Ali Koç'un açıklamalarından satır başları şöyle:

"Dün yaşananlar Türkiye için Türk sporu ve futbolu için utanç vesilesidir. Bu iki kulübü birbirine vurdurtmaya, kafa kafaya getirtmeye, iki kulüp arasında şiddet ve nefret tohumları ekmeye son 13-14 yıldır emek verenler var. Hiçbir zaman bu kadar nefret ve kin tohumları ekilmemiştir. Kardeşi kardeşe kırdıran ve 3 Temmuz'un sebebi olan bu terör örgütü belki de dün gece itibariyle bu kulüpler arasındaki çatışma seviyesini başka bir seviyeye ulaştırmıştır. Muhtemelen 2014'te yaşanan kurşunlama olayı da bunların ürünü.

Fenerbahçe ve Trabzonspor camialarının yöneticileri kimlerse ve camiaların aklı selim insanlarının tuzağa düşmeden, birbirine vurdurmadan bir şekilde uzun vadeli ve sabırlı, akil düşünüp üstesinden kalkmamız lazım. Bu sorunlar tüm ülkeye zarar veren sorunlardır.

Trabzon ve Trabzonspor ülke futbolunun en önemli dinamiklerinden biri. Bu camialar arasında asgari müşterekte buluşabilecek bir ortam, zemin sağlayamadığımız takdirde işin bu boyutlara gelmesi ülkenin tamamını etkilemektedir.

Bizim maçımızda orada biz 3-2 yenilmiştik kendi sahamızda. Dün de  biz 3-2 kazandık. Orada biz takım ve yöneticilerini en iyi şekilde ağırlamaya çalıştık. Ertuğrul Bey de maçtan sonra aynen bu yönde açıklamalarda bulundu. Hakeme serzenişte bulundu. Bizim de serzenişlerimiz vardı ama biz söylemedik. Başkanlarla pek çok konuda aynı noktadayız. Yönetim ile başkanlar arasında sorun yokken, iki takımın da iyi niyetle oyunu sürdürdüğü noktada bunların yaşanması akıl tutulmasıdır.

Fenerbahçe olarak hem kendimize hem de Trabzonspor camiasına geçmiş olsun demek istiyoruz. Üzülerek öğrendim ki Trabzon tarafında belirli çalışmalar olduğunu duyuyoruz. Bu gerginlikleri Fenerbahçe'ye bağlayacaklarına dair duyumlar alıyoruz. Umarım bunu yapmazlar, hiçbir başkan ve yönetim kurulu dün yaşananların yaşanmasını istemez.

"Bu olayların en büyük mağduru Fenerbahçe'dir"

Trabzon'da turuncu yelek giyen özel güvenlik görevlilerine teşekkür etmek istiyorum. Bu olayların en büyük mağduru Fenerbahçe'dir ve taraftarıdır. Yönetim Kurulu ile oturduk, konuştuk. Artık bu iş çığrından çıktı. 3 Temmuz'da yaşananları biliyorsunuz. Fenerbahçe'yle ilgili ne devletimiz ne futbolu yönetenler hiçbir aksiyon olmadı. Saldırı hala faili meçhul, ya başına bir şey gelseydi ne olacaktı? Ya bir futbolcu linç edilseydi ne olacaktı? Bu son olsun diyecektik. Hep son olsun diyoruz, olmuyor. Şiddeti artık meşrulaştırmaya başlayan hale geldik. Yazıklar olsun ya. Arkadaşlar kendinize gelin. Dün yaşananlara futbol açısından bakmayın. Futbol üzerinden organizasyon mu yapılıyor bilmiyorum ama dünkü olaylar tamamen organizeydi.


Önce ana sorumluya gelmek istiyorum: Türkiye Futbol Federasyonu. Maç başladı ve aşama aşama olaylar büyüdü. Hakem uyguladıklarında geç kaldı ve tribünler cesaretlendi. Goller gelince tribünler daha da cesaretlendi. İşi az bilen biri olayların nereye gittiğini görürdü. Maça devam ettiler, olacak iş değil. Denizli'de kaybettiğimiz maç, su savaşı denilen Galatasaray maçı da iptal edilmeliydi. Dünkü maç da iptal edilmeliydi. Ülkenin içinde bulunduğu futbol ortamı nedeniyle hangi hakem olursa olsun, o maçı iptal edemezdi. Federasyon'un hakeme güç vermesi gerekirdi. Rakibimizin gücünü biliyorsunuz. Siyasi ve bürokrasi gücünü biliyorsunuz. Çekinmiş olabilirler. Sahaya meşale geliyor. Hakem görüyor meşaleyi ve oyunu devam ettiriyor ve 2-2 oluyor. Sonra tribünler sakinliyor. Ya biz 3-2 yenilseydik veya 2-2 berabere kalsaydık ne olacaktı? Zorbalıkla bir şampiyonluğumuzu daha mı alacaktınız?

Hangi derbi olursa olsun bizim maçlarımızda bütün polisler gelir, saha kenarını doldurur. Dün polis yoktu stadyumda. İnsanların üstleri ne kadar arandı? Ramazan'da geçen sene buraya geldiler. İnsanların pet şişelerini almadılar. Belki polis haklıydı. Trabzon'a da geçmiş olsun. Ertuğrul başkana dün oğlumu teslim ettim. Bizi çok güzel ağırladılar. İnsan kavgalı olduğu biriyle bu kadar yakın ilişkili olur mu? Bizim bir sıkıntımız yok. İki camianın üstünde de baskılar var. Bu kadar taraf var içeride, fatura bize kesildi.

Dün Cumhurbaşkanımızın da müdahil olmasıyla, bakanlarımıza da teşekkür ediyoruz fakat onların müdahil olmasına gerek kalmayacak ortam sağlanmalıydı. Dünkü yaşananlar herhangi bir Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşanacak olaylar değildi. Dolayısıyla biz 2 Nisan'da toplanacağız. Ben biraz evvel Kulüpler Birliği Başkanlığı'ndan istifa ettim. Biz bu muameleyi kabul etmeyeceğiz.

Avrupa’nın 5 büyük liginde görünüm Avrupa’nın 5 büyük liginde görünüm

95-96'dan sonraki o lig çekişmesinden sonra aradaki gerginlik tavan yaptığında bile böyle şiddet böyle nefret olmamıştı. Camiamıza da aklı selim davranmasını özellikle rica ediyorum. Biz kendi ülkemizde bu muameleyi görmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz artık kendi bağımızı kendimiz keseceğiz. Gerekiyorsa da bir alt lige ineceğiz. Her gün ölmek yerine bir gün öleceğiz. Herkes aklını başına alır artık, yeter.

Bir şeyelr dönüyor... Biz federasyon başkanıyla, kendi spor bakanımızla konuş, öyle yap böyle yap... Biz Riyad krizini anlatmamız için... O saygıyı bile görmedik. Siz bizi dışlayıp başka ülkenin kulübü gibi muamele yaparsanız... Bunu devlet için de federasyon için de medya için de söylüyorum. Bu tehdit filan değil. Bunun nereye gideceğini biliyorum. Riyad krizi gibi olacak. Toplum zaten gergin, mutsuz... Şiddet normalleştirilmeye çalışılıyor. Söyleyebileceğim tek şey var; bu ligde Fenerbahçe'ye yer yok. 8 tane oyuncu kart sınırında çıktı, normal mi? Ceza verilsin diyorlar şimdi de. Bizim oyuncularımız saldırıya uğrayacak, bütün maç boyunca taciz... Topu alan şişe mi gelecek diyecek, kalecim tedavi görürken, yerdeyken burası kanayacak... Ben bu çocukların psikolojisini nasıl toplayacağım? Herkes aklını başına alsın. Linç tehlikesine rağmen oyun oynatanlar, futbolun bu noktaya gelmesine, federasyona müsaade edenler aynaya baksın.