Volkan ESER
ANKARA/ İstanbul Saraçhane’de önceki gün akşam 6’lı masanın liderlerinin de katıldığı Ekrem İmamoğlu’na destek toplantısına, iktidar cephesinden tepkiler yükselmeye devam ediyor.
‘ORASI MİTİNG ALANI DEĞİL’
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler, İmamoğlu’nun miting alanı kapsamına girmeyen Saraçhane’de, özellikle bu mitingi yapmak istemesinin nedenini, gayet iyi bildiklerini söyledi.
Önceki gece İstanbulluların, özellikle trafik konusunda mağdur edildiğini belirten Güler, “İstanbul’da Valiliğin belirlemiş olduğu miting alanları bellidir. Saraçhane bir miting alanı değildir. Ben de İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis üyeliği yaptım. O bölgeyi çok iyi biliyorum. Belediye binası önündeki süs havuzunun hemen yanındaki otoparkın içerisine kürsü kurulmuş, sahne yapmışlar. Ana yolları kapattılar. İstanbullulara trafik işkencesi yaşattılar. O bölgedeki bütün ulaşım akışını kapattılar. Miting için uygun yerler belli. Siz özellikle yolu kapatıyorsunuz. Buradaki asıl amaçları, miting yapmak değil. Yolları tıkamak. Vatandaşı mağdur etmek. Sanki bütün insanlar, yolları kapatmış ve tepki vermiş, İmamoğlu’na destek göstermiş görüntüsü vermek” dedi.
‘CUMHURBAŞKANIMIZA YAŞATILANLARLA BENZELTİLMESİNİ REDDEDİYORUM’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, düşünce adamı şair Ziya Göklap’ın şiirini okuduğu için, cezaevine gönderildiğini hatırlatan Abdullah Güler, şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde, 1998-1999 yılları arasında düşünce adamı Ziya Gökalp’ın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bastırılan ve okullarda okutulan kitaplarda da yer alan şiirini okudu diye, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılandı ve evraklar alelacele uçak kargoyla Yargıtay’a getirilip, onanması sağlandı. O yıllarda verilen bu ceza, bütün vicdanları rahatsız etmişti. O gün Saraçhane’de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘Bu şarkı burada bitmeyecek’ şarkısı eşliğince Pınarhisar Cezaevine gönderirken, herkes ağlamıştı. Vicdanlar yaralanmıştı. Bakıyoruz önceki akşam, Saraçhane’de sevinç ve mutluluk var. Gülüşler, sarılmalar var. Sadece bir davul-zurna ve halay çekmeleri eksik kaldı. Böyle bir gayri ciddilik olur mu? Bu meselenin Cumhurbaşkanımıza yaşatılan mağduriyet ve haksızlığa benzetilmesini reddediyorum. Asla kabul etmiyoruz”
‘YARGI CHP’NİN BİR KAVGA PARÇASI DEĞİLDİR’
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının hakaret etme, suç işleme gibi bir ayrıcalığının olmadığını kaydeden TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Abdullah Güler, sözlerini şöyle tamamladı: “CHP’nin olaylara yaklaşımında ucuzluklar var. Ciddiyetsizlik var. Bu hukuki bir meseledir. Hukuk meselesi ciddi bir iştir. CHP zihniyetine göre, seçilmiş bir belediye başkanına dokunulmaz. Kişiye yolsuzluk ve usulsüzlük soruşturması açılıyor, CHP’liler kalkıyor, ‘Vay efendim millet iradesine dokunuluyor’ diye tiyatro sergiliyor. Hayır efendim, o kişi seçilmiş belediye başkanı da olsa, suç işleme özgürlüğüne sahip değildir. Ben MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye dün bu olayı net bir şekilde sıraladığı için teşekkür ediyorum. Yani bir karara itiraz edebilirsiniz. Bunun hukuk içerisinde kuralları ve kaideleri bellidir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı istediği kişiye hakaret edemez. Çok ucuz bir savunmaya giriliyor. İtiraz edeceğiniz hususunuz varsa, hukuki kavramlarla olayları savunursunuz. Yargıyı CHP’nin bir kavgasının parçası yapmak doğru değildir.”
