Soylu, Kanal 7'deki "Başkent Kulisi" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

İlk kez ikinci turu yaşadıklarını belirten Soylu, "Acaba seçmende bir rehavet olur mu? 49'a 44, Cumhur İttifakı seçmeninde, Recep Tayyip Erdoğan'a oy veren seçmende, 'Ya biz bu işi kazandık artık, biraz daha rahat olabiliriz.' duygusunu getirir, bu bir sıkıntılı sonuç oluşturur mu?' diye bir değerlendirmemiz vardı ve Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hepimiz işi sıkı tuttuk başından itibaren." diye konuştu.

"Ümit Özdağ, dün Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vereceğini açıkladı. HDP seçmeni ne yapar?" sorusuna Soylu, "Çok milim milim oynar. Yani yüzde 1'lik gitmeme söz konusu olabilir. Öteki türlü bir önceki seçimde hangi tercihi kullanmışsa aynı tercihinde blok olarak gider, tercihini kullanır." yanıtını verdi.

Soylu, "Bu seçimin şifresi şudur: Sandığa giden kazanır. Tekrar herkesin sandığa gitmesi, özellikle Cumhur İttifakı ve Recep Tayyip Erdoğan açısından önemlidir. Onun için sahada daha fazla görünür olmaya çalışıyoruz." dedi.

Yaptıklarının bir tez anlatmak olmadığını, bütün tezlerini 14 Mayıs'a kadar anlattıklarını ifade eden Soylu, şimdi yaptıkları tek şeyin sandığa çağrı olduğunu vurguladı.

"Yaklaşık 1,5-2 milyon insan orada briket evlerde kalıyor"

Hem Fırat Kalkanı hem de Barış Pınarı bölgesinde yaklaşık 9 ayrı bölge belirlediklerini aktaran Soylu, "(Suriye) 9 ayrı bölgede proje yapımına başladık ve hemen 3 ayrı bölgede bu projeler bir şekilde tamamlandı. Toplam 240 bin konut yapılacak. Hepsini Katar yapacak. Orada karşı karşıya kaldığımız ilk etapta 28 bin konutun temeli 2-3 ay içinde atılacak. Bu çok kıymetli bir durum. Bu arada İHH da yaklaşık 8 bin 500 konut yapıyor orada. Mesela Hayrat Vakfı var, onlar da 100 konutu bitirmiş. Aynı şekilde o bölgelerde yer gösteriyoruz. Diyoruz ki 'Şurada yapabilirsiniz.' Bir genel büyük plan var, o çerçevede onlara yer gösteriliyor, bunlar gerçekleştirilebiliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Mülteciler konusuna da değinen Soylu, 554 bin Suriyelinin gönüllü geri döndüğünü ifade etti.

Soylu, Suriye'de toplam 6,7 milyon iç göç ve 6,8 milyon da dış göç olduğunu kaydederek, "Şimdi bu 4 milyon kişi İdlib'de. İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde Bahar Kalkanı'nı yapmamış olsaydık, bu 4 milyonun önemli bir bölümü Türkiye'ye gelecekti. Bunların önemli bölümü yaşlı, kadın, orada çadırlarda duruyorlar. Biz bunlara briket evler verdik. 107 bin briket ev. Orada kendi imkanlarıyla yapanlar da var. Yaklaşık şu an 1,5-2 milyon insan orada briket evlerde kalıyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de 3 milyon 381 bin 429 Suriyelinin bulunduğunu söyleyen Soylu, 2011'den itibaren sürekli verileri güncellediklerini, iki yılda bir polis, jandarma ve bekçiler tarafından bu kişilerin adreslerinde olup olmadıklarının kontrol edildiğini anlattı.

Son 5-6 yılda deport sayısının 500 bin olduğunu aktaran Soylu, "Dünyada 500 bin sayısını bir tek ülke göstersin. 50 bin, 10 bin sayısını göstersin. Almanya kaç tane gönderdi? Biz Afganistan'da Taliban öncesi ve sonrasında hiç durmadık. Türkiye kaçak göçle dünyada en başarılı mücadele eden ülkedir." dedi.

"Önümüzdeki 5 yıl içinde Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'de Amerika olmayacak"

Bakan Soylu, Türkiye tarihinde 3 yıl üst üste ilk defa 20, 22 ve 23 ton eroin yakaladıklarını, Türkiye'de eroinin yüzde 25'inin doğuda, yüzde 75'inin batıda ele geçirildiğini, şimdi yüzde 75'i terse çevirdiklerini kaydetti.

600 konutunun bulunmadığını gösteren belgeyi paylaştı! 600 konutunun bulunmadığını gösteren belgeyi paylaştı!

Soylu, "Önümüzdeki 5 yıl içerisinde Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'de Amerika olmayacak. Onlar şu anda kendi günlerinin kıymetini bilsinler." dedi.

Üç istikrarları olduğuna dikkati çeken Soylu, bunları; güvenlik istikrarı, büyüme istikrarı ve siyasal istikrar olarak sıraladı.

Bakan Soylu, şöyle devam etti:

''Biz bu üç istikrarı kaybettiğimiz andan itibaren Türkiye eski Türkiye'ye döner. Aziz milletimiz bunu gördü, 320'nin üzerinde milletvekili vererek, 'Ben bu sistemin değişmesini istemiyorum. Eski sisteme dönmüyorum, o defteri kapattım.' dedi. Rafa kaldırmadı dikkat et, onun için anayasa çoğunluğu veya referanduma götürebilecek bir çoğunluk lazım. Tüm bunlarla ilgili olarak bir mesaj daha var. O mesaj da şu: 'Siz deprem bölgesinde birtakım değerlendirmeler ortaya koydunuz, Türkiye çok zor bir dönemde seçime gitti ve seçimi ertelemedi Türkiye.'"

Türkiye'nin deprem bölgesinde milletiyle, devletiyle, dostlarıyla elinden geleni ortaya koyduğunu vurgulayan Soylu, "Bunu oradaki milletimiz gördü. Sadakatle, samimiyetle çalıştı. Her şey yapıldı. Kimsenin de kafasına bir şey takılmadı. Burada Türkiye o bölgedeki insanlarımızla bir mesaj vermiştir. 'Ben Kandil'i gördüm, LGBT'yi gördüm, FETÖ'yü gördüm, özerklik mesajınızı gördüm, PKK ile, PYD ile, HDP ile iç içe oluş mesajınızı gördüm. Aynı zamanda Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'de tezkerede yaptığınız gibi Mehmetçik'i oradan çekeceğinizi ve orayı terör devletine bırakacağınızı gördüm. 300 milyar dolar bir borçla ilgili Türkiye'yi başka bir himayenin altına aldırabileceğinizi gördüm ve ben bunu reddediyorum.' demiştir.'' diye konuştu.

Soylu, bir başka mesaj daha verildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bizim en çok haksız olarak eleştirildiğimiz yer, 'Türkiye, demokrasi açığı, hukuk açığı olan bir ülkedir.' Bunu Avrupa bilerek, bazı kuruluşların üzerinden, Avrupa Parlamentosu üzerinden, Amerika üzerinden, sürekli yayımladığı birtakım yayınlar üzerinden Demokles'in kılıcı olarak tutmaktadır. Oysa millet bir mesaj verdi. 'Sizin dediğiniz gibi değil, bak göreceksiniz, ben ilk turda gerekli çoğunluğu vermediğim halde Tayyip Erdoğan ikinci tura gidecek, diktatör ikinci tura kalmaz.' Onların beklentisi oydu ama öyle değil. 49,5 çok kıymetlidir ve 49,5'in olduğu seçim de bir demokrasi şenliği gibi geçmiştir. Olaylar açısından da siyasi hayatımızın en az olaylı seçimdir. Allah nasip edecek, pazar günü de bu millet sandığa bir demokrasi şenliği içerisinde gidecek ve kararını verecektir."