İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuşuyor.

Akşener, İyi Parti'den milletvekili aday adayı olan eski milli futbolcu ve teknik direktör Ünal Karaman ve Deprem bölgesindeki yardım çağrıları ile gündemde olan eski futbolcu Gökhan Zan'a rozet taktı.

Zan, “Bildiğiniz üzere ben medeniyetinin yeşerdiği insanlık tarihine kadar eski birikimleri bir arada barındıran medeniyetin topraklarından Hatay’dan Antakya’dan geliyorum. Ama aynı zamanda öyle bahtsız bir şehirden geliyorum ki  depremlerden afetlerden savaşlardan işgallerden başını kaldıramayan bir coğrafyadan geliyorum. Ancak Hatay insanları kendi tırnaklarıyla sırtından yükü eksik etmeyen her seferinde küllerinden yeniden doğan memleketin çocuklarıyız aynı zamanda. Atamızın bize son armağanıdır, göz nurudur Hatay, Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, Hatay benim şahsi meselemdir, bundan sonra Hatay hepimizin şahsi meselesidir. Ben sizlere tekrardan  Hatay’ı deprem bölgesini ihya ve inşa etmek için tekrardan hakça hukukça kardeşçe bundan önce nasıl yaşadıysak bundan sonra da yaşayacağımızdan eminim” diye konuştu.

Karaman, "Cesurlar hareketinin kıymetli mensupları hepinizi saygıyla selamlıyorum. Büyük ümitlerle çıktığım bu yolda bir iz bırakabilmek Türk milliyetçileriyle yol yürümek için buradayım. Yaradan yolumuza yoldaş olsun" ifadelerini kullandı.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Ne yazık ki bugün aynı güneşin altında buluşmamızı, aynı ateşin etrafında toplanmamızı, aynı sofraya oturmamızı istemeyenler var… Güneşi gölgeleyenler, ateşi, yangına çevirenler, saygıyı, düşmanlıkla kirletenler var. Soframızdan ekmeğimizi, hanemizden bereketi, gönlümüzden, huzuru çalanlar var. Elbette görüyoruz… Yangın söndürmenin değil; yangını büyütüp, o nefret yangınından, beslenmenin peşinde olanları, elbette biliyoruz…Her fırsat bulduğumda söylüyorum. Bugün de, buradan tekrar edeceğim. İYİ Parti olarak, bizim, büyük bir hedefimiz var: Bu memleketin, her bir ferdini; bu memlekette, yaşama iradesini ve arzusunu gösteren,  her bir vatandaşımızı; bir büyük, memleket sofrasına, oturtma hedefimiz var.

Dışişleri Bakanlığı: Tek taraflı açıklamaları reddediyoruz Dışişleri Bakanlığı: Tek taraflı açıklamaları reddediyoruz

İmreneceğimiz değil, paylaşarak doyacağımız, bir sofraya oturmanın; Kimsenin, gölgede kalmayacağı, bir güneşin altında buluşmanın; Sırt sırta vereceğimiz, bir ocağın başında, neşeyle toplanmanın; hayalini kuruyoruz. O sofranın da, o hayalin de, o hedefin de adı;  Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Çünkü o Cumhuriyet; Öz çocuklarına, şefkatle davranan, Her renkten çiçeğine, gözü gibi bakan, Ocağındaki ateşin, bereketi hiç sönmeyen, ana kucağıdır. Çünkü o devlet; Bahçesine, ayrık otlarını sokmayan, Nifak saçanlara, dünyayı dar eden, O ateşi, yangına çevirmeye kalkanlara, aman vermeyen, baba ocağıdır. Bu hayalimizden vazgeçmedik, asla da vazgeçmeyeceğiz.Baharı kışa çevirmek isteyenler olacak. Vazgeçmeyeceğiz. Nevruzlarda, yeniden doğuşu değil;  meydanlarda, ölümü kutsayanlar olacak. Vazgeçmeyeceğiz. Öz kardeşlerimizden can yoldaşlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. İcazetini nereden aldıkları belli olmayanların karşısında, Çanakkale’de kanlarımız üzerine ettiğimiz, o kardeşlik yeminini bozan biz olmayacağız. Varsın tipinin, boranın, yıkımın peşinde koşanlar, bildikleri yolda gitmeye devam etsinler… Kimse merak etmesin. Biz o kara kalplere, o kirli emellere, o kötü niyetlere geçit vermeyeceğiz. Çünkü biz; O birlik için kendini feda etmesini bilenleriz. Biz ateşten gömlek giyip ateşte yürüyenleriz.

Bizim için Nevruz, sevginin günüdür, hatile özgürlük dilenme günü değildir! Bizim için Nevruz, kardeşliğin günüdür, düşmanlığın günü değildir! Bizim için Nevruz, birliğin günüdür; terörün, günü değildir! Bizim için Nevruz, bastığı toprağı, cennet vatan bilenlerin günüdür; vatanın her değerine, düşman olanların günü değildir! Ama kimsenin şüphesi olmasın. Bugünleri, hep birlikte atlatacağız. Tarihimizden ilham aldığımız, büyük kararlılıkla,  güneşli baharlara, hep birlikte ulaşacağız. İYİ Parti iktidarında bahar bayramımız Nevruz’umuzu resmî tatil olarak hep birlikte kutlayacağız. O ateşin üstünden, bir büyük medeniyet olarak, hep beraber atlayacağız. Emin olun, çok az kaldı.