmuz ayında yapacaklarını duyuran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tip 1 diyabet hastası 0-14 yaş arası evlatlarımızla ilgili de bir müjdemiz var. Bu teşhisle insülin tedavisi gören çocuklarımızın hayat kalitelerini artırmak amacıyla yaklaşık 11 bin 500 kişiye sürekli glikoz ölçüm cihazı veya ikamesi bir cihaz temin edeceğiz. Bir diğer yeni adımımız başarıyla uygulanan yaşlı ve engelli bakım projelerimizi milli bir programa dönüştürmektir. Türkiye genelinde uygulanacak bu programla yaşlı ve engelli vatandaşlarımızın ev temizliğinden kişisel bakımına kadar tüm zaruri ihtiyaçlarını karşılayacağız. Halihazırda 496 ilçemizde 32 bin vatandaşımızı kapsayan bu projeyi yeni bir milli programla 60 bin vatandaşımızı da buna dahil edecek şekilde genişletiyoruz. Yaşlı ve engelli aylıkları da bayram öncesi ödenecektir.

Öğretmen adaylarımız için de bir müjdemiz var. Bu yıl için söz verdiğimiz 20 bin yeni öğretmen ataması ile ilgili süreç önümüzdeki günlerde Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından başlatılacaktır. Böylece hükümetlerimiz tarafından atanan öğretmen sayısı 730 binden 750 bine çıkacaktır. Bir başka ifadeye ülkemizdeki mevcut 1,2 milyon öğretmenin üçte ikisi bizim dönemlerimizde atanmış oluyor. Yeni atama sürecinin öğretmenlerimize hayırlı olmasını diliyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda "Kurban Bayramı tatilini takip eden günler ile 15 Temmuz arasındaki çarşamba ve perşembe günlerinin idari izin kapsamına alınacağının haberini sizlerle paylaşmak istiyorum." ifadesini kullandı.