Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 16’ıncı Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi Toplantısı’na katıldı. Toplantıya Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da katıldı. Bakan Yanık yaptığı konuşmada, kadına şiddetle mücadelenin topyekün seferberlik halinde yürütülmesi gereken bir mücadele olduğunu belirterek, “Yaptığımız işten çok eminiz, meselenin boyutlarının farkındayız, mücadelemizin farkındayız. Ama mesele çok boyutlu, çok geniş ve her kesimin her katmanın, sivil toplumundan akademisine, sosyal grupların farklı kesimlerinden kamu kurum ve kuruluşlarına vatandaşın kendisinden evinin içindeki tutumuna kadar herkesin gerçekten topyekün taraf olması gereken bir durum. O yüzden siyasal bir tartışmanın, siyasal bir mücadelenin aracı etmeyelim. Ama herkes, siyaset de dahil olmak üzere hepimiz bir araya gelelim ve çözüm odaklı konuşalım” ifadelerine yer verdi.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede eğitimin önemine dikkati çeken Bakan Yanık, “Nitekim, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında gerçekleştirdiğimiz sürekli eğitimlerle bugüne kadar; 1 milyon 415 bin 277 er ve erbaş, 75 bin kamu görevlisi, 106 bin 389 din görevlisi, 195 bin 693 sağlık görevlisi, 359 bin 33 öğretmen ki bizim için çok önemli, 457 bin 24 kolluk görevlisi olmak üzere toplam 2 milyon 608 bin 416 kişiye ulaştık. 2022 yılı içinde 81 ilde 18 bin 212 mahalle muhtarımızla kadına yönelik şiddetle mücadele farkındalık seminerlerimizi gerçekleştirdik. Polis Akademisi Başkanlığı ile işbirliği kapsamında Polis Temel Eğitimi ve Çarşı ve Mahalle Bekçisi Temel Eğitimi alan öğrencilere yönelik 11 ilde düzenlediğimiz eğitimlerle 5 bin 415 öğrenciye ulaştık. TÜİK ile iş birliğinde 26 TÜİK bölge müdürlüğünde görevli 600 personele yönelik kadına karşı şiddetle mücadele farkındalık seminerleri gerçekleştirdik. 81 ilde il müdürlüklerimiz koordine ve sekreteryasında İçişleri Bakanlığı ile işbirliğinde kadına yönelik şiddetle mücadele alanında erkekleri hedef alan farkındalık kampanyaları yürütüyoruz” diye konuştu.

Geçtiğimiz günlerde ‘6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesi’ olarak kamuoyunda yankı bulan olayla ilgili de açıklama yapan Bakan Derya Yanık şu ifadelere yer verdi:

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak, tek bir hareket noktamız vardır. Koruyacağımız değer var. Mağdur olan kişinin kimliğine, cinsiyetine, yaşına, ideolojisine bakmaksızın o mağduriyet neyse bununla ilgili gerekli çalışmaları biz itikal ettiği andan itibaren yaparız ve takibini sürdürürüz. H.K.G meselesinde de aynı ciddiyetle aynı dikkatle Bakanlık olarak yetki ve sorumluluk alanımızda olan konuyu olan çalışmaları yerine getirdik. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum. 6 yaşındaki bir çocuğun herhangi bir gerekçeyle evlendirilmesi kabul edilemez. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. En üst düzeyde Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle de bu tutumu reddettiğimizi ifade ettik. Biz tarafların kimliğiyle uğraşmayız. Tarikatmış, cemaatmiş, şahısmış buralara bakmayız. Bizim için korunacak değer çocuksa çocuktur. Şiddet mağduruysa kadınsa kadındır onu alır koruruz. Nitekim bunu da yaptık. Dolayısıyla hiç kimseye bir ayrıcalığımız, borcumu yoktur. Bizim borcumuz milletimizedir. Bu borcu da ödeyebilmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bu olay özelinde baktığımızda ‘efendim hiçbir şey yapmadınız’ bir takım çevreler, sonra mağdurun bakanlığımız kuruluşlarında gizliliğinin son derece dikkatli sağlanarak, can güvenliğinin, psikososyal desteğinin temin edildiği ortaya çıkınca bu sefer süreç eleştirisine dönüldü. O zaman 2 yıldır şunu bunu niye yapmadınız diye Bakanlığımız ile hiç ilgisi olmayan bir takım mazeretleri öne sürmelerine biz şaşırmıyoruz. Biz bunların bu tavırlarına alışığız. Ama bu mağdurlara katkı sağlayan bir tavır değil. Bu ortadaki meselelerin çözümüne katkı sağlayan tavır değil. Hukuki anlamda sorumluluğumuz soruşturma evresinin bitmesi ve davanın açılmasıyla beraber dava bize ihbar edildiği andan itibaren hemen müdahil olarak sosyal hizmet desteği olarak sürdürdüğümüz desteği şimdi hukuki destek olarak sürdürüyoruz. Dosyaya ibraz ettiğimiz talepler çerçevesinde hem sanıkların tutuklu yargılanması noktasında hem de duruşmanın öne alınması noktasında taleplerimiz mahkeme tarafında da kabul edildi. Bu noktadaki duruşumuzu kararlılıkla ifade etmek bakımından konunun paydaşlarıyla birlikte ifade etmenin önemine inanıyorum. Mağdurun korunmasından başka hiçbir kaygımızın olmadığını bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum.”