Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nurettin Nebati, Habertürk ve BloombergHT ortak yayınında Bloomberg HT Genel Müdürü Alican Türkoğlu'nun sorularını yanıtlıyor. Bakan Nebati'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:

''Aralık ayından itibaren enflasyon düşecek diye her yerde söyleyerek, beklentilerin buna göre oluşturulması yönünde söylemlerde bulunduk. Geçen yıl bir kur atağı yaşadık. 20 Aralık'ta KKM'nin açıklanmasıyla fiyatlar normalleşti. O gün makro ekonomik göstergelerle alakası olmayan bir operasyon oldu. Döviz arttı. Fiyat artışının temel sebebi dövizdeki artıştır. Doğrudan bir fiyata yansıtma tutumu oldu. Enflasyonla mücadelede önce burada iyi bir kur seviyesi ve öngörülebilirliğin arttığı bir amacımız vardı. Enflasyon gelmesi gerektiği yere gelmiştir. Emtia fiyatları... Biz net enerji ithalatçısıyız. Emtia fiyatlarındaki artışın etkisi enflasyonda yüksek. Geçen yıl 100 milyar dolara varan net enerji ithalatı yapmışız. Bunlar fiyatlarda etki yaptı. Tuzu biberi de savaş oldu.

Enflasyonla mücadelede sert yöntem izlemektense büyümeden taviz vermeden, kepenklerin kapanmadığı bir hedef ortaya koyduk. Bu da Türkiye Ekonomi Modeli içerisinde koyulmuş bir hedeftir. Model çerçevesinde geçen yıl bu zamanlarda 6 ay sonra yaza gelince enflasyonda toparlanma olacak demiştim. Dolarda toparlanma, dünyada stabilleşme var iken Türkiye'de gıda fiyatlarının düştüğü, turizm gelirlerinin arttığı bir dönem. Ben bu dönemde düşeceğini söylemiştim. Çok da eleştiri aldık. Savaş çıktı. Emtia, enerji fiyatları pik yaptı. Aralıktan itibaren ısrarla önce baz etkisi dedim. Bugün baktığımızda baz etkisinden ziyade enflasyonda yükseliş trendinde kırılma olduğunu görüyoruz. 2023 yılında çok daha rahat mücadele edeceğimizi söyledik.

Çok yönlü hareket etmemiz, beklentileri ona göre belirlememiz lazım. Bugün açıklanan enflasyon şunu söylüyor; 2022'de çok ciddi mücadele verdiğimizi...Bütçede makro ekonomik olarak hangi mali tedbirler alındığını göstermesi açısından çok değerli. Mevcut fiyatlar artık içselleştirildi, üzerine gelecek fiyatların kabul edilemeyeceğini, yüksek enflasyonla karşılaşmayacağımız yönünde ataleti kırdığımızı gösteriyor. Vatandaş fiyat artışlarına çok ciddi tepki gösterecektir. Bunun toplum tarafından kabul görmeyeceğinin bilinmesi lazım. Bundan sonrası bizim, üretici-tüketici ortak hareket ederek bu ataletin kırılmasında düşüşü hissettirmemiz lazım. Gelmeden önce gıda perakendecileriyle görüştüm. Fiyatların belli bir süre artırılmayacağı yönünde çağrıda bulunuyorum. Biz her türlü katkıya bulunmaya hazırız. Enflasyon üreticiler için güzeldir, çok kazandığını zanneder. Kısa sürede tüm topluma zarar verdiği görülmektedir. Hızlı bir şekilde bu düşme trendine uyum sağlayacağız. Marketlerle birlikte, sanayicilerle, üreticilerle kış aylarının bahara kadar beklediğimiz oranlarda gitmesiyle biz bu enflasyonun belini kırdık bir kere, çok daha rahat edeceğimizi söyleyebilirim.

Kurumlarımıza haksızlık yapıyoruz. TÜİK, Türkiye'nin en önemli istatistik kurumu. BDDK'sından SPK'sına kadar... Bunları el üstünde tutmalıyız. Bunlar çok düzgün işler yapan, şeffalıktan uzak durmayan kurumlar. TÜİK'in enflasyonu açıkladığı gün bir kurum açıklama yapıyor. Bu Türkiye'ye ve TÜİK'e haksızlık. Çalışan sayısı 4 bin. Akredite olması lazım. EUROSTAT tarafından da akredite edilmiş. Diğer tarafta çalışanı çift haneli bile olmayan bir kurum diyor ki; biz bir çalışma yaptık, enflasyon bu kadar. Yöntem belli değil, şeffaf değil, akademisyenler tarafından ilan ediliyor... Siz o zaman deyin ki biz 4 hoca ile anlaştık, her ay enflasyon açıklayacağız, siz de her ayın 3'ünde açıklayın, 3-5 tane fiyat koyarsınız. Siz de yapın... Her TV kanalı, 4-5 hocayla anlaşıp, danışmanlık ücreti verip yapsın. Bu ne kadar banal bir şey değil mi? Muhalefetin eline bunu vermiş olabilirler. Ama gerçeği yansıtmıyor.''